İzmir Haberleri

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde Akademisyen Krizi: Hem İşten Atıldı Hem Tazminat Talep Edildi

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde (İKÇÜ) görev yapan Dr. Araştırma Görevlisi Sibel Bekiroğlu’nun iş akdi sona erdirildi, ardından üniversite tarafından tazminat talep edildi.

Bekiroğlu, İz Gazete’ye verdiği demeçte, bu durumun ardındaki kötü niyetin açıkça ortaya çıktığını ifade etti. İKÇÜ, daha önce de mobbing iddialarıyla gündeme gelmiş, bu son olay üniversitedeki huzursuzlukları bir kez daha gözler önüne serdi. Sibel Bekiroğlu, üniversitenin kendisine “görev talep etmemesi” ve “hizmetine ihtiyaç duyulmaması” gerekçeleriyle işten çıkarıldığını belirtti. Ancak, kendisinin görev talep etmemesi gibi bir durumun olmadığını, aksine ders açmak istediğine dair resmi yazışmaların bulunduğunu dile getirdi. Ayrıca, mecburi hizmet yükümlülüğünü yerine getirmediği iddiasıyla kendisinden büyük bir tazminat talep edildiğini vurguladı. Bekiroğlu, bu durumu “akıl tutulması” olarak nitelendirdi.

Mobbing İddiaları Güçleniyor

İKÇÜ Sosyoloji Bölümü, geçtiğimiz aylarda da mobbing iddialarıyla gündeme gelmişti. Araştırma Görevlisi Damla Topbaş, uzun süredir sistematik mobbinge maruz kaldığını söyleyerek istifa etmişti. Bekiroğlu’nun işten çıkarılmasıyla bu iddialar daha da güçlendi. Bekiroğlu, bir yıl boyunca mobbing gördüğünü ve üniversitedeki yönetim tarafından dışlandığını belirtti.

Bekiroğlu, üniversitenin kendisinden talep ettiği tazminatın haksız olduğunu ifade etti. 2015 yılında Öğretim Elemanı Yetiştirme Programı kapsamında işe başladığını, ancak 2016 yılında çıkan Kanun Hükmünde Kararname ile kadro statüsünün değiştiğini ve mecburi hizmet yükümlülüğünün kaldırıldığını söyledi. Buna rağmen, üniversitenin kendisinden tazminat talep etmesi, Bekiroğlu’na göre kötü niyeti açıkça ortaya koyuyor.

Üniversitede Güvenlik Krizi

İş akdinin sona erdiği gün üniversitede Terörle Mücadele Polislerinin çağrıldığını ve güvenlik güçleri tarafından okuldan çıkarıldığını belirten Bekiroğlu, bu durumu absürt bir olay olarak nitelendirdi. Üniversite yönetiminin bu tür bir müdahaleye başvurmasının, süreci kriminalize etme çabası olduğunu ifade etti.

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde yaşanan bu olay, Türkiye’deki akademik özgürlük ve mobbing konularını yeniden gündeme taşıdı. Akademisyenlerin iş güvencesinin zayıflatıldığı, mobbingin yaygınlaştığı ve hukuki süreçlerin kötüye kullanıldığı yönündeki eleştiriler, bu son olayla birlikte daha fazla tartışılacak gibi görünüyor.