Sağlık çalışanları için yeni genelge! Meslek hastalığı sayılması için illiyet bağı aranacak
CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, Sağlık Bakanlığı tarafından sağlık çalışanları için yayınlana son genelge hakkında çok çarpıcı bilgiler verdi. Koronavirüs bulaşmış bir sağlık çalışanının virüsü, çalıştığı hastaneden kaptığını ispat etmesi gerekiyor. Yani çalışanlardan hastalıklı illiyet bağı aranıyor… Konu hakkında açıklama yapan CHP’li Bingöl, ‘’Genelgenin içeriğinde hastalıklı illiyet bağı aranıyor; vazife malulü sayılmak isteniyor. Hasta olan sağlık emekçisi, hastalığını yani o virüsü çalıştığı ortamda kaptığını ispat edecek.” Ya, Allah aşkına, Sağlık Bakanlığı böyle bir şeyi tespit edecek bir yöntem mi buldu, bizim haberimiz yok. Nasıl böyle bir şey olabilir?’’ ifadeleri ile tepki gösterdi.
Tekin Bingöl, Meclis kürsüsünde yaptığı açıklamada, Genelge hakkında şu bilgilendirmelerde bulundu;
MAALESEF SIKLIKLA SAĞLIK EMEKÇİLERİ HAYATINI KAYBEDECEK
Bu konuşmayı dün yapsaydım, Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının sayısını 276 diye açıklayacaktım. Gün bitmeden, dün akşam 2 sağlık çalışanı kardeşimiz daha maalesef hayatını kaybetti. Bu bir savaş, dünya topla, tüfekle değil; bilimle, akılla ve doğru yönlendirmeyle bu savaşı kazanmaya çalışıyor. Ama dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de bu savaşın öncü güçleri sağlık emekçileri. Sağlık emekçileri hepinizin bildiği gibi en kritik ortamda büyük bir risk alarak çalışıyor. 11 Martta ilk Covid vakası tespit edildiğinden hemen sonra Profesör Doktor Cemil Taşçıoğlu Covid-19’a yakalandı. Yoğun bakıma giderken öğrencilerine samimi duygularıyla şu cümleyi sarf etti: “Bütün deneysel ilaçları benim üzerimde deneyebilirsiniz.” Çünkü Cemil Hoca ettiği yeminin arkasında durdu. Onurlu, kişilikli bir mücadele vermeyi kendisine ilke edinmişti. İlk kaybımızdı ama maalesef son olmadı. Dediğim gibi, o günden sonra bugüne geldiğimizde ve korkarız ki bundan sonra da sıklıkla sağlık emekçileri hayatını kaybedecek.
SAĞLIK ÇALIŞANI NASIL İSPAT EDECEK?
Aynı şekilde kısa bir süre sonra Cumhurbaşkanı da bu konuda düşüncesini açıkladı ama gelin görün ki birkaç gün geçti, bir genelge yayınlandı Sağlık Bakanlığı tarafından akıllara zarar bir genelge. Genelgenin içeriğinde hastalıklı illiyet bağı aranıyor; vazife malulü sayılmak isteniyor. Bu iktidarın bir tavrı var, bu tür olaylarda iki yaklaşım gösteriyor: Bir, ya zamana yayıp çürütüyor ya da ipe un serip sulandırıyor. Şimdi işte meslek hastalığıyla ilgili yapılmak istenen de bu; sulandırılıyor. Bu yapılmamalı. Az önce bahsettiğim, bu Parlamentonun sağlık emekçilerine karşı böyle bir ulvi görevi yerine getirmesi gerekiyor. Peki, ne oldu. Şimdi illiyet bağı aranıyor da ya, böyle bir anlayış olabilir mi? Şu deniliyor değerli arkadaşlar: “Hasta olan sağlık emekçisi, hastalığını yani o virüsü çalıştığı ortamda kaptığını ispat edecek.” Ya, Allah aşkına, Sağlık Bakanlığı böyle bir şeyi tespit edecek bir yöntem mi buldu, bizim haberimiz yok. Nasıl böyle bir şey olabilir? O sağlık emekçileri sadece ev ile hastane arasında mekik dokuyor. Sinemaya, tiyatroya mı gidiyorlar; seyahate mi çıkıyorlar? Nedir bu anlayış? Nedir bu aymazlık?
