İzmir HaberleriMagazinPolitika

AK Parti İzmir’den Soyer’e sert eleştiriler: İzmir halkını kışkırtıyor

HABER/ Didar DEMİRCİ

AK Parti İzmir İl Gençlik Kolları, twitterda “İzmir (Grev, ulaşım, trafik)” başlıklı oda açtı. AK Parti İzmir İl Gençlik Kolları Başkanı Recep Tayyip Taslak moderatörlüğünde gerçekleşen toplantıda Metro A.Ş. personelinin grev uygulaması sonrasında İzmir ulaşımında yaşananlar başta olmak üzere kentin başlıca konuları ele alındı. AK Parti İzmir İl Gençlik Kolları Başkanı Taslak, Hastası olan, derse yetişmeye çalışanlar, işe gitmeye çalışanlar mağduriyet yaşadılar. İzmir’de ulaşımda, trafikte, kokuda yaşanılan ve toplumumuzu derinden etkileyen sorunların sebebi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yönetiminden kaynaklanıyor. Tüm sorunları da sesimizi haykırarak İzmirli hemşehrilerimizin sesi olacağımızı da buradan belirtmek istiyorum. Sesimizi sonuna kadar duyurmaya gayret edeceğiz” sözlerini kaydetti.

Twitter’daki oda toplantısına AK Parti İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, AK Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı Dilavet Kişili, İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi Burçin Kevser Sevil, İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi Yusuf Demircioğlu, Bornova Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi Adem Kasacı ve Bayraklı Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi Emre Demir’in yanı sıra birçok dinleyici katıldı.

İzmir’i yönetenlerin siyasi anlayışında hastalık var

İzmir’i yönetenlerin siyasi anlayışında hastalık olduğunu ve bu hastalığın tedavi etmeye çalıştıklarını ifade ederek konuşmasına başlayan AK Parti Grup Başkan Vekili Özgür Hızal, hastalığın ‘biz engelleniyor’ söylemi olduğunu belirtti. İzmir’in hiçbir konuda engellenmediğini vurgulayan Hızal, “Yapmadıklarını, yapamadıklarını, beceriksizliklerini ve kabiliyetsizliklerini bir şekilde örtmeye çalışıyorlar. Özellikle Aziz Kocaoğlu döneminde bu tarz söylemlerle prim elde ettiler. Ama artık İzmirlilerin bu söylemlere karnı tok. İzmir Büyükşehir’in devasa bütçesi var. 2022 bütçesi 26 milyar TL. Bir çok bakanlıktan daha fazla. Tunç Soyer göreve geldiğinde 5 milyar TL’ydi. Bugün bu noktada yani 4 yılda 5 kat artan bir bütçesi var. Giderler artarken gelirler de artmış. Bu gelirlerin büyük bölümü iller bankası ve hazine payı” açıklamasını yaptı. Öte yandan bu kadar kaynağa rağmen İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de gelir getirici faaliyetler ortaya koyamadığını söyleyen Hızal, “Siz gelir elde edecek faaliyetleri hayata geçirmezseniz sorun yaşamaya mahkum olursunuz” dedi. Konuya ilişkin Harmandalı Çöp Tesisi’nden örnek veren Hızal, “Harmandalı’nda çöplerden elde edilen elektrik Büyükşehir’in bütçesine katkı sağlıyordu. Ancak oradaki plansızlıkları nedeniyle o gelirden de oluyorlar” sözlerini kaydetti.

İzmir, fantastik fikirli danışmanlarla yönetiliyor

Hızal, konuşmalarına şu şekilde devam etti:

“Yapacağınız yatırımları bir program dahilinde yapacaksınız. Yapmazsanız, önceliklerinizi farklı alanlara verirseniz o zaman bunlarla karşılaşırsınız. Sadece Tarkan konserinde ses ve sahne düzenine harcanan para 44 milyar. Bunlar yapılmasın demiyoruz. Ama bunlara bu parayı veren İzmir Büyükşehir Belediyesi, Bayındır’daki çiçek festivaline 500 bin TL’yi çok gördü. Siz yol yapmaz, ulaşımda alternatifleri ortaya koymazsanız, yatırımları ötelerseniz, ekonomik olarak da böyle sorunlar yaşarsınız. Bir yıl önce yapılması gereken ihaleyi yapamazsanız, üzerine 1 milyon daha ödemek zorunda kalırsanız. İhale yapamaz bir noktaya gelmiş bir belediyeden bahsediyoruz. İZBB esasında bakıldığında kamusal anlamda, bürokratik anlamda geçmişi olan bir belediye ama son zamanlarda bu özelliğini de kaybetti. İzmir, şu anda basiretsiz, fantastik fikirli bir takım danışmanların yönlendirmesiyle yönetilmeye çalışılan bir şehir oldu. Bu sorunlarla karşılaşılması çok olağan. Çünkü perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Finansal kriz var. Çalışanların maaşlarını ödeyemeyecek noktaya gelmiş bir belediyeden bahsediyoruz.”

