AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, il başkanlığında basınla bir araya geldi. Dağ, İBB’nin Örnekköy Kentsel Dönüşüm Alanı 4. etaptaki mühürlenmeye ilişkin açıklamalarda bulundu. Toplantıya İl Başkanı Bilal Saygılı, İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, Grup Sözcüsü Hakan Yıldız ve il başkan yardımcıları katıldı.
“SKANDALI ORTAYA ÇIKARTAN DAİREYİ KAPATIYORLAR”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, “Konu kentsel dönüşüm; hem İzmir hem de 11 ilimizdeki depremden sonra bizim çok hassas olmamız gereken bir konu. Geçtiğimiz hafta Cuma günü, 13 yıllık Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı’nın bu olayın üzerinden kapatılmış olması. Buradaki skandalı ortaya çıkaran daireyi kapatma yoluna gitmeleri… Bu bizim siyaset baktığımız bir konu değil” sözleriyle konuya neden dahil olduğunu anlatarak, şu açıklamada bulundu:
“TABLONUN İRDELENMESİ GEREKİR”
Hepimizin malumu olduğu üzere İzmir Büyükşehir belediyesi tarafından Örnekköy‘de iş insanlarının başını çektiği kooperatiflere devredilen, belediyenin denetleyici rol üstlendiği bir kentsel dönüşüm çalışması yapılmaktadır. Bu kentsel dönüşüm çalışmasının şekli, yöntemi konusunda soru işaretleri olduğunu değişik defalar hem grup başkanvekilimiz hem il başkanımız ifade etmişlerdi. Ama ortaya çıkan son skandal, bu soru işaretlerinin çok ötesinde vahim bir tabloyu gözler önüne sermiştir ve bu tablo irdelenmesi gereken bir tablodur.
DEMİR EKSİKLİĞİ VE HATALI BETON KULLANIMI TESPİT EDİLDİ”
İzmir Büyükşehir belediyesi fenni mesulünde yürüyen bu süreçte mühendisler tarafından yapılan tespitte bu binalarda demir eksikliği ve hatalı beton kullanıldığı tespit edilmiştir. Bunun üzerine Karşıyaka belediyesi tarafından bu inşaatlar mühürlenmiştir. Sonrasında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılan incelemelerde buradan alınan numunelerde asgari değerlerin altında bir değerleme tespiti yapıldığı ifade edilmiştir.
“İL BAŞKANI GENEL KOORDİNATÖRLÜK KONUSUNDA SESSİZLİĞİNİ SÜRDÜRÜYOR”
Öncelikle, evi ve hayatıyla ilgili umudunu bu çalışmaya bağlayan hak sahipleri ve bu kooperatife üye olan insanlarımız bulunmaktadır. Hemşehrilerimizin inşaatların sağlamlığı hususunda kafalarında oluşan soru işaretlerinin giderilmesi elzemdir. Adım atılması beklenen bu önemli konuyla ilgili bir geçiştirme politikası uygulandığını hem eylemlerden hem de söylemlerden gözlemliyoruz. Konu gündeme geldikten sonra özellikle bazı İzmir milletvekillerinin bu politikanın başını çekmesi manidardır. Bir CHP İzmir Milletvekili’nin ortaya çıkan tüm bilimsel ve teknik analizlere rağmen bu gerçekliğe Ivır zıvır işler” değerlendirmesi yapması, bir diğer milletvekilinin ise “Bunlar asparagas” şeklindeki açıklaması tarafımızca manidar ve abes karşılanmakta ve meselenin ciddiyetine yakışmamaktadır. Bunun yanında CHP İzmir İl başkanı “benim alakam yok” diyerek bu işten sıyrılacağını düşünmüştür. Ancak kendisi kamuoyunun karşısına geçip, İzmir’de herkesin ifade ettiği “CHP İl başkanının kentsel dönüşüm için kurulan kooperatiflerin genel koordinasyonunu yürüttüğü” konusunda sessizliğini sürdürmektedir.
“HIRSIZLIĞI ORTAYA ÇIKARANLAR CEZALANDIRILIYOR”
Tüm bunlar yetmezmiş gibi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin önce “Bu işi namuslu bürokratlarımız ortaya çıkardı” demesi ardından ise bu projede sorumluluğu olan Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı’nı kapatması, skandal ötesi bir durumdur. Bu işi yapan kişiler İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kurumsal kimliğine, İzmir’in adına kara çalmaktadır. Çünkü burada hırsızlığı ortaya çıkaranların cezalandırılması gibi bir garabet vardır.
“SİZE YARDIMCI OLMAYA HAZIRIZ”
Buradan çok net bir şekilde söylüyorum; bu iş sizin sessizliğe bürünerek, “Bunlar asparagasdır” diyerek üzerini kapatabileceğiniz bir iş değildir. Eğer akıl hocalarınızın yönlendirmeleri sonrasında ciddi bir skandalla karşı karşıya kaldıysanız ve kendinizi çaresiz hissediyorsanız biz size yardımcı olmaya hazırız. Bu yardım ise sizin siyasi müttefikleriniz, iş ortaklarınız ya da akıl hocalarınız için değil, bu işe gönül ve emek vermiş, umut bağlamış yüzlerce insanımızın hatırınadır.
