Bilim insanları tesadüfi bir keşifle dünyanın en küçük düğümünü oluşturdu

Bilim insanlarının yanlışlıkla yaptıkları bir keşif, aynı zamanda dünyanın en küçük düğümünün de ortaya çıkmasına yol açtı. Bilim insanları, [Au6{1,2-C6H4(OCH2CC)2}3{Ph2P(CH2)4PPh2}3] formülüyle kendi kendine birleşip düğüm oluşturan bir kimyasal geliştirdi ve bu sayede en küçük ve en sıkı moleküler düğüm rekorunu kırdı.

Bu düğüm oluşturan molekül, başlangıçta altı altın atomunu içerdiği için molekülü Au6 olarak adlandırıyorlar. Düğümler, moleküllerin katlanma şekillerini kontrol etmek ve tahmin etmek için oldukça zorlu bir sorun teşkil ediyor. Düğümler, uzun atom şeritlerini bile düğümlemek zorlu bir işlem olabilir ve bu, bilim insanlarının karmaşık moleküllerin davranışlarını anlamak ve kontrol etmek için çalıştığı bir alandır.

Düğümler, geçiş sayısına göre sınıflandırılır ve bu molekül üç geçişli, önemli bir düğüm olan yonca düğümünü oluşturur. Bu tür düğümler, atomların geçiş sayısına göre bölünerek temsili olarak kullanılır. Yonca düğümü, geçiş başına daha az atom içeriyorsa daha sıkı bir düğüm olarak kabul edilir.

Sadece 54 atom içeriyor

Western Ontario Üniversitesi’nden Profesör Richard Puddephatt ve ekibi, Au6 adlı molekülü ürettiler ve bu molekül sadece 54 atom içeriyor. Bu, önceki rekor olan 69 atomluk bir düğümü geride bırakıyor. Daha büyük düğümler ve daha fazla geçiş içeren yapılar da üretildi, ancak Au6’nın 54 atomu ve 18’lik sıkılık skoru, şimdiye kadar oluşturulanların tümünü aşmayı başarıyor.

Au6, diğer çalışmalardan farklı olarak tesadüfi bir keşifle oluşturuldu. Altın asetilidler ve fosfin ligandlarının farklı kombinasyonlarını denediler ve bu kombinasyonlar sonucunda yonca düğümünün oluştuğunu fark ettiler. Profesör Puddephatt, bu durumu “kaza” olarak nitelendirdi ve bu tesadüfi keşif, bilim dünyasında büyük bir ilgi uyandırdı.

Düğümler, moleküler kimya ve malzeme bilimi alanlarında önemli bir role sahiptir ve bu tür çalışmalar, gelecekte daha gelişmiş malzemelerin ve teknolojilerin geliştirilmesine katkı sağlayabilir. Bu önemli keşif, Nature Communications dergisinde yayınlandı.

 

Exit mobile version