AK Partili Başkan Saygılı: Çığırından çıktılar, sorumlu arıyorlar!
Haber/ Didar DEMİRCİ
AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, İzmir basını ile bir araya geldi. Saygılı, kent gündeminde yer alan konular hakkında basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına AK Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı Dilaver Kişili, İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, AK Partili meclis üyeleri ve AK Parti İzmir İl Gençlik Kolları Başkanı Recep Tayyip Taslak katılım sağladı.
Toplantıda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e eleştirilerini tek tek sıralayan Başkan Saygılı, 24 başlık altında Soyer’in gündeme getirdiği ‘engelleniyoruz’ açıklamalarına da cevap verdi.
İşte Başkan Saygılı’nın toplantıda yaptığı konuşmadan öne çıkan başlıklar:
Soyer kalan zamanını lehine çevirmeye çalışıyor
Bizi, yine yeni yeniden böyle bir açıklamaya mecbur bırakan; CHP’li Büyükşehir Belediyesi ve Başkanı Tunç Soyer’in son zamanlarda haksız, asılsız bilgi ve ithamlarla vitesi artırarak kalan zamanını lehine çevirme çabasıdır. İzmir’e ve İzmirlilere, zerre utanç duymadan; yapmadıkları ve yapamadıklarını ört bas etmek için ortaya attığı bahaneler silsilesidir! Hararetle yürüttüğü suç bastırma kampanyasıdır! Hükümeti, hatta İzmir halkını; çığırından çıkardıkları her işle ilgili sorumlu tutmasıdır!
Sayın Soyer; İzmir’i yönetme iddiasından, verdiği sözleri tutma, sorunları çözme sınavından çırak çıkmıştır ve sorumlu arayışındadır. Bu durumda en kolayı da her zamanki gibi, “Hükümet, İzmir’i cezalandırıyor!” nakaratına sığınmaktır. Bu kez daha da ileri gitmiş, İzmirlileri de kendi beceriksizliğine kurban etmiştir… İzmir; tarihinin en basiretsiz yerel idaresi ile karşı karşıya olduğu gibi, tüm yük ve sorumluluğu kendisine atan bir yaklaşıma maruz kalmaktadır. Soyer’e göre; körfez sorunu ve kötü kokunun müsebbibi İzmirlilerdir. Birçok sorunda olduğu gibi aynı yöntemi uygulamıştır.
Soyer’i “Karne günü” telaşı sardı
Sorun matematik bilmemek değil; niyet yok! Tunç Soyer; Bin 580 gündür bu kentin belediye başkanıdır. Karne gününe sayılı günler kalmıştır ve telaşa kapılmıştır. Çünkü, Bakanlıkların pek çoğunun 5 katı büyüklüğünde bir bütçeyi yönetmiştir ama taş üstünde taşı yoktur. 2019’da 5 Milyar 995 Milyon TL olan belediye bütçesi, bugün 25 Milyar 900 Milyon TL’ye yükseldi. Bu bütçenin yüzde 95’i, sizin eleştirdiğiniz hükümetten yani İller Bankası’ndan geliyor. 4.5 yıllık Tunç Soyer döneminde, 70 Milyar TL kullanmıştır.
İnsanın nutku tutuluyor… Böyle bir bütçenin buhar olması, Büyükşehir Belediyesi ve siyasi arka bahçe yaptıkları iştiraklerinin, başta İZBETON olmak üzere bütün şirketlerin iflasın eşiğine gelmesi; memuruna yapılan seyyanen zammı, çalışanlarına geçen dönem hak edişlerini ödeyememelerinin sorumlusu bizzat kendileridir. Hükümet ya da İzmir Halkı değil! Merkezi hükümetin İzmir’e yatırımları konusuna başlık açmak gerekirse, 21 yıllık iktidarımız döneminde İzmir’imize, yaklaşık 300 Milyar TL yatırım yaptık.