“MESLEK ODALARININ SESSİZLİĞE BÜRÜNMESİ SORGULANMALI”
Tüm bunların yanı sıra, kooperatif kurulurken İzmir Ticaret Odası’nın öncü olması ve bu sıfatla güven tesis etmesi için yaptığı çalışmalar insanlarımızın bu projeye güvenmesine katkı sunmuştur. Bu skandal ortaya çıktıktan sonra her konuya bir şekilde müdahil olarak açıklama yapan meslek odalarının da sessizliğe bürünmesi bir başka sorgulanması gereken husustur. Burada mağdur edilen insanların kafalarındaki soru işaretlerinin giderilmesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğümüz detaylı bir çalışma yapmıştır. İzmir Büyükşehir Belediyesi de gerek birlikte yola çıktığı iş insanlarının gerekse de odaların ve üniversitelerin desteğine başvurarak bu inşaatlarda çalışma yapmak mecburiyetindedir.
“TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”
Konu yargıya intikal etmiştir biz de yargısal sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız.
İdari soruşturma da açılmıştır ve bu soruşturmanın selameti önem arz etmektedir. İzmir birkaç siyasetçinin, bürokratın ve iş insanıyım diye ortalıkta gezenlerin kendi siyasi ikballerini, ticari geleceklerini garanti altına almak için menfaat tesis ettiği bir şehir olmamıştır, olmayacaktır da.
“İBB SKANDALIN ÜSTÜNÜ ÖRTMEYE ÇALIŞMAKTADIR”
Hükümetimizin önümüzdeki süreçte en önemli hedeflerinden biri; Kentsel Dönüşüm konusunda atılan adımları daha da artırmak ve yüzbinlerce deprem konutlarını hızlı bir şekilde bitirip depremzede vatandaşlarımızın bir an önce evlerine kavuşmasını sağlamaktır. Özellikle TOKİ’nin şimdiye kadar yaptığı işlerde ne kadar düzgün ve kaliteli olduğuna asrın felaketinde hepimiz tanıklık ettik. İsterdik ki son yıllarda yaşadığımız büyük acıların müsebbibi olan deprem meselesinde İzmir Büyükşehir Belediyesi de aynı hassasiyeti gösterebilsin. Şehrimizin en büyük problemlerinden biri olan kentsel dönüşüm konusunda depremden önce ve sonra dişe dokunur hiçbir çalışma yapamayan Büyükşehir Belediyesi, beceriksizliğini telafi etmek yerine büyük bir skandalın üstünü örtmeye çalışmaktadır.
“İZMİRLİLERİN CANI SOYER’İN BİÇTİĞİ KADAR UCUZ DEĞİL”
Bizler aynı acıların tekrar yaşanmaması için mücadele ederken, canımızı dişimize takarken ve en önemli gündemimiz deprem ile mücadele olmuşken Büyükşehir Belediyesi’nin şehrin emini sıfatındaki belediye başkanı hala işin ciddiyetini kavrayamamaktadır. İzmirlilerin canı Tunç Soyer ve arkadaşlarının biçtiği değer kadar ucuz değildir.
“SOYER KARANLIK TARAFLARI AYDINLATMALI”
Bugün gündemimize aldığımız konunun muhatabı en başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’dir. Daha sonrasında bazı CHP milletvekilleri ve bazı Belediye Bürokratlarıdır. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı yaşanan skandaldaki tüm karanlık noktaları aydınlatmalıdır. İl Başkanı, Milletvekilleri ve bürokratların işin içinden sıyrılmaya çalışması beyhude bir çabadır. Takke düşmüş kel gözükmüştür. Şu net bir şekilde anlaşılmıştır ki CHP’lilerin gündemi İzmirlilerin canı değil kendi ceplerinin dolması, makam koltuklarının garanti altında olmasıdır.
“İZMİR’İN KİRLİ İLİŞKİLERLE ANILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ”
Bizler bu işin takipçisi olacağız. Ülkemizin en önemli gündemi olan Kentsel Dönüşüm meselesinde hiçbir adım atamayan basiretsiz siyasetçiler yüzünden İzmir gibi tarihi, kültürel zenginliği olan ve eşsiz doğal güzelliklere sahip jeopolitik öneme haiz bir şehrin rant ve kirli ilişkilerle anılmasına izin vermeyeceğiz.
“KARŞIYAKA BELEDİYESİ’NE TEŞEKKÜR EDERİM”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan ve müşterek bir akılla İzmir’i uçuruma sürüklediği iş ve siyasi müttefiklerinden, hata ve yanlışlarını basitleştirmek, pisliklerini halı altına süpürmek ve üstünü örtmeye çalışmak yerine akıllardaki soru işaretlerine cevaplar bekliyoruz. Ayrıca şunu da söylemek isterim ki: Bu kadar ihmal ve hataların olduğu bir skandalda Karşıyaka Belediyesi’ne doğru ve net bir şekilde sorumluluklarını yerine getirdiği için teşekkür ediyorum.
“MÜDÜR TEHDİT EDİLDİ” İDDİALARINA YANIT
İBB İmar Komisyonu Başkanı İrfan Önal ve Grup Başkanvekili Murat Aydın tarafından iddia edilen, “Çevre Şehircilik İzmir İl Müdürü tehdit edildi ve 2 gün sonra farklı bir rapor çıktı” açıklamasına yanıt veren Dağ,
“Raporda net şekilde ifadeler var, 4-5 maddelik bir rapor. İlk 3 madde İBB’den gelen yazıların cevabı, genel kriterle uyumlu olmadığıyla alakalı ama asıl İBB’nin de işin selameti açısından bakması gereken noktada sahada numune alarak, o numunelerin asgari düzeyin altında mı üstünde mi olduğu gereken bir husus. O raporda asgari değerlerin altında olduğunu görüyoruz. Başka şeyler aramaktansa bu raporu kendilerine rehber edinip, bu eksikleri nasıl giderebiliriz diye bakmalılar. Diğerleri komplo kurulmak için yapılan hususlar” dedi.
-
-
-
-
-
-
