CHP’li Erdoğdu’dan son 20 yılda 1 trilyon doların rüşvet ve yolsuzluğa gitti iddiası!

247 sıra sayılı Yasa Teklifi üzerine söz aldım ama bu yasa teklifinin düzenlediği alanda konuşmayacağım, bu yasa teklifinin düzenlemediği bir alanda konuşacağım.

Biliyorsunuz bu yasa teklifi OECD’nin bize bastırması sonucunda gündemimize apar topar geldi. 2 tane önerisi konusunda Türkiye çalışmadığı için Türkiye’yi kara listeye almakla tehdit ediyorlar, doğru da yapıyorlar. 2 önerimden birincisi 7’nci madde şimdi kanunlaştırıyoruz ama asıl önemli olan 12 no.lu öneri. Buna geçmeden önce, bu mesele memleketimizin bekasıyla ilgilidir. Bu mesele çocuklarımızın geleceğiyle ilgilidir değerli arkadaşlar. Bir memleket nasıl yıkılır? Bir memleket savaşla yıkılır mı? Memleket memleketse yıkılmaz; savaşta yenilirsiniz, direnirsiniz, kazanırsınız -aynı Kurtuluş Savaşı’nda yaptığımız gibi- memleketinizi kurtarırsınız. Bir memleket işgalle mi yıkılır? Hayır, örgütlenirsiniz, işgale karşı direnirsiniz. Bir memleket felaketle mi yıkılır? Hayır, memleket memleketse, millet milletse buna direnir. Bir memleket çürümeyle, yozlaşmayla yıkılır değerli arkadaşlar. İşte, bu mesele tam bununla ilgilidir.

Değerli arkadaşlar, şimdi, meselenin boyutuna şöyle madde bir bakalım. Bizim millî gelirimiz kabaca 800 milyar dolar civarında. En iyi hesaplamalara göre millî gelirimizde yüzde 5 ila yüzde 10 arasında rüşvet ve yolsuzluğa konu edilen bir tutar vardır. Kabaca da buna 50-60 milyar dolar dersek son yirmi yıl içerisinde 1 trilyon dolarımız rüşvet ve yolsuzluğa gitmiştir. Rüşvet ve yolsuzluk öyle bir hastalıktır ki 1 birim rüşvet 5 birim kamu zararına yol açar yani kabaca 5 trilyon dolarımız, servetimiz son yirmi yılda rüşvet ve yolsuzlukla buharlaştırılmıştır, yok edilmiştir. Şimdi, rakamlar büyük olunca algılamak zor oluyor. 5 trilyon dolar ne demek biliyor musunuz? Bizim bütün pandemi boyunca bütün milletimize verebildiğimiz hibe 1 milyar dolardı, bunun 5 bin katı son yirmi yılda rüşvet ve yolsuzlukla elimizden alınmış servettir.

Arkadaşlar, 1 trilyon dolar, 5 trilyon dolar; bunlar büyük rakamlar ama bunlar bizi yıkmaz, bunlar bir memleketi yıkmaz. Bir memleketi ne yıkar biliyor musunuz? Eğer inancınız bozulursa, kültürünüz yozlaşırsa, ahlakınız azalırsa bir memleket yıkılır. Ne yazık ki bizim bu Mecliste önderlik ettiğimiz düzen memleketimizde böyle bir sonuca doğru gidiyor. Burada kendimize de memleketimize de doğruyu söyleyeceğiz; bir ahlak timsali olarak söylemiyorum, yetkim kadar bir çürümenin parçası olarak söylüyorum. Bugün memleketimizde yolsuzluk suç değil, değil arkadaşlar. Son on beş yıla, yirmi yıla bakın; üst düzeyde rüşvet yolsuzluğa ulaşmış 5 kişi var mıdır ceza gören? Hayır yok. Suç değil demektir bu. Bu memlekette yolsuzluk artık ayıp değil. Yolsuzluk yapanlar televizyon kanallarına reklam verip bize hava basıyorlar.

Şunu söyleyeyim, size anlatayım Sayın Grup Başkan Vekili, pozisyonunuzu öğreneyim: 12 no’lu tavsiye yani bu yasa teklifine sokulmayan tavsiye, yıllardır yabancıların bastırdığı, bizim çıkardığımız bu 600 milletvekilinin gücünün yetmediği tavsiye ne biliyor musunuz? Teknik olarak diyor ki: …(x) yani tercümesi siyasi nüfuzlu kişiler ama tercüme tam doğruya oturmuyor. Kamu adına kudret kullanan herkes; bu üst düzey yargıç olabilir, bu ordu komutanı olabilir, bu kurum başkanı olabilir, bu milletvekili olabilir, cumhurbaşkanı olabilir, parti genel başkanı olabilir; bunları takip edeceksiniz. Nasıl takip edeceksiniz? Çok basit, önce bunun listesini hazırlayıp bankalara tapu dairelerine, sermaye piyasalarına, nakdî veya gayrinakdî işlem yapılan yerlere vermeniz gerekiyor.

