CHP ile Ak Parti’nin zor sınavı başladı

31 Mart yerel seçimleri tahminlerin de ötesinde bir sonuç ortaya koydu. Ancak seçimin kaybedeni olan Ak Parti kadar seçimin kazananı olan CHP için de zor bir sınav dönemi başladı.

Uzun yıllardır enflasyonun pençesinde çırpınan halk, hükümetin yeterince ve samimiyetle yanında mücadele etmediğini söylemiş oldu.

Ekonomik krizlerin birbirini kovaladığı uzun yılların ardından hortlayan enflasyon canavarı, şüphesiz bu seçimin belirleyici gücü oldu.

Bu gerçeklik üzerinden düşündüğünüzde şimdi hem CHP’yi hem de Ak Parti’yi bekleyen zor bir sınav var.

Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye genelinde kazandığı başarıyı, kendi maharetine bağlarsa büyük hata yapar ve açılan değişim kapısı kapanmasa bile o kapıdan başkaları geçebilir.

Burada CHP’yi çok büyük bir sınav bekliyor.

CHP Genel Başkanlığında yaşanan değişimin ardından parti içinde başlama ihtimali olan güç paylaşım mücadelesinin, kamuoyunu rahatsız etmeyecek bir formülle gerçekleşmesi ve bir an önce güçlü bir liderlik yolunun açılması gerekiyor.

 

Seçmen, ülkenin sorunları ile mücadele edecek güçlü bir liderlik ister. Ki ülkenin karşı karşıya olduğu sorunları ve ekonominin içinde çırpındığı krizleri çözmek başka türlü mümkün olmaz.

CHP açısından ikinci bir konu ise yerel yönetimlerin gözle görülür, hissedilir başarılar elde etmesidir. Çünkü, iktidar imkanlarından yoksun olan CHP’li belediyelerin, gözle görülür bir başarı elde etmesi, ancak özel bir çaba ile mümkün olabilir.

Yerel yönetim hizmetlerinin ne denli fark yarattığını görmek isteyenler Menemen’deki seçmen davranışlarını analiz edebilirler.

Ak Parti, İzmir’deki bütün belediyeleri kaybederken, kazanması muhtemel bütün belediyelerde beklenmeyen sonuçlar alırken; Menemen seçmeni Başkan Aydın Pehlivan’ın ilçeye yaşattığı hizmet yarışını takdir etti ve güçlü bir destekle yoluna devam etmesini sağladı.

31 Mart seçimlerinin İzmir açısından dikkat çeken bir diğer özelliği ise CHP’nin Türkiye genelinde ciddi bir oy artışı yaşadığı bir seçimde İzmir’de yüzde 10’a yakın oy kaybı yaşamasıdır.

Elbette bu oy kaybı, Cemil Tugay ve göreve yeni gelen başkanların hatası değil ancak onlara da bir uyarıdır.

Seçmen, önlerindeki engeller, engellemeler ne olursa olsun, belediye başkanlarının hizmet etmek için her kapıyı zorlamasını, her çabayı göstermesini hatta imkansız denilenleri dahi mümkün kılmasını bekliyor.

Bu açıdan beklenti yorgunu olan İzmir seçmeninin rahatlatılması büyük önem taşıyor. Uzun yıllar CHP’nin kalesi ve ön güçlü dayanağı olan İzmir, son seçimle birlikte CHP açısından sayısal önemini yitirmiş görünse de aslında işin özü farklıdır.

İzmir; değişimin öncüsüdür, değişim yolunda cesurdur, değişim için risk alır, değişim için fedakarlık yapabilen bir kenttir.

İzmir, iktidarlara karşı durabilen bir kent olarak sadece bugün değil, geçmişte de hep duruş sergilemiştir.

CHP’nin bugün elde ettiği başarının altında da İzmirli seçmenin bu dik duruşu, fedakarlığı, sabrı ve inancı yatmaktadır.

Buradan hareketle bir kez daha hatırlatmak isterim ki, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ile 28 ilçedeki ilçe belediye başkanlarına tarihi görevler düşüyor.

Madem ki değişimi İzmir tetikledi ve sonuna kadar da bu yolda sabırla direndi, o zaman İzmir’in de hakkını vermek, İzmir’i Türkiye’deki kentlerin kıyaslamasında her açıdan örnek ve model haline getirmek yeni dönem belediye başkanlarının boynunun borcudur.

31 Mart yerel seçimleri Ak Parti açısından şüphesiz çok zor bir sürecini kapısını aralamıştır. 2022 yılından bugüne Ak Partiye koşulsuz destek veren ülke seçmeni, iktidara kırmızı kart sertliğinde bir sarı kart göstermiştir.

Ülkenin büyük bir bölümünün yoksullaştırılması; adalette, özgürlüklerde, anayasal düzende süregelen yozlaşmalara halk artık dur demiştir.

İktidarın önünde görünürde 4 yıllık bir süre olsa da en başta ekonomi olmak üzere saydığım konularda hızlı bir toparlanma yaşanmazsa muhtemel bir erken seçimin gündeme geleceği de herkesin malumudur.

 

 

 

 

Exit mobile version