Çöpü İzmir’in travması yaptılar
‘Çöp’, sayelerinde İzmir’in travmasıdır… Körfezden yayılan kötü koku; Harmandalı’ndan sızan zehir ve heyelan tehlikesi; kentsel dönüşümde Örnekköy alamet-i farikaları; ellerini ayaklarını birbirine karıştırmıştır. Sayelerinde çöp ve heyelan bu kentin travması olmuş; Örnekköy’deki kooperatif projelerinden çıkan kötü kokular, resmen belgelenince telaşları daha da artmıştır. Sormak istiyoruz; Sayın Soyer bir kez bile gitmediği, bürokratlarının mağdur vatandaşla kavga ettiği Harmandalı’nda, kazanılan bir dava olmasa, sahneye çıkacak mıydı? Çöp gibi temel bir meseleyi dahi çözememişlerdir! Yalan rüzgârı gibi senaryolar yazarak, başrolde oldukları bu konuyu da hükümete yıkmaya çalışmaktadırlar?
Harmandalı patlamak üzeredir! 4 yıl boyunca dilimizde tüy bitmiştir, Harmandalı’na çöp dökmemek hayati bir önem arz etmektedir. Bergama ve Ödemiş’teki çöp tesisleri tam kapasiteyle çalışmamaktadır. Yıllar önce kendilerinin hazırlattıkları ve kamuoyundan sakladıkları raporlara göre, Harmandalı, 4 yıl önce kapatılmalıydı.
Proje eksikliklerini bile tamamlayamıyorlar
Menderes Çöp Bertaraf Tesisi’nde takılıp kaldılar. Ama, başta çöpün alana ulaşımı dâhil, projedeki hiçbir eksiği tamamlamaya çabalamadılar. Burada, binlerce çöp kamyonunu koruma havzasındaki Tahtalı’dan geçireceksin. Çevreci olduğunu iddia eden Tunç Soyer, alternatif bir yol yapmak için bir girişimde bulundu mu? Bu zamana kadar yol ile ilgili ne planlama yaptınız? ‘Vermeden almak’, sorunlara ‘kör, sağır ve dilsiz’ olmak, hatta sırt dönmek; zurnanın zırt dediği yere gelindiğinde kendileri dışında suçlu aramak konusunda inanılmaz mahirler!
Onlar sütten çıkmış ak kaşık… Biz suçlu, İzmir suçlu! Bir yerel idare; yükümlü olduğu her işi merkezi idareden bekleyecekse, kendisi ne yapacaktır? Kamuoyuna soruyoruz; Yeşildere’de Expo için yapacakları 2 milyar TL’nin üzerindeki kamulaştırma mı önceliklidir? Yoksa Çöp meselesi mi? Yüzlerce milyon harcanan konserler, reklamlar, PR çalışmaları mı önceliklidir; çöp meselesi mi? İzmir’de pis koku nedeniyle pencereler açılmıyor. Onlar, Çernobil benzetmesi yapıp, İzmir’i boşaltırsak bu sorun çözülür, diyerek pişkin açıklamalar yapabiliyor!
Kapattıkları çamur bertaraf tesisleri nedeniyle güya milyonlarca metreküp çamur, Çiğli’den Manisa’ya taşımak için milyonlarca TL‘yi sokağa döküyorlar. 4. Faz inşaatını neredeyse 10 yıldır başlatamayan CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi mi suçludur? İzmirliler mi?
Bitmedi… Vaatlerinin en başında yer alan trafik sorununu çözemediler; battı çıktılar yalancı bahara kaldı… Buna da kendilerince çözüm buldular. İzmirli trafiğe çıkmasın, dediler… Dün, çalışanların da isyanıyla trafik tümden felç oldu… İzmirliler mağdur edildi ve mağdur edilmeye devam ediliyor.
En temel hizmetleri bile yapamıyorsanız ne işe yararsınız?
