Ege HaberleriGündem

Jeoloji Mühendisleri İzmirlileri sessiz faylara karşı uyardı

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu, Ege Bölgesinde büyük yıkımlara neden olan 30 Ekim Depreminin yıl dönümünde önemli hatırlatmalarda bulundu. Odadan yapılan açıklamada, 30 Ekim’de ve 6 Şubat’ta yaşamını yitiren vatandaşları saygı ve rahmetle andıklarını belirterek, İzmir özelinde uyarılarda bulundular.

SIVILAŞMA KÜÇÜK DEPREMLERİ BİLE AFETE DÖNÜŞTÜRÜR

Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nden yapılan açıklamada, “30 Ekim 2020 saat 14:51 de, merkez üssü Sisam Adası’nın kuzeyi olan 6.9 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Deprem, en büyük yıkıcı etkisini, merkez üssüne yaklaşık 70 km uzaklıkta, İzmir’in Bayraklı ve Bornova ilçelerinde göstermiş, 117 yurttaşımız yaşamını yitirmiştir. Depremin yıkım yaptığı bölge kalın, suya doygun ve gevşek güncel akarsu çökellerinin bulunduğu, Meles Deltası’nın arkasındaki ova bölümüdür. Deprem büyütmesinin ve sıvılaşma riskinin en yüksek olduğu bu bölgede, çok düşük ivme değerlerine bile karşı koyamayacak ölçüde dayanıksız binaların bulunması, depremi ciddi bir afete dönüştürmüştür” sözleri kaydedildi.

SESSİZ FAYLAR RİSK OLUŞTURUYOR

30 Ekim 2020’de meydana gelen depremin ‘doğanın bir uyarısı’ olduğunu hatırlatarak devam eden açıklamada, “İzmir Metropolitan alanını etkileyecek uzun zamandır sessizliğini koruyan fayların her an yıkıcı bir deprem üretebileceği bilim insanlarınca vurgulanmaktadır. Bu fayların kırılması durumunda olabilecek bir deprem Bostanlı, Mavişehir, Karşıyaka, Bayraklı, Bornova Alsancak gibi alüvyon üzerinde yerleşimi olan semt ve mahalleleri ciddi biçimde etkileyecektir. Özellikle, sahile yakın, suya doygun zeminler üzerinde inşa edilmiş, dayanım ömrünü tamamlamış yüzlerce binanın temel elemanları ve betonları, korozyon nedeni ile mühendislik özelliklerini neredeyse tamamen yitirdikleri bilinmektedir. Bunun yanında, Bostanlı, Mavişehir ve İnciraltı gibi suya doygun akarsu çökellerinin yer aldığı bölgelerde yeni imar alanlarının oluşturulmaya çalışıldığını kaygı ile izliyoruz” mesajı verildi.

AKIL DIŞI UYGULAMALAR YERİNE…

Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, konuya ilişkin 3 maddede uyarılarını şu şekilde sıraladı:

“Ülkemizin, yıkıldıktan sonra dönüşüm gibi akıl dışı uygulamalar yerine, yıkılmadan planlı kentsel değişime ve öncelikli yerleşim alanlarının belirlenmesine şiddetle ihtiyacı vardır.

Kentsel nüfus yoğunluğunun azaltılması, göçün önlenmesi, insanların doğdukları ve yaşadıkları yerlerde insanca yaşayacakları koşulların oluşturulması gerekmektedir.

Jeoloji mühendisleri odasının ısrarla üzerinde durduğu fay yasasının bir an önce çıkarılması, tarım alanlarının imara açılmaması ve etkin efektif kamucu denetim anlayışı ile tüm yapıların, ilgili tüm meslek disiplinlerinin içinde olduğu yeni bir denetim sistemi ile denetlenmesine şiddetle ihtiyaç vardır.”