Kültür SanatMagazin

Reality Show formatı neden bu kadar çok izleniyor? Reality show türü nedir?

İlk olarak 90’lı yıllarda bir TV türü olarak ortaya çıkan realite şovları, 2000’lerin başından beri daha da popüler hale gelmiştir. Peki bu kadar popüler olmasındaki nedenler neler, psikolojik temelleri neye dayanıyor birlikte inceleyelim.

Reality TV, senaryosu olmayan gerçek yaşamdan kaydedilmiş dramatik ve mizahi durumları ekrana yansıtan ve karakter olarak profesyonel aktörler yerine gerçek kişileri kullanan bir televizyon programı çeşididir. Bir çeşit belgesel olduğu söylenebilir. Tanımından yola çıktığımızda doğallık iddiasını görüyoruz. Bu programlar doğal seyrinde ilerler ve bir senaryoya bağlı kalmadan çekilir. Bu konu üzerinde çeşitli tartışmalar var  ama benim görüşüm tamamen doğal olmadığı ve kurgu payına sahip olduğu yönünde. Her şeyden önce, bu televizyonda yayınlanan bir iş, arkasında yönetmenden editöre kadar çalışan harika bir ekip var. Bunun sonucunda reyting kaygısının olması kaçınılmazdır.

Bahar Candan: "Bakireyim ama hamileyim!"

Özellikle de ülkemizde en çok izlenen örnekleri düşündüğümde, entrika ve kavgaların ön planda tutulmasını ve ‘Bahar Candan’ gibi karakterlerin olmasını tesadüf bulmuyorum.

“İnsanlar bu programları izlerken gizli bir haz yaşıyor”

Bunlar genellikle reyting artırma unsurlarıdır. Aynı zamanda, rekabet günümüzde müthiş şekilde arttı ve hayatın her alanında var diyebiliriz. Bunu realite şovlarında da görüyoruz. Programların bu kadar tercih edilmesinin nedenlerinden biri de, insanlar izlerken rahatlamış hissediyor ve kendilerinden bir şeyler buluyorlar. Reality show türü üzerinde çalışan bir sosyal psikolog, “Rekabet ortamında bulunan ve iş hayatında sürekli stres hisseden kişiler
hayatlarından bir şeyler bulur ve bu programları izlerken gizli bir haz yaşarlar. Kendilerinde eksik hissettikleri şeylerin tatmini yaşarlar. İzlerken kendilerini zirvede görüyorlar, o kadar da kötü olmadıklarını söylüyorlar. ” ifadelerini kullanarak bu türün çok izlenmesinin altında yatan psikolojik nedenlere dikkat çekiyor.

Yine, bu programlardan bazıları insanları değiştirmeye ve yepyeni bir tarz yaratmaya yönelik. Ama ne yazık ki
bu programları izlerken aşağılayıcı ifadelere sıkça tanık oluyoruz.

Coğrafya ve kültürün de etkisiyle ortaya çıkan bir durum var ki, özellikle kadınlar bu programlarda aşağılayıcı ifadeye maruz kalıyor. Türkiye’de çok sayıda realite şovu izleniyor. İşte Benim Stilim, Kısmetse Olur gibi, Doya Doya Moda, Kuaförüm Sensin sadece birkaç örnek. Ortak bir payda var o da hem jüri üyelerinin dili hem de yarışmacılar arasındaki diyalogun son derece aşağılayıcı ifadeler barındırması. Bir izleyici olarak hem empati yapmaya çalışıyorum hem de bir o kadar şaşkınlık yaşıyorum. Bu programlarla ilgili yorumu psikoloji ya da sosyoloji alanındaki insanlar daha doğru analiz edeceklerdir elbette.. Ancak bu kadar çok tercih edilmesi,
çoğu insanın aşağılık kompleksinden kaynaklanıyor olabilir.

EGE HABER/CEYLİN ÇAĞATAY