Bir belediye; çöpünü, suyunu, ulaşımını, alt yapısını düzenleyemiyorsa, en temel hizmetlerini veremiyorsa ne işe yarar, soruyoruz! Sinekler, İzmirlileri hastane kapılarına dayadı; tepki gösteren vatandaşlara ‘troll’ dediler; ‘ilaçlayamazdık çevre zarar görürdü’ dediler… Evlere sağlıklı içme suyu veremediler; isyan eden vatandaşa “Bir bardak suda fırtına koparıyor’ dediler… Düşünün; mağdur ettikleri kentsel dönüşüm mağdurlarına, ‘Devlete git!’ bile dediler… Opera binasını bitirememeleri, Buca-Otogar Tüneli’nde yol alamamalarının nedeni ne? Ellerini kollarını bağlayan yok! Allah rızası için bitirdikleri, başardıkları, en azından büsbütün tamamlayıp hayata geçirdikleri tek somut yatırım göstersinler!
Acizlik içinde bir dönemin sonuna geldiler
Altında kaldıkları her işte; sütten çıkmış ak kaşık edasıyla merkezi idareyi ve İzmirlileri suçlayarak, en kısa tabiriyle ‘acizlik’ içinde bir dönemin sonuna geldiler…Örnekköy facialarının üstünü örtmek için… İzmir depreminin ardından, içi boş işlerle, spotların altında, şiir gibi konuşmalarla bol reklamlı organizasyonlar yaptılar, bir de deprem anıtı… Örnekköy’deki kooperatif modelleri baştan sakattı, nihayetinde ellerinde patladı. Ne hikmetse, demir ve beton hırsızlığını konuşan yok. Ne hikmetse; eksik malzemeli betonu, inşaat hatalarını konuşan yok! Ne hikmetse; halkçılık, kooperatifçilik şemsiyesi altında deşifre olan kokuşmuşluklardan söz eden yok! ‘Minareyi çalan, kılıfını da hazırlar’ derler ama; kamuoyuna söyleyebilecekleri tek kelime yok!
Örnekköy’deki kirli işlerin üstünü örtmeye çalışıyorlar
Hükümeti eleştirmek için düzenledikleri basın toplantısında en önde oturan ve Örnekköy vakasının baş aktörü olan İl Başkanı’ndan bugüne kadar neden bir açıklama gelmedi, bunu da sormak isteriz. Vatandaşın canı pahasına, ballandıra ballandıra imza attıkları bu proje; hanelerindeki en vahim projelerinden biridir. Bugün; aslında kendi sorumluluklarındaki kronik sorunlarla ilgili canhıraş bir biçimde top çevirmeye çalışmaları; Örnekköy’deki kirli ve akçeli ilişkilerinin üstünü örtmek içindir. ‘Şeffaflık ve hesap verebilir yönetim’, işlerinde değil, sadece kurdukları cümlelerin içindedir.
Dertleri iş yapmak değil
Dertleri iş yapmak da destek almak da değil! CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Seferihisar’dan tecrübeli Başkanı Tunç Soyer; yapmadan, yıkıp satmak; borç dağları yaratmak gibi becerilerini İzmir’e de taşımıştır. Kısa metraj film, uzun metraja dönüşmüş; İzmir, ‘Soyer ve Arkadaşlarının Maceraları’ filmini seyrederken ağlamaktan helak olmuştur. Dertleri ne iş yapmaktır ne de destek almak! Yıllardır uzattığımız el, havadadır. Bugün ısıtıp ısıtıp basın toplantılarıyla gündeme getirdikleri her bir meselede yanlarındaydık.
Üçyol- Buca Metro hattı için hazine garantisiz dış kredi kullanma izni süresini uzatılmasını talep ettiler. Cumhurbaşkanımız tüm eksiklerine rağmen hızla onayladı. Sayın Soyer; bunun için 8 Mart 2021’de attığı bir twitle Cumhurbaşkanımıza bizzat teşekkür ederek, Mayıs ayındaki ihalemiz için engelimiz kalmadı; dedi… Sonuç; iş yok, şikâyet var…
Karşıyaka- Çiğli Tramvay Projesi’nde 26 adet elektrikli tramvay aracı alım ihalesini kazanan firma ihaleyi tek taraflı fes ederek işi bırakınca; İzmir Büyükşehir Belediyesi araçların alımı için dış borçlanma yetkisi istedi. Cumhurbaşkanımız bu isteği de onayladı. Soyer, yine 18 Şubat 2020’de sosyal medya üzerinden bu desteği müjdeli haber olarak duyurarak, ‘müteşekkirim’ dedi…
2022 yılı aralık ayı meclis toplantısından, 24 Ocak’ta, ulusal bir televizyonun canlı yayınından Ulaştırma Bakanımız Turan’a ve her uzattığı eli tutan Genel Başkan Yardımcımız Hamza Dağ’a isim vererek teşekkür etti. İşi bitirmek için 600 Milyon TL’ye ihtiyaçları var. Kasalarında para yok! Firmayla davalık olmak üzereler…
Sonuç; yine iş yok, şikâyet var!
