Geçtiğimiz haftada Türkiye geneli sayi üretimde doğalgaz kesintisi ile birlikte 3 günlük elektrik kesintisi olmuştu. Şimdi, geldiğimiz bu kara kışın ortasında yine doğalgaz ve elektrik kesintisi konusu gündeme getirildi. Konuyu meclis gündeminde dile getiren Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, enrjide büyük bir krizin başladığını ve bu krizden Türkiye’nin etkileneceğini belirtti. Doğalgaz ve elektril kesintisi olacak mı sorusuna da yanıt veren Öztürk şu çok çarpıcı açıklamalarda bulundu;
DOĞALGAZA YÜZDE 60 KULLANIM SINIRI GETİRİLDİ
Geçtiğimiz günlerde, ülkemizin enerji arzını sorunsuz sağlamakla görevli Enerji Bakanlığının ilgili 2 kuruluşu art arda açıklama yaptı. Önce BOTAŞ, sanayi kuruluşları ve elektrik üretimi yapan santrallere gizli bir emirname göndererek günlük doğalgaz kullanım miktarını yüzde 60’la sınırladı ve hâlâ bu sınırlama yüzde 80’le devam etmekte. Ardından TEİAŞ, organize sanayi bölgelerine üç gün elektrik kesintisi uygulanacağını açıkladı.
16Ülkemizde bugüne kadar görülmemiş bir doğal gaz ve elektrik krizi yaşanıyor; fabrikalar doğal gazı sınırlı kullanıyor, elektrik yok, üretim yapılamıyor ama krize neden olan resmî kurumların birbirinden haberi yok. Açık bir koordinasyon, planlama ve öngörüsüzlük krizi yaşıyoruz; kriz içinde kriz, kaos içinde kaos.
Neden böyle bir açmaza düştük? Yapılan açıklama: “İran yüzünden.” Yalanınızı sevsinler. Türkiye’nin 2021 yılında tükettiği doğalgaz miktarı 61 milyar metreküp, 2022’de de bu ihtiyacın altında bir kullanım olmayacağı dünden belli. Uzun vadeli kontrata bağlanmış, yıllık 48 milyar metreküp anlaşma var; hesaplayın aradaki açığı, 13 milyar metre küp. Doğal gaz arzında en az yüzde 20 açıkta kaldık, bunun içerisinde İran’ın payı sadece yüzde 10. Sadece yüzde 10’luk bir paydaki kesintiden dolayı krize bahane olarak İran’ı göstermek, milletin aklıyla dalga geçmektir. Hele bir de Enerji Bakanı, kesinti kararından bir ay önce “Elimizde yeterli doğal gaz var, her yılın sonunda bir sonraki yılın planlamasını yaparız.” dedikten sonra sıkıntı baş gösteriyorsa söylenecek tek şey doğru söylemediğinizdir, bir şeyleri gizlediğinizdir.
Hiç bahane üretmeyin, kriz kendini göstere göstere geldi. BOTAŞ’ın doğalgaz anlaşmaları yirmi-yirmi beş yıl önce yapılmıştı. Siz bu anlaşmaların ne zaman biteceğini bilmiyor muydunuz? 2021 yılında 15,9 milyar metreküplük anlaşma sona erdi. Yeni anlaşma yapmaya çalıştınız, miktarı ne kadara indi? 9,4 milyar metreküpe. Sadece bu anlaşmalardan dolayı kafadan 6,5 milyar metreküp açık. Açık üstüne açık olunca dediniz ki: “Spot piyasadan gaz alır, açığı kapatırız.” İstediğimiz zaman spottan gaz alabiliyor muyuz? Mümkün değil. Spottaki gazın fiyatı hem yüksek hem alıcısı çok; parayı veren düdüğü çalar. Bir de üstüne ülkede dolarizasyon sıkıntısı olunca gaz açığı bütçe açığına dönüştü, hazinede para olmayınca yeterli gazı alamadık. Öngörüsüzlük, liyakatsizlik, ehliyetsizlik işte böyle bir şey.
“Karadeniz’de, orada burada doğal gaz keşifleri yaptık, 2023’te kendi doğal gazımızı evlere vereceğiz.” dediniz, ne kaldı şunun şurasında 2023’e? Bu doğalgazı hangi firmayla çıkarıyorsunuz; hattı kiminle kuruyorsunuz; bunun için kime, ne kadar garanti verdiniz; haberimiz var mı; bunlar da mı ticari sır? Rakam size kalsın, sadece “2023” deyince birileri inanabilir ama teknik veriler ortada. Ortada olmayan tek şey, kiminle, hangi parayla bu gaz çıkacak?
ELEKTRİKTE YENİ ZAMLAR
Şimdi sizin beceriksizliğinizin bedelini tüm millet ödemek zorunda kalıyor. Bugün itibarıyla elektrik santrallerinde kullanılan doğal gaza yüzde 14 daha zam yaptınız, bu zam eninde sonunda elektrikte yeni zamma dönüşecektir. Sanayi tesislerinde hem gaz kullanımı kısıtlı hem elektrik yok, dolayısıyla üretim yok. Sanayi tesisleri bu maliyeti kime yansıtacak? Nihai tüketiciye. Bakın, sadece Denizli OSB’nin ihracatı yıllık 1 milyar dolar, yüzde 20 iç piyasa, yüzde 20 OSB dışındaki üretimle toplam üretimi 1,4 milyar dolar. Üç günlük kesinti bu rakamın yüzde 1’ine tekabül eder, o da 14 milyon dolar. Bütününe bakarsak bu kesintiler, ülke genelinde yaklaşık 10 milyar dolar ekonomik kayba sebep oldu. İktidar diyor ya “Üretim modeli ekonomiye geçtik.” ülkemizi uçuracak sektörler de sanayi ve ticaret; sanayi sektörü sayenizde şalter indirme noktasına geldi. İhracatçı kimden ürününü alacak ki yurt dışına satış yapsın? İhracatçı, aldığı iş için en az altı ay önceden sözleşir, ona göre sipariş verir, ona göre teslimat zamanını belirler. Ticarette güven, istikrar ve sürdürülebilirlik olacak ki piyasada sözünüz olsun.
İktidar sayesinde ne güven ne istikrar ne de sürdürülebilirlik kaldı. İç piyasa ve ihracat siparişlerini karşılayamayan fabrikaların kaybı sadece siparişlerle sınırlı olmayabilir; özellikle yabancı müşteriler nezdinde güven kaybına bağlı olarak ileriye dönük iptaller de yaşanabilir. Bu sorumluluğu kim üstüne alacak? Bu kriz bize Enerji Bakanlığının acil durumlara karşı bir eylem planı olmadığını göstermiştir ve yine bu kriz Enerji Bakanının görevini yapamadığını göstermiştir. Beklentimiz, Sayın Bakanın -moda olduğu üzere- teşekkür ederek görevinden affını istemesidir.