EkonomiManşet

Asgari ücret hesabını bu matematik kurtarmaz

ÖZEL HABER/ Didar DEMİRCİ- Yeni yılın yaklaşmasıyla beraber asgari ücret tartışmaları da başladı. Mevcut enflasyon nedeniyle özellikle sabit gelirli vatandaşlar, Asgari Ücret Tespit Komisyonundan çıkacak zam oranını merakla beklerken, işverenler de işgücü maliyetine gelecek yeni yükü düşünüyor. Tüm bu düşüncelerin yanında yıl bitmeden asgari ücrette alım gücünün düşmesi ise içinden çıkılmaz bir sarmala dönüşüyor. Asgari ücrete gelecek zamla ilgili her dönem aynı sarmala girilmesi ve bu çözümsüz sarmaldan nasıl çıkılacağıyla ilgili uzman ekonomistler gazetemize konuştu.

ASGARİYİ DEĞİL ENFLASYONU KONUŞMALIYIZ

Asgari ücret tartışmalarına ilişkin sorularımızı yanıtlayan Ekonomist Dr. Ayhan Bülent Toptaş, asgari ücrete yapılacak zam oranından önce enflasyonla mücadeleyi hızlandırmak gerektiğini vurguladı. Toptaş, “Enflasyonla mücadeleyi hızlandırmazsak, biz bu sorunları yaşamaya devam edeceğiz. Önümüzde çok yüksek enflasyon var. Bu ortamda insanlar gelirlerinin değerleri konusunda kesin bir fikir sahibi olamıyorlar. Zaten fiyat istikrarı da bu açıdan önemli. Bir yatırım yapmak istiyorsunuz ama fiyatların nasıl değişeceğini bilemiyorsunuz. Ya da bir gelir elde edeceksiniz ya da maaşınıza zam geliyor ama bunun size nasıl katkı sağladığını bilemiyorsunuz. O nedenle fiyat istikrarı çok önemli” mesajını verdi. Toptaş, yüksek enflasyonun olduğu bir ortamda asgari ücrete yapılacak zammın bir değerinin kalmadığını ve bu nedenle yıl bitmeden vatandaşın cebindeki paranın alım gücünün düştüğünü ifade etti. Toptaş, “Asgari ücrete zam yapılması gerekiyor ama fiyat istikrarı sağlamadan ekonomide aldığımız tedbirlerin attığımız adımların sonuçlarını alamıyoruz” dedi.

FİRMALAR MALİYETLERİNİ YÖNETEMİYOR

Asgari ücretle ilgili tartışmalar geniş bir bakış açısıyla yaklaşan Corpitall CEO’su Sinan Gültekin ise firmaların maliyet hesaplarını iyi yönetemediğine dikkat çekti. Asgari ücretli başta olmak üzere Türkiye’deki alım gücünün düşmesi ve enflasyonun tırmanmasına ilişkin değerlendirmelerini paylaşan Gültekin, “Firmalar maliyetlerini yönetemiyorlar. Bu noktada da fiyatlandırma yapamıyorlar. Bu da firmaların karsızlaşmasına ve verimsiz bir büyümeye neden oluyor. Karsızlık problemi, katma değerin olamadığı nokta çok büyük bir problem. Çünkü firma kendini yenilemek zorunda. Firma kendini güncelleyemiyor. En büyük sorun bu. Evet maliyetler çok yükseldi fiyatlara bunu yansıtamıyor. Başka bir boyutu da var. Pek çok firma maalesef asgari ücrete zam geldi, yüzde 50 zam yapıyor. Bir dakika senin işgücüne gelen zam yüzde 50 ama toplam maliyetlerin oranında işgücünün oranı ne? Belki yüzde 30 belki yüzde 20. Sen bunu bir fırsat olarak görüyorsun ve maalesef inanılmaz bir açgözlülükle sen fiyatlandırmalarına yüzde 50 zam yapıyorsun. Bu da enflasyona sebep oluyor” açıklamasını yaptı.