İzmirlilerin paralarını peşkeş çektiler
Çiğli Arıtma Tesisi’nin 4. Ünitesi için; kötü kokunun sebebi olan arıtma yetersizliğine bahane olarak ileri sürdükleri kaynak için İZSU’nun hazine garantisiz dış kredi kullanma yetkisi talebi de karşılandı. Bakanlık; Büyükşehir Belediyesi’nin garantörlüğünde 415 milyon TL krediyi kullanma yetkisini onayladı.
Yine Sayın Hamza Dağ, 4. Faz, 2. İkmal inşaatında kullanmayı planladıkları bu kredinin onayını bizzat kendisi açıkladı. Buca metrosunda 529 Milyon TL fazladan, İzmirlilerin parasını birilerine peşkeş çektiler. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi 4. Fazda, 6 ayda 170 milyon TL daha fazlaya verdiler. Yine burada da İzmirlilerin paraları peşkeş çekildi.
Sonuç; iş yok, şikayet var…
Şaşal için biz destek olduk neden söylemiyorlar?
Birkaç örnek daha verelim! O çok övündükleri Menderes Şaşal Köyü Kaynak Suyu ve Şişeleme Tesisi’ni ayağa kaldırmak için İZDOĞA şirketi teşvik başvurusunda bulundu; takipçisi olduk. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 110 milyon TL teşvik sağladı. Geçtiğimiz hafta düzenledikleri basın toplantısı ile ‘hükümet bize engel oluyor’ diyorlardı, kaç gündür reklamını yaptıkları Kaynak Suyu ve Şişeleme Tesisi ile ilgili aldıkları devlet teşviğini söylemiyorlar. Tren yolu nedeniyle kent içi trafik sıkışıklığını gidermek için Mürselpaşa Karayolu Alt Geçidi Yapım Projesi’ne destek istediler. Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı onayladı. Sonuç; kazma vurulmadı… Tünel ve Yeşildere kavşağı Ulaştırma Bakanlığımız tarafından yapılan Konak Tünel’ini 1 Ocak 2020’de kendilerine devrettik.
Karabağlar Yeşillik Cadde’sini yine trafiği rahatlatmak üzere üç battı çıktı yapmak için tahsis talebinde bulundular, tahsis gerçekleşti. Sonuç; iş yok… Dikili’de; Atatürk, Şehit Sami Akbulut, Yakomoz caddelerinin devrini istediler, devrettik… Sonuç, iş yok, şikâyet var, çamur atma var!
Yıllarca halkı mağdur eden ve krize dönüşen Özkanlar Pazaryeri sorunlarını da Bakanlığımızın çözdüğünü artık cümle alem biliyor… Yamanlar’da sanatoryum, mesire alanı tahsis ettik; ne yaptılar? Hiç…
Asıl onlar hizmete engel oluyorlar
Ama Bergama’da planlanan Millet Bahçesi, Buca cezaevi alanında planlanan sosyal donatı alanı ve yol; Kiraz’da hastaneyi, Urla’nın otopark ve meydan projesini; pek çok yerde TOKİ konutlarının yapımını engelleyen ve bunu marifet sanan kendileri! Bayındır’da yıllardır yapılan festivale 500 bin TL’yi çok gören bir anlayışları var. AK Partili ilçe belediyelere sosyal yardımlarını sonlandıran kendileri! Uzattığımız eli havada bırakmak işlerine geliyor! ‘Engelleniyoruz, cezalandırılıyoruz!’ söylemiyle tutturdukları algıyı diri tutmak işlerine geliyor; çünkü ortaya bir üretim, ürün koyamıyorlar! Uzattığımız eli havada bırakmak işlerine geliyor.