COVİD-19’UN MESLEK HASTALIĞI SAYILMASI
Burada yapılması gereken, eğip bükmeden, sağa sola yönlendirmeden, bu, meslek hastalığıyla ilgili kanunun acilen yerine getirilmesi gerekiyor ve hatta geriye dönük işletilerek. Bakın, mayıs ayında bir vaka SGK’ye başvuruyor İzmir’de, altı ay bekletiliyor ve reddediliyor. Niye? İlliyet bağı kurulmamış. Ya, böyle bir şey olabilir mi ya? Kahraman ilan ettiğiniz, balkonlarda alkışladığınız sağlık emekçileri bunu hak etmiyor. Sağlık emekçilerine yapabileceğimiz, mütevazi bir anlamda, sadece ve sadece, bunu meslek hastalığı saymak. Bunun yok sayılmasının ya da illiyet bağıyla açıklanmasının hiçbir şekilde izahı yoktur. Yapmamız gereken bir tek şey var, bir tek şey: Süratle komisyonda görüşüp Genel Kurula indirip bunu sonlandırmak.
Bakın “Devlet büyüktür.” diyoruz, “Devlet öder.” diyoruz ama eğer devlet bunun ilacını, aşısını, testini ödeyemiyorsa o zaman bir şey var; bu iktidar bu ülkenin kasasını patlatmış ve ülkenin bütün hazinesini yok etmiş, ödeyecek parası yok, ülkeyi iflas ettirmiş, onun için böyle kaçak oynuyor diyorum.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz neyi konuşuyoruz Allah aşkına? Dünyada pandemi olmuş, milyonlarca insan hayatını kaybetmiş ve maalesef, hastalık hâlen kontrol altına alınamamış, tüm yıkıcı etkisiyle devam ediyor. Hepimiz maskelerimizin arkasında sokaklarda yürürken, marketlerde yerlerdeki işaretlerde sosyal mesafe işaretlerine basa basa beklerken, kendimizi bulduğumuz her yerde dezenfekte ederken, evlerimizde kendimizi en yakınlarımızdan izole ederken, aile büyüklerimizle camdan, pencereden veya telefonlardan görüşürken bir grup var ki onlara “Gidin bu pandemiyle göğüs göğüse mücadele edin, 7 gün 24 saat çalışın, ailenizi unutun, kendi sağlığınızı unutun ama yeminizi unutmayın.” diyoruz.
Koronayla mücadele de 40 bin çalışanımız enfekte olmuşken, 276 sağlık çalışanımız hayatını vermişken, biz bir sene sonra bile hâlen onların bu erdemli ve kahramanca duruşuna karşılık veremiyoruz. Bu fedakârlıklardan dolayı hayatını kaybedenlere kuru bir teşekkür etmekten başka, sosyal medyadan duygu yüklü bir mesaj yayınlamaktan başka hiçbir şey yapamıyoruz, bu onların değil bizim ayıbımızdır. Sağlık şehitlerimize minnettarız, gönlümüzden geçen onların şehit sayılması demekle olmuyor. Devlet işleri temenniyle değil kanunla yürüyor.
Sağlıkçılarımız mesleklerine başladıkları ilk gün bir yemin ettiler ve bu yemine sadık olmak, insanı yaşatmak için canla başla çalışıyorlar. Biz de buraya geldiğimiz gün bir yemin ettik ve bu yemine yakışır işler yapmak zorundayız. Tüm sağlık çalışanlarının geride bıraktıklarına bu yüce Meclisin borcu var. Burada, hâlen meslek hastalığı olmalıdır diye tartışmamız, şehit olarak kabul edilmeleri konusunda adım atmamız, bu mücadeleyi verenlerin azmine vurulmuş en büyük darbedir. Yakın zamanda bir genelge çıkarttınız onda da memur işçi ayrımı yapıyorsunuz. Hastanede mi kapmış, dışarıda mı kapmış soruşturmasına gidiyorsunuz. İnsan orada canıyla uğraşırken bir de size hastalığı hastanede kaptığını ispat etmeye mi çalışacak? Dokuz ay tüm çağrı ve taleplere kulaklarınızı tıkadınız, şimdiyse hakkı şarta bağlamaya çalışıyorsunuz. İçinde muğlak ifadeler barındıran genelgelere, Meclis araştırmasına değil hemen bu akşam çıkarılacak bir kanuna ihtiyacımız var, hemen bugün, hemen bu akşam.