ÖZKAYNAKLARI GÜÇSÜZ ŞİRKETLER KURUYORUZ

Ülkedeki ekonomik seyrin kötü gitmesine neden olan bir diğer probleme değinen Gültekin, özkaynakları güçsüz, zayıf şirketler kurulduğuna dikkat çekti. Gültekin, “Bu şirketler olunca biz nitelikli insan ve nitelikli işgücüyle çalışamıyoruz. Üniversite mezunlarımız asgari ücrete çalışıyor. Yeme içme barınma gibi kaynakları veremiyoruz. Biz bu insanlardan verim alamadığımız için zaten katma değerli işler de yapamıyoruz. Aslında bu bir sarmal, bu bir tuzak. Sebebi özkaynakları güçsüz şirketler” dedi. Bu durumun önüne geçilmesi adına devletin belirli standartlar getirmesi gerektiğinin altını çizen Gültekin, “Yeni bir düzenleme ile şirket kurmanın asgari şartlarının oluşturulması gerek. Biz şimdi girişimciliği destekliyoruz. Fakat girişimcilik çok önemli olmakla beraber doğru girişimciliği destekleyemezsek bu sefer piyasada haksız rekabete maliyetleri doğru bilmeyen ve doğru fiyatlama yapamayan şirketler kuruyoruz biz. Türkiye’de öz kaynakları güçsüz ve bu işin ehliyetine sahip olmayan değişken insanlarla biz iş insanı olmayı karıştırıyoruz. Şu anda karsız büyüyoruz. Biz büyümeyi tercih ettik. Bizim için büyümek esas değil ki? Biz çok ciddi büyüdük ama maalesef kar elde edemiyoruz. Nakit akışını sağlayamıyoruz” ifadelerini kullandı.

ÖLÇEĞİ BÜYÜTÜP KAPSAMI GENİŞLETMELİYİZ

Mevcut gidişata bir son vermenin yolu olduğuna dikkat çeken Gültekin, “Buradan tek çıkış yolumuz var. Ölçeği büyütüp kapsamı genişletmemiz gerekiyor. Ölçekten kastım şu; mesela Çin inanılmaz bir ölçek ekonomisine sahip. Biz bir ürün alıyoruz, Çin ise milyon alıyor. Bir tane almakla milyon almak arasında fark var. Zaten satın alırken ölçek noktasında maliyet avantajı elde ediyorsun. Kapsamdan kastım ise; bakkaldan alışveriş yapmakla AVM’den alışveriş yapmak arasında fark var. Bakkal yerine AVM’yi tercih etmemizin sebebi sunduğu seçenekler ve sağladığı avantajlardır. Kapsamı genişlettiğiniz zaman ölçek de maliyet avantajı sunuyor” sözlerini kaydetti. Ayrıca Türkiye’deki işletmelerin profiline açıklık getiren Gültekin, “Türkiye’deki işletmelerin yüzde 99.8’i KOBİ, yüzde 95’i mikro KOBİ. Mikro KOBİ’ler, Küçük işletmeler, KOBİ’ler ve büyük şirketler. Ama 4 bin, 5 bin kadar büyük şirket var. 150 bin kadar KOBİ var. Geriye kalan 2 milyon 850 bin şirket Mikro KOBİ. Bunların da faydası yok zararı var. Bir tane ekmek var iki kişi yersek doyarız 50 kişi kimse doymuyor. Hem ekmeği artırmamız hem de paydayı büyütmemiz lazım. Bunun için önce kümelenmeyi becermemiz lazım. Doğru girişimci kim? Nasıl bir organizasyon yapısına ihtiyaç var? Bu soruların cevaplarını oluşturmalıyız” diye konuştu. Türkiye’deki işverenlerin ortalama eğitim seviyesinin ilkokul 6 olduğunu söyleyen Gültekin, bu nedenle şirketlerin kar zarar maliyet hesaplamalarının doğru yapılamadığını ve bunun da piyasadaki fiyat istikrarına olumsuz yansıdığını aktararak, devletin önlem alması gerektiğinin altını çizdi.

ASGARİ ÜCRET GEÇİNDİRMİYOR

Ekonomide güven ortamının olmamasından kaynaklı insanların asgari ücretle geçinemediğini, bir asgari ücretin ya barınmayı ya da gıdayı karşılayabildiğini dile getiren Finansal Piyasalar Uzmanı Irmak Nural, Türkiye’nin ekonomide yapısal reformlara ihtiyacı olduğunu söyledi. Nural, ayrıca tarımsal üretime ve sanayiciye destek verilmesi gerektiğinin altını çizdi. Öte yandan Nural, “Şeffaflık, hesap verilebilirlik, hukuk… Bunlar olmadığı sürece her yapılan ücret zammı birkaç aylık hükümdür. Devamlı kapalı döngü içindeyiz. Çok ciddi reformalar yapmamız gerekiyor” dedi.