Soyer’in Erdoğan’a mektubu gündem değiştirme çabasıydı

Toplantıda sorularımıza da cevap veren Hızal, Soyer’in Erdoğan’a yazdığı mektubu hatırlatmamız üzerine şu şekilde konuştu:

“Bu mektup meselesi, zamanlaması açısından çok manidar. Bu mektup; demir ve beton hırsızlığının çok konuşulduğu döneme denk gelmişti. Bu gündemi değiştirmek amaçlı yapıldı. Kendisine de söyledim. Uzattığınız eli havada bırakmayız. Kendilerinin bir haber olduğu sorunları dahi kendilerine de bildirerek bu sorunların çözülmesi için elimizden geleni yaptık. Kaldı ki 4 yıl önce buna benzer bir talebi olmuştu o günde aynı cevabı vermiştik. Biz her zaman hazırız demiştik. Ama 4,5 yıl boyunca kendisi kayboldu. Amacı İzmir’in sorunları ortadan kaldırmak değil.”

İzmir’in en önemli ulaşımda grev uygulaması yönetici basiretsizliğidir

İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi Burçin Kevser Sevil de metro ve tramvayları durduran grev uygulamasına ilişkin sert eleştirilerde bulundu. Vatandaşın bugün hem ulaşım zammıyla karşılaştığını hem de bu zamlar karşısında ulaşımı rahat bir şekilde kullanamadığını vurgulayan Sevil, “Siz başkan olarak süreci sonlandıramamışsınız. Burada ben bir yönetici basireti, yönetim kabiliyeti kesinlikle ve kesinlikle göremiyorum. Burada sendikal hakkını kullanan işçileri vatandaşın gözünde suçlu lanse edilmesi İzmir’i yönetenlere yakışmıyor. Açıkça yine kriz var ve yine çözemiyorlar. Depremde de yaşadık. Çok komik bir şekilde evden çıkmayın dediler. Yol açmadılar. Körfezin kokusu noktasında atık su arıtmaları da yine vatandaşı suçlayıp kirlettiğiniz için kokuyor dediler. Ben bugün bu kötü yönetimin daha katmerli hale geldiğini ve yerel seçime giderken daha da katmerleneceğini gördüm. Çok üzülüyorum. Bir vatandaşın evden çıktığı andan itibaren şehirde kullanacağı her noktadan yerel yönetimler sorumludur. Biz de İzmirli vatandaşlar olarak en temel haklarımızı dahi maalesef alamıyoruz” sözlerini kaydetti.

İnsanları grev konusunda önceden uyaramadılar

Konuya ilişkin İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi Yusuf Demircioğlu da, “Yaşam kalitemiz her geçen gün İzmir’de düşüyor. Beceriksiz yöneticiler süreci yönetemedikleri için İzmirliler olarak, ‘makus kaderimiz, kara bahtımız’ diyoruz. Tüm İzmirliler bu süreci görüyor. Bugün sosyal medyada da bu süreci görüyoruz. İnatçı ve süreç yönetemeyen bir ekip var. Grev sürecinde de son ana kadar getirip, ondan sonra da sabah insanları bir anda böyle bir şeyle karşı karşıya bırakmak doğru değil. Türkiye’nin en büyük üçüncü şehri bu şekilde yönetilmemelidir. Zaten sendika da kendi hakkı olan grev hakkını kullanıyor. Direk grev diye bir şey yok. Ortada personelleri mağdur eden, Tüm İzmir halkını mağdur eden bir yönetim var” diye konuştu.

Eşinin ya da danışmanlarının aklıyla yönetiyor

Soyer’in Demiryol-İş Sendikası ile olan toplu sözleşme sürecinde anlaşma sağlanamamasına ilişkin sosyal medya hesabından paylaşımını yaptığı rakamları ve sonrasında eşi Neptün Soyer’in “Çalışanlarımıza” ifadesiyle yaptığı paylaşımı ele alan AK Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı Dilaver Kişili, sert sözlerle yüklendi. Kişili, Bugün İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atandığını, aile içi bir darbenin yaşandığını gördük. Neptün Soyer, eşi Tunç Soyer’in attığı tweetin etkisiz ve yetersiz olduğunu görüp, sanki aile şirketi yönetiyorlarmış gibi oradaki çalışanlara da aile şirketinin işçileri muamelesi yaparak işçilere gereken desteği verdiğini açıklıyor. Biz bunun arka planda böyle olduğunu, Tunç Soyer’in eşinin aklıyla ya da danışmanlarının aklıyla hareket ettiğini hep söylüyorduk. Bugün tüm İzmir kamuoyu görmüş oldu. İzmirlilerin yaşadığı problemlerin dışında İzmir halkını çalışan işçilere karşı kışkırtmanın karşılığını gördük. Hepsi tamamen işçi ile vatandaşı karşı karşıya getiriyor. Bunların genel siyaseti bu, insanları kışkırtmak” eleştirilerini yaptı.