Gündem

Bilim Kurulu Toplantısı Sona Erdi! Bakan Koca Açıklama Yaptı!

Dün saat 16:30′ da Bilim Kurulu Toplantısı gerçekleşti. Koronavirüs Bilim Kurulu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve YÖK Başkanı Erol Özvar’ın katılımlarıyla yapılan toplantıda önemli açıklamalar yapıldı. Toplantı sonrasında Bakan Koca, YÖK Başkanı Özvar ve Bakan Özer basın toplantısı düzenledi.

Bakan Koca’nın Açıklamaları

“Kurumlarımız arasındaki tam 2021-2022 yılına başlamadan son toplantımızda, eğitime başlanılması ve tedbirlerin son bir değerlendirmesini yapmaktı. 2020 yılı başlarından itibaren sağlık yönünden en çok büyüklerimizi, eğitim öğretim açısından gençlerimizi etkiledi.

2021 yılı ile birlikte gerek hastalığın tıbben daha anlaşılması, gerekse aşının devreye girmesiyle önümüzü görebileceğimiz günlere geçtik. Sizlere aşı programımız başlarken “tünelin ucundaki ışık göründü” demiştim. “Bugün tünelin çıkışı görünüyor” diyebilirim. Son 4 haftada vaka sayılarındaki artışın özellikle aşı olmamış kişilerden kaynaklandığını ifade etmiştim.

Bugün itibariyle aktif vakalarımızın %81’i tam aşılı olmayan kişilerdir. Yani 500 bine yakın olan vakamızın %81’i tam aşılı olmayan kişilerdir. Hastanede yatan hastaların %90’ını da aşı olmayanlardır. Vefat eden vatandaşlarımızın %90’ı ya hiç aşı olmamış ya da aşıları eksik kişilerdir.

Önümüzdeki hafta başından itibaren çocuklarımız gençlerimiz okullarına kavuşacak. Tüm gayretimiz onlara yüz yüze eğitim vermek ve bunun sürekliliğini sağlamaktır. Gençlerin eğitimin eksik kalması bugün ve geleceğimiz için çok üzücüdür.

Okullarda kalabalık ortam oluşmaması için tedbirleri ve rehberleri uygulayacağız. Bunun için endişelenen velilerimiz olabilir. Önce veliler olarak tedbirlere uymalıyız. Bu dönemde öğretmenleri, öğrencileri örnek alacağız. Kendi çocuklarımızı korumak ve onlar için tedbirli olmak çocuklarımızın sınıf arkadaşlarını da korumak anlamına geliyor.

Hep birlikte çaba gösterirsek zil sesinden sonra alarm sesi gelenleri haksız çıkarırız. Öğretmenlerimizin motivasyonu hepimizden büyük olacak. Kendi sağlıkları kadar öğrencilere sevgileri söz konusu.”

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer şunlar söyledi:

“Öncelikle okullarımızı 5 gün yüz yüze eğitime açmada sürekli bize rehberlik eden Sağlık Bakanlığımıza ve Bilim Kurulu üyelerine en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Korona salgını dünyanı etkisi altına aldığından bu yana tüm alanları olumsuz etkiledi. Bizler de öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin salgından en az düzeyde etkilenmeleri için Sağlık Bakanlığımız ile birlikte çalıştık.

DSÖ ve UNİCEF gibi kuruluşlar eğitimin kesintisiz olarak yüz yüze devam etmesinin hayatı önem taşıdığını ifade ediyorlar. Yüz yüze eğitime geçilmesi artık bir tercih olmaktan çıkmış, artık zorunluluk haline gelmiştir.

Yüz yüze eğitim için gerekli adımları Sağlık Bakanlığı ile attık. Koronavirüs salgınında alınması gereken önlemleri 81 ile gönderdik. Okullarımızda ihtiyaç duyulan dezenfektan temizlik malzemelerini tüm okullarımıza gönderdik.

2021-2022 öğretim yılında hazırlık döneminde okullarımızın bu sürece hazırlanması için 650 milyon TL’yi okullarımıza gönderdik. Maskeden dezenfektana kadar her türlü hazırlığı yapmış bulunuyoruz. 58 bin okulumuz için 113 bin temizlik personelini görevlendirilmesini tamamlamış bulunuyoruz.

Eğitim öğretim 6 Eylül’de başlıyor ama uyum haftası dün 1 Eylül’de başladı. Minik öğrencilerimiz okula başladı. Okul öğrencisi ve 1. sınıflar 2 gündür okula gidiyorlar. 2 günlük süreç sorunsuz bir şekilde başladı. Yavrularımızın gözlerindeki mutluluk, öğretmenlerin öğrencileriyle buluşma hazzı her fedakarlığa değerdi.

6 Eylül itibariyle de nihayet haftada 5 gün okullarımızı evlatlarımıza açıyoruz. Bir daha hiç kapanmaması için sadece bizlere sorumluluk düşmüyor aynı zamanda tüm velilerimize, servis şoföründen kantin çalışanlarına öğretmenlerimize kadar tüm paydaşlara düşüyor.