Soyer’e ilk göreve geldiğinde Ankara yoluna birlikte düşeriz diyen biziz; ortadan kaybolan, sesi soluğu çıkmayan kendisi! Şimdi son düzlüğe geldi; karne günü geldi çattı; ağlayan, feryat eden yine kendisi! Kendi düşen ağlamaz! İş, yatırım ve projelerinizi hayata geçiremiyorsanız; ya mecliste çoğunluk değilsinizdir. Ki; her kararı çoğunlukla aldıkları gibi; AK Parti olarak yüzde 95’ine destek verdiğimiz belgeleriyle sabit! Ya işin gerektirdiği bütçeniz yoktur; ki var. Üstelik; pandemi dönemi dâhil, ekonomik dalgalanmanın en sert olduğu dönem dâhil Hazine ve İller Bankası’ndan payları zamanında ve tam geldi ve gelmeye de devam ediyor! Ya da yatırımlarınız ve projeleriniz bakanlıkların, meclis üyelerinin, odaların açtığı davalarla engelleniyordur! Bu da yok!
Tam tersine… Kentsel Dönüşüm yetkilerinin İZBETON’a devrini oybirliği ile geçirdik; elde var Örnekköy faciası! Elde var kapatılan Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı, kendi kusurları ve tezgahları afişe olunca ceza kestikleri bürokratlar! Kültürpark Planları’nı oy birliği ile geçirdik. Tarihi bu muazzam alan halen harabe! İzmir depremi sonrasında K bölgelerinin belirlenmesi konusunda hem bakanlık düzeyinde hem de mecliste AK Parti grubu olarak destek verdik. Buna rağmen 3 yıldır somut adım atmadılar! Planlar çıkmasına rağmen kendi içlerindeki bürokratik engelleri aşamadılar. Bürokratları artık imza atmaktan korkar hale geldi.
Tutundukları bir tarım hikâyeleri var. O da tam bir vaka! Yüzlerce Milyon TL’yi, başkanı eşi olan KÖY-KOOP’a aktaran Soyer de çok iyi biliyor ki, başkanlığı sona erince tek kaynağı belediye olan ve üreticiye tek satır getirisi olmayan KÖY-KOOP da çökecek! Ayrıca, biz Neptün hanımım, Köy-Koop’un Başkanıoluyor sanıyorduk, dün yaptığı sosyal medya paylaşımından sonra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunu da gördük.
Balık kavağa çıkar ama onlar İzmir’i yönetemez! Vaatlerinin yüzde 97’sini hayata geçiremeyen Tunç Soyer; Aziz Bey döneminden devraldığı işleri bile eline yüzüne bulaştıran Tunç Soyer; 22 bin personelle devraldığı belediyeyi, siyasi rüşvetlerle, şirinliğini artırmak için, İzmir halkı yerine devşirmeleri istihdam ederek 33 bin personele çıkaran Tunç Soyer; Milyonları konserlere harcayıp kasasında beş kuruş bırakmayan; kapı kapı borç arayan Tunç Soyer; Çalışanının hak edişini ödeyemeyen Tunç Soyer için; yolun sonu görünmüştür! Balık bile kavağa çıkar ama bu zihniyetin, bu tablonun İzmir’i yönetmesi mümkün değildir.
Acı gerçeklerini perdelemek için başvurduğu ‘öyleyse çamur at’ siyaseti, yazmalara doyamadığı mektuplar da işe yaramayacaktır. İlçe belediyelerinin dahi umudu kestiği, eleştirmekten yorulup pes ettiği; partililerinin dahi ‘en başarısız belediye başkanı’ olarak ilan ettiği İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer’i suç bastırmak yerine, suç atmak yerine; özeleştiri yapmaya davet ediyoruz. AK Parti olarak gerek merkezi idare gerekse yerelde üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Doğruları söylemeye de devam edeceğiz… İzmir kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz.