Gündem

8 Yaşındaki Çınar Mert EBA kurbanı oldu! Çatıdan düşen çocuk öldü!

Pandemi sürecinde uzaktan eğitime geçilmesiyle pek çok çocuk EBA'ya erişim sıkıntıları yaşıyor. İnternet erişimi için çatıya çıkan babasını takip eden 8 yaşındaki Çınar Mert, çatıdan düşerek hayatını kaybetti.

8 Yaşındaki Çınar Mert Esenyurt İncirtepe mahallesinde yaşıyordu. İnternet alt yapısında sorun olduğu için uzun süre EBA’ya giremedi. Alt yapı sorunu çözülene kadar babası komşusundan rica etti ve internet hattı çekmek için çatıya çıktı. Babasının peşinden çatıya çıkan Çınar, ayağının kaymasıyla 4’üncü kattan düşerek hayatını kaybetti.

Her şeyden kısarak oğluna bilgisayar aldığını söyleyen Baba Önder Mert, “Oğlum o bilgisayarın kapağını bile açamadı. Olan çocuğumuza oldu. Oğlumu ne EBA geri getirebilir ne başka bir şey. Eğitim hani bedavaydı, herkese eşitti.  Eğitim sistemimizi sıfırladılar. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Ciğerimiz yandı. Ne diyelim!” dedi.

EBA’ya erişimde tablo ağırlaşırken can kayıpları da artmaya başladı. Konya’da bir öğretmen çiftin bebekleri, canlı ders verdikleri sırada balkondan düşerek yaşamını yitirmiş, Maraş’ta da  50 yaşındaki edebiyat öğretmeni Aziz Serin, internette yaşadığı sorun nedeniyle öğrencilerine ders anlatabilmek için çıktığı tepede, kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmişti.

Esenyurt İncirtepe Mahallesi’nde yaşadıklarını söyleyen baba Önder Mert, alt yapı sorunu olduğu için uzun süredir interneti bağlatmaya çalıştıklarını anlattı.

Olayın yaşadığı güne değinen baba Mert, “İnterneti devletin vermeyişinden dolayı, bizim de kendi internetimiz olmayışından dolayı kısa süreliğine komşudan interneti çekmek için çatıya çıktım. Çünkü ‘Alt yapı sorunu olduğu internetin on gün sonra kurulacağını’ söylediler. Oğlum derslerden geri kaldığını söyledi. Çok ısrar etti. Komşu ile konuştum çatıya çıktım, o da arkamdan gelmiş tabii daha sekiz yaşında bir çocuk. Ben uğraşırken o da havalandırma boşluğuna düşüyor” ifadelerini kullandı.

HANİ EĞİTİM ÜCRETSİZDİ, EBA BAŞIMIZI YEDİ

Evrensel’den Eylem Nazlıer’in haberine göre, oğlunun 8 yaşında ve 3’üncü sınıf öğrencisi olduğunu anlatan iki çocuk babası Önder Mert devamında şunları söyledi:

“EBA başımızı yedi. Günlerdir EBA ile uğraşıyorduk. Olmadı, çocuğumuzun hayatına mal oldu. Oğlum gitti. Eylül’ün 9’unda doğum gününü kutladık. Oğlum cep telefonundan iki üç gün girdi ama interneti yetiştiremediğimiz için giremedi. İnternetimiz bitti. Her şeyden kısarak bilgisayar almıştık. O gün gelmişti. Oğlum o bilgisayarın kapağını bile açamadı. Olan çocuğumuza oldu. Oğlumu ne EBA geri getirebilir ne başka bir şey. Başka canlar yanmasın. İnternet ücretsiz verilsin. Eğitim hani bedavaydı, herkese eşitti. Sözde bedavaydı.”

EĞİTİMİ SIFIRLADILAR

Öğretmenin 8-10 öğrenciden hiç haberi olmadığını belirttiğine de değinen Mert, “Öğretmen ‘Ne internetleri var ne de EBA’dan şifre aldılar, kayıp çocuklar” dedi. Yüz binlerce öğrenci eğitim alamıyor. Eğitim sistemimizi sıfırladılar. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Ciğerimiz yandı. Ne diyelim” diye konuştu.

EĞİTİM SEN: MEB KAMUSAL EĞİTİMDEN SORUMLU

İnternet erişim sorunu ve çocukların gerekli cihazlara sahip olmamasının salgının başından beri devam ettiğine dikkat çeken Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan konuyla ilgili şunları söyledi:

“Hiçbir adım atılmadı. Bu sorunların hepsi çözülebilirdi. Kamu kaynaklarındaki bütçe öğrencilerimiz için kullanılabilirdi. Yüz yüze eğitimin başlaması için gerekli ve yeterli önlemler alınabilirdi. Öğrencilerimiz uzaktan eğitime ulaşmakta büyük bir çaba sarf ediyor, bu durum yaşamlarına ilişkin riskler de taşıyor. Eğitimin en temel ilkesi eşitliktir. Kamusal eğitimin ne kadar yaşamsal bir mesele olduğunu her olayda bir kez daha görüyoruz.

Uzaktan eğitimde öğrencilerimizin ihtiyacı olan bütün cihazlar ücretsiz olarak sağlanmalı, internet erişim sorunu bir an önce çözülmeli. İnternet sınırsız ve ücretsiz olmalı.

Bu sorunların farkında olmasına rağmen Milli Eğitim Bakan ısrarla bir şey yapmıyor. 12 yıllık temel eğitim zorunludur ve Milli Eğitim Bakanlığı bütün öğrencilerimizin kamusal eğitim hakkından sorumludur. Yaşanılan eşitsizliğin giderilmesi için bir an önce adım atmalıdır.”

ŞEKER, TELEKOMUN ÖZELLEŞTİRİLMESİNİ HATIRLATTI

Konuya ilişkin CHP Milletvekili Ali Şeker ise şunları söyledi:

“İnternete erişmek için bir çocuk öldü diyebiliriz. Bu dönemde, internet çağında telekomun özelleştirilmesinin sıkıntılar doğurduğunu bir kere daha gördük. İnternet erişim firmaları bu dönemde bırakın indirim yapmayı çok yüksek zamlar yaptılar. Böylesi bir dönemde devletin herkesin uzaktan eğitime erişebilmesi için bir düzenleme yapması gerekiyordu.

Ve çocukların eğitim hakkına ücretsiz ulaşabilmesi için, ücretsiz internet erişimini çocuklara yönelik planlamalı ve bunu hayata geçirmeliyiz. Ancak bu olmadığı gibi firmalar daha çok zam yaptı. Biz bunu başından beri dile getirdik. İnternete erişime ilgili kolaylaştıracak tedbirleri alın diye.

Ama tam aksi zam yapmayı tercih ettiler. Devlet bu süreçte eğitimden tamamen elini çekme yoluna gidiyor. Esenyurt’ta maalesef internet ücretlerinin yüksekliğinden, ailenin ekonomik olarak zorda oluşundan dolayı komşusunun internetini çatıdan almak isterken böyle acı olay bir yaşandı. Devlet öğrencilere ücretsiz interneti temin etseydi böyle acı olay yaşanmayacaktı.”

VELİ-DER: SORUNLAR VELİLERİN ÜZERİNE BIRAKILDI

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un 1.5 milyon çocuğun uzaktan eğitime ulaşamadığını açıkladığına dikkat çeken Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Başkanı İlknur Kaya, “Bu sayıyı neye göre nasıl hesapladılar bilemiyorum. Ancak bu sayının çok daha yüksek olduğunu biliyoruz. Çocukların uzaktan eğitimi takip edebilmek için TV, bilgisayar gibi araçlara bunları kullanabilmeleri için digital alt yapıya ihtiyaçları var.

Çoğu durumda evlerde sınırlı araç gereç olduğunu birden fazla çocuğun olduğu ailelerde araç gereç yetersizliği olduğunu, bunun yanında hâlâ özellikle elektrik kesintileri, internet ulaşım altyapısının hiç olmaması ya da yetersiz olması gibi nedenler, özellikle ve başta tarım olmak üzere çalışmak zorunda olan çocukların gün içinde çalışmayı bırakıp uzaktan eğitimi takip edememeleri en sık yaşanan sorunlar.

Öncelikle çocukların eğitim olanaklarından mahrum kalmasının ulusal bir sorun olarak başta devleti yönetenler tarafından kabul edilmesi ve bu hassasiyetle konunun değerlendirilmesi gerekirdi.

Mart ayında okulların kapanmasından itibaren saydıklarımızın yapılmış olmasını bekliyorduk. Fakat ne yazık ki MEB kağıt üzerinde bir takım planlar yapmanın ötesinde sorunlarımızı çözecek etkili adımlar atmadığı gibi, okulların her türlü ihtiyacının karşılanmasını yine velilerin üzerine bıraktı. Çocuklarımızın araç gereç eksikliklerini de halktan toplanacak bağışlara havale etti” değerlendirmesinde bulundu.