Bu nedenle okullarımızın bir daha kapanmaması için tüm velilerimiz öğretmenlerimiz ve personelimize çağrı yapmak isterim. Lütfen belirlediğimiz kurallar harfiyen uyalım. Bu kurallara uyalım ki okullarımız bir daha kapanmasın. Süreç tüm paydaşları ilgilendiren bir süreçtir. Yine bu süreçte İçişleri Bakanlığımızdan çok destek gördük. Bir kez daha vurgulamak istiyorum. Okullarımız ilk açılan ve son kapatılan yerler olmalıdır.”

Bakan Özer’in ardından açıklamalarına devam eden Fahrettin Koca:

“Biz 18 yaş ve üstü öğrencileri için tanımladık. 15 yaş için ise tercihe bırakmıştık. 12 yaş üstü kronik hastalığı olan çocuklarımız için de ayrıca tanımlama yaptık. 12 yaş üzeri zorunlu değil. 15 yaş üzeri yapıldığı gibi tercihe bırakılarak yapılması kanaatindeyiz.

Vaka sayılarındaki artış giderek devam ettiğini bir yerde şimdi takıldı. Bu rakamlarında oldukça yüksek olduğunu düşünüyoruz. Vefat sayıları da artıyor. Varyantların bulaşmayı daha çok arttırdığını biliyoruz. Kısıtlamaları bu dönemde gündemimize almadık. Temasın olduğu, maske kullanımının azaldığı bir dönemi görüyoruz ve bulaşın artarak vaka sayılarını arttırdığını görüyoruz.

15-45 yaş arasında vakanın en yoğun olduğu yaş grubu. Vaka sayısı bu sebeple giderek yükseldi. Bizim yapmamız gereken aşının kimisi bulaşmayı önlemediği söylüyor. Biz aşının bulaşmayı da %50 %60 önlediğini biliyoruz. Vaka oranımız %10, aşılanma oranı 65 yaş üzeri %82.5. %90’a yakın aşısını yaptırmamış kişilerden oluşuyor. Biz bu salgını gündemimizden çıkarmak istiyoruz. 84 milyonun birlikte hareket etmesiyle bu durum mümkün. %10 aşısı olanlar da kaybedilebiliyor. Ağırlıkla 65 yaş üstü ve ek hastalığı olanlar vefat ediyor. %90 oranında aşının koruduğunu görüyoruz. Bu aşıların etkili olduğunu, vatandaşlarımızın erken dönemde aşılarını yaptırmalarının etkili olduğunun altını çizmek istiyorum.

200 bin kişi için doz gelmişti. 400 bin yani. SPUTNİK ile ilgili 1. ve 2. aşı arasında fark vardı. Bu farktan dolayı temasa geçtik. Hızla 1. ve 2. doz aşısın gelmesi için gayret içindeyiz. Testlerde bir sorun yok. Üretimle ilgili çalışmalar devam ediyor. Yerel bir firmayla çalışmalar bir noktaya geldi ama üretim safhasına henüz gelmedi. Sinovac’la ilgili görüşmelerimizde ülkede yatırım yapmalarını söyledik. Onlar da bu noktada yatırım yapmayı düşündüklerini söyledi.

Şuan hastane yükümüz, vaka yükümüz vakanın %83’ü. Hayatını kaybedenlerin %90’ı aşılanmamış kişiler. Dolayısıyla aşısızların salgını devam ediyor. 1 tek aşının korumadığını 2 aşının mutlak yapılması gerektiğini biliyoruz. MRNA aşısı için hatırlatma dozu için yaptığımız çalışmalarda koruyuculuğunun devam ettiğini biliyoruz. 8 ay sonra riskli grupta daha önemli olduğunu biliyoruz.

Özellikle elimizdeki veriler 3. aydan sonra bu koruyuculuğun azaldığını, yaşlı grupta ek olarak daha da düştüğünü. Yani 2 doz inaktif aşısı yaptırmış kişi rahat hareket etmemeli. 3 ay sonra yeni aşısını yaptırmalıdır. Vakaların %83’ü aşısını tamamlamayanlar, vefat edenlerin %90’a yakını aşısını olmayanlar. Aşı olan 35 milyonun vaka yükü %13, hastane yükü %10. Aşılanmamış olanların ise %83 vaka, %90’a yakın hastane yükünü oluşturuyor.

AVM, restoran kafeler için PCR ve benzeri uygulamayı şuan gündemimize almadık. Önümüzdeki dönemde aşılanma oranıyla birlikte salgının ülkemizin gündemimizden düşeceğini ve vaka sayımızın giderek düşeceğini düşünüyorum. Türkiye’nin yaptığı toplam aşı sayısı 90 milyonu geçti bugün. Önümüzdeki dönemde aşılanmanın artacağını Avrupa ülkelerinde bizden daha fazla aşı yapan Almanya dışında. Gençlerimizin 2. doz yaptırma oranı %50. TURKOVAC aşısının da devreye girmesiyle süreç daha da hızlanacaktır.”