EkonomiGündemManşet

Kurul bu perşembe toplanıyor, politika faizi kaç puan artacak?

HABER/ Didar DEMİRCİ- Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası Başkanlığında yapılan görev değişimlerinin ardından Merkez Bankası’nın ilk faiz artırımını bu hafta yapması bekleniyor. 1000 puanın üzerinde artırım öngörülürken faizlerin yüzde 20’nin üzerine çıkması tahmin ediliyor. Söz konusu tahminleri değerlendirerek, piyasada olumlu bir etki olmayacağını ifade eden Ekonomist Murat Kartalkaya, Ege Haber’e konuştu.

Kartalkaya, “Şimdi geçen hafta biliyorsunuz hem Amerikan Merkez Bankası hem de Avrupa Merkez Bankası faiz artırımı yaptı. Herkes aşağı yukarı tahmin ediyordu. FED’in pas geçeceğini, Avrupa’nın da yüzde 25 baz puan artıracağını tahmin ediyordu. Ama Türkiye’ye gelince ne yazık ki tahminler çok şaşıyor. 600 baz puandan 1200 baz puana kadar değişik görüşler var. Ben de 600 ile 800 baz puan artışı bekliyorum. Yani faizlerin yüzde 14 ile 17 arasında bir yere gideceğini tahmin ediyorum. Ama piyasanın geneli hiç olmazsa 1200 baz puan artırmasını bekliyorlar. Yani piyasa, hiç olmazsa faizi yüzde 20’ye çıkarmaları gerekiyor diye bekliyor. Bu kadar sert bir artış olacağını ben tahmin etmiyorum” açıklamasını yaptı.

HİÇBİR ŞEY İFADE ETMEYECEK

Kartalkaya, “Merkez Bankası Başkanı ve Hazine Bakanı değişti ama sonuç olarak Para Piyasası Kurulu daha evvel faizi yüzde 18’lerden yüzde 8,5’lara indiren aynı kurul. Onlar 1200 baz puan artırırlar mı çok emin değilim. Zaten yüzde 20 yapsalar bile hiçbir şey ifade etmeyecek teknik anlamda. Çünkü şu son 2 yılda enflasyonda en başarılı programı FED yapmış gibi görünüyor. Yüzde 9’dan bir buçuk yılda yüzde 4’e düşürdüler. Bunu da nasıl yaptılar. Çok sert faiz artırımlarıyla yaptılar. Şu anda Amerikan Merkez Bankası faizi 5.25, buna karşılık mesela iki yıllık Amerikan tahvilleri 4,70’idi. Enflasyon yüzde 4’te. Yıl sonu bekleneni de yüzde 3 civarında. Burada ciddi bir reel faiz geliri var. Bir ülkede faiz artırımından istifade etmek istiyorsanız reel faiz geliri vermek zorundasınız. Türkiye bunu yapması için, Türkiye’de şu anda iki yıllıklar 17.50’lerde. Reel faiz yapması için hani yıl sonu beklentisi enflasyon yüzde 47. Hadi bir yıl sonrayı beklenti derseniz yüzde 30’larda. Demek ki bu en azından iki yıllık devlet tahvili faizlerinin 30’ların üzerine çıkması lazım, Merkez Bankası faizinin de yüzde 30’ların üzerine çıkması lazım ki reel faiz kazandırasın ve en azından dışarıdan en azından kısa vadeli yabancı portföy getirebilesin. Yabancı parayı sokmak için bunu yapmak zorundasınız” sözlerini kaydetti.

TÜRKİYE BU KADAR SERT BİR KARARI ALAMAZ

Türkiye’nin faizi bir anda artırmak gibi bir karar alamayacağının altını çizen Kartalkaya, bunun sebebinin tüketimin önünü kesilemeyecek olması olduğunu söyledi. Kartalkaya, “Türkiye bu kadar sert bir kararı alamaz. Çünkü Türkiye, yıllardan beri ithalat ve tüketimle büyüyor. Reel anlamda bir büyüme yok. Deli gibi tüketiyor ve ithal ediyoruz. Şimdi faizin bu kadar çıkması; kredi kartlarında ve ticari kredilerde referans faizi Merkez Bankası faizi üzerinden hesaplanıyor. Orada çok sert bir artış kredi faizleri zaten yukarıda, o zaman kredi tamamen kesilir. Türkiye kredi ile yıllardır büyüyen bir ülke. Seçime giderken piyasayı bu kadar sert bir şekilde engellemek inanın bunu yapabileceklerine inanmıyorum. AK Parti iktidarı bence şimdiye kadar hiç almadı böyle bir karar. Tam tersi faizleri düşürdü, tüketimi artırdı işte parasal genişleme yaptı; asgari ücretlilere emeklilere zam yaptı. Bunların hepsi enflasyonu artırıcı etkisi de var. Ben o nedenle sert bir faiz artırımı kararı beklemiyorum” dedi.

KREDİLERLE BÜYÜYORUZ

Kısa dönemde Türkiye’deki ekonomik sorunların iyileşmeyeceğini aktaran Kartalkaya, “Kısa dönemde Türkiye’yi iyileştirebilecek hiçbir şey yok. Türkiye yıllardır milli gelir büyüme rakamlarına bakın; yüzde 4 büyüklük ilk çeyrek. Bakın içeriğine tamamen tüketim ve ithalatla büyümüşüz. Önce üretim. Tasarruf yapacak durumumuz yok. Çünkü tasarruf nasıl yapılır. Bu televizyonu bu sene almayayım seneye de nasıl olsa aynı fiyattan alırım hiç olmazsa bunu bu sene değerlendireyim, acil ihtiyacım yok demesi lazım vatandaşın. Ama şimdi ne yapıyor, bu televizyonun fiyatı 6 ay sonra iki katı olacak, bu televizyon eskidi ben bunu değiştireyim şimdiden diyor. Yani tamamen tüketim toplumuyuz. Tamamen enflasyon artacak ne bulursam alayım diye tüketimi artırıyoruz. Kısa vadede bunu kesecek bir şey yok. Bunu yapacak iktidarın bir anda faizi yüzde 30’lara çekmesi gerekir. En azından çekebileceği sinyali vermesi gerekir ki bence öyle yapacaktır. Kredi kartı faizleri acayip yükselir, tüketim durur. Tabi bunlar da yetmez, bunların yanında devletin yaptığı destekleme alımlarına sınır konulması lazım, ihalelere şeffaflık getirmesi lazım. Bunların en önemlisi üretim yapmak gerekiyor. Düşünsenize paranız 13 liradan bir yılda 20 TL’ye geldi. İhracatçılar satış yapmamız için 25 TL olması gerekir diyor. Ha bire paramızı malımızı değersizleştirerek köleliğe doğru gidiyoruz” diye konuştu.