Tarım ve Orman Bakanlığı’nda hazırlanan “Tarımsal Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelik” taslağı üzerine konuşan CHP önceki dönem İzmir Milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, Yönetmelik ile belediyelerin tarımsal üretimi destekleme uygulamalarına izin şartı getirileceğine dikkat çekti. Sındır, Yönetmeliğin tarımsal üretimi planlama amacının dışında yaklaşan yerel seçim sürecinde muhalefet belediyelere karşı “ayrımcılık ve kayırmacılık” yapılmasına neden olabileceğini söyledi.
5488 sayılı Tarım Kanunu’nun, 7. Maddesine dayanılarak Tarım ve Orman Bakanlığı’nca hazırlanan “Tarımsal Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelik” taslağı üzerine değerlendirmelerde bulunan Sındır, yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle çiftçilerin istedikleri ürünü yetiştiremeyeceğini, tarım arazilerini kendi istedikleri gibi kullanamayacaklarını söyleyerek, yönetmeliğin Anayasa’nın sözleşme hürriyeti ve mülkiyet hakkı temel hükümlerini ihlal ettiğini aktardı.
Sındır: Ayrımcılık yapmalarını kolaylaştıracak
Sındır, ayrıca belediyeler de dahil olmak üzere, çeşitli kamu tüzel kişiliklerinin bundan sonra bitkisel veya hayvansal üretime yönelik proje veya uygulamalarında Bakanlık’tan, daha doğrusu, Bakanlık bünyesinde oluşturulacak ‘Tarımsal Üretimin Planlanması Kurulu’nun kararları doğrultusunda görevlendirilecek olan Tarım İl/İlçe müdürlüklerinden başvuruya esas üretim izinlerini almak zorunda kalacaklarını ve dolayısıyla, belediyelerin tarımsal üretime yönelik desteklemelerinde, özellikle yerel seçimlere yaklaşılan bu dönemde, siyasal iktidar iradesinin siyasi ayırımcılık ve kayırmacılık yapabilmesine olanak sağlanmış olacağını da ekledi.
Sındır: Siyasal ikbal hesaplarıyla tarımsal üretim yönetimi
AK Parti iktidarının başa geldiği dönemden bugüne planlı kalkınmadan uzaklaşıldığını ifade eden Sındır, “Devlet Planlama Teşkilatı’nın kapatılmasıyla da hangi yatırımın nereye yapılacağı belirsiz hale gelmiş ve Türkiye ekonomisi tam anlamıyla plansız ve öngörülemez, risk ve belirsizlik altında bir ekonomiye dönüşmüştür. Aslında bugün yaşanan birçok ekonomi kökenli sorunun temelinde de böylesi plansız ve güvensiz bir ortam yer almaktadır” dedi. Sındır, “Söz konusu yönetmeliğin, 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun, 7442 sayılı Kanun uyarınca yeniden düzenlenen, 7. Maddesi uyarınca çıkarıldığını biliyoruz. 23 Mart 2023 tarihinde TBMM’de kabul edilen ve 5 Nisan 2023 tarihinde Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7442 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde de belirtildiği gibi tarımda “planlamanın zorunlu hale geldiği” ibaresi de günümüze kadar plansız programsız nasıl gelindiğinin somut bir göstergesidir ve yukarıda bahsettiğim planlı kalkınmadan uzaklaşılarak siyasi ikbal hesaplarıyla tarımsal üretim yönetimi yapıldığını ispatlar niteliktedir” sözlerini kaydetti.
Sındır: Çiftçi kaybedeceği
Söz konusu Yönetmelikle Bakanlığın, arazi toplulaştırmasıyla ve yasal düzenlemelerle sorun çözmek yerine işin kolaycılığına kaçtığını ifade eden Sındır, “Bakanlık, bu kanunla bir de emlak işine giriyor. Şöyle ki, tarım arazilerinin hisselilik, parçalılık ve mülkiyet itilafları, göç ve benzeri nedenlerle atıl durumda olduğu bahanesiyle çiftçimizin tarlasına, bahçesine el koyma kolaycılığına kaçıyor ve rayiç bedeli belirleyip dilediğine kiraya verme yolunu tercih ediyor. Oysaki esas olan, hisselilik sorununun çözülmesidir, parçalılık sorununun arazi toplulaştırmasıyla çözülmesidir, mülkiyet itilaflarının hukuki düzenlemelerle kaldırılmasıdır, üreten çiftçimizin tarımsal üretimden, tarlasından, hayvanından uzaklaşmasına, göç etmesine neden olan ekonomik, sosyal veya her ne neden varsa bunların çözülmesidir. Böylesi dayatmacı üretim anlayışıyla, üreticilerimizi kimi zaman hiç bilmediği üretime, ürüne zorlamakla planlama yapılmış olmaz. Olsa olsa üreticilerimizin toprağıyla ve hayvanıyla duygusal bağı koparılmış olur” açıklamasını yaptı.