Listeyi hazırlamak hiç zor değil arkadaşlar. Şu havalimanında VIP var ya, o VIP’den geçenlerin listesini verin, işte size, liste oraya gitmiştir. Bu liste verildikten sonra şu yapılacak: Diyelim ki bu listede olan bir kişi 1 milyon liraya ev alırsa sorun yok, korkmayın ama 500 milyon dolara bir arazide adı geçiyorsa direkt kırmızı bayrak sallanacak. Kırmızı bayrak sallandığında bunu MASAK görecek ve çağırıp ilgilisini Meclis Başkanına gönderecek. Meclis Başkanı soracak, eğer bunu meşru olarak açıklıyorsa yine dert yok ama açıklayamıyorsa soruşturma yapacak ve soruşturmada görevini kötüye kullanarak bu işi yaptığı tespit edilirse cezalandırılacak. Şimdi bunu çok basit anlatıyorum ya, bu yasayı çıkarmak kolay değil; 600 milletvekili bir araya gelelim, onun için hepimizin boynunun borcudur. Biz bu yasayı çıkarmayarak bu ülkeye büyük kötülük ediyoruz. Hepimiz çok seviyoruz ya ülkeyi; kimisi muhafazakâr seviyor, kimisi milliyetçi seviyor, kimisi devrimci seviyor. Madem biz bu ülkeyi seviyorsak… Bizim ülkemiz yolsuzlukla, çürümüşlükle ölüyor, sevdiğimizi öldürüyoruz ve söylüyorum, bu yasanın çıkması kolay değil. Çünkü ne yazık ki namussuzlar namuslulardan çok daha güçlü hâle geldi. Biz boşuna kavga ediyoruz buralarda, kavga vereceksek bunun için kavga vermeliyiz. Biz yasama organıyız, biz kuralı koyarsak, biz raconu kesersek, biz temizliğe başlarsak bu kötü hâlimizden belki kurtulabiliriz değerli arkadaşlar.

Değerli arkadaşlar, yolsuzluk ve çürüme bu ülkede bir millî güvenlik meselesi hâline gelmiştir. Bu bozulma bu ülkeyi yıkacak tehdit boyutuna gelmiştir değerli arkadaşlar. Dediğim gibi, bir memleket işgal altına düşerse o memleketin milleti işgal altından kurtulur ama bir memleketi, yönetenler işgal ettiğinde o memleket yıkılır. Bu yasayı çıkarmamak demek, bu memleketi işgal etmek demektir.

Değerli arkadaşlar, biz 600 milletvekiliyiz. Farklı partilerden olabiliriz, bazen kavga da ediyor olabiliriz ama bu bir millî meseledir. Yüreklice, cesaretle biz bu yasayı bize yabancılar bastırmadan çıkarırsak biz bu ülkeye büyük hizmet etmiş olabiliriz. Aramızda çok temiz insanlar var, çok namuslu insanlar var ama namussuzları koruyan bu hukuksuzluğa karşı bir hukuk koyarsak bu ülkeyi kurtarmışız demektir.

Biz hepimiz memleketimizi çok seviyoruz. Ben biliyorum, bütün partilerden tanıdığım var, herkes kendi jargonuyla seviyor, herkes kendi lisanıyla seviyor. Ama hani bir şiir var ya, rahmetli Tuncel Kurtiz okurdu: Biz sevdiklerimizi öldürüyoruz, arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Bu yasaları çıkarmayarak biz sevdiklerimizi öldürüyoruz. Bu güzel vatana yazık, bu güzel ülkeye çok yazık. Bu güzel ülkedeki bütün adaletsizliklerin temelinde, işte, bu çıkarmadığımız yasalar var. Biz yaptıklarımız yüzünden kavga ediyoruz. Bazen yapmadıklarımız yüzünden kavga etmek lazım.

İktidar partisi milletvekillerine defaten anlatmaya çalıştık ama öylesine bir kutuplaşma içerisindeyiz ki bizim ne anlattığımızı duymuyorlar ama bu mesele önemli, lütfen bunu duyun, Allah aşkına bunu duyun. Eğer biz, bu siyasi nüfuz sahibi kişiler kendimize güveniyorsak bizler, önce 600 milletvekili, sonra bütün yüksek yargıçlar, bütün üst düzey bürokratlar, bütün kurum başkanları -bize millet bir yetki emanet etmiş- bu yetkiyi kullanırken biz bu milletin hakkına tecavüz ediyorsak, biz tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyorsak, işte, bu çıkaracağımız yasa buna engel olacak bir yasadır.

Biraz önce de kavga çıktı. Ben, şimdi, başka bir şeye tartışma çıkarmak istiyorum, bunu da pozisyonlarınızı bilin diye söylüyorum. Önce Başkana sataşacağım: Sayın Başkan, eğer bu tartışmayı engellerseniz siz bu yolsuzluk ve rüşvetle mücadeleye destek olmuyorsunuz demektir. İYİ PARTİ’ye de sataşıyorum: Eğer bu yasanın çıkmasını istemiyorsanız siz de onun parçasısınız. MHP’ye de sataşıyorum: MHP bu yasanın çıkmasını istemiyorsa o da bu düzenin parçasıdır. HDP’ye sataşıyorum: Siz bu yasanın çıkmasına karşıysanız siz de düzenin parçasısınız. Kendi partim CHP’ye söylüyorum: Biz bu yasaya karşıysak biz yolsuzlukların parçasıyız. Ve AK PARTİ’ye sataşıyorum: Eğer, AK PARTİ çoğunluk gücünüz var en kısa zamanda bu yasayı getirmiyorsanız, tüyü bitmemiş yetimin her kuruşundan sorumlusunuz demektir, her birinizin de bana cevap vermesini en azından pozisyonlarınızı bilmesini istiyorum çünkü bunu bilirsek belki bu yasayı çıkarmak için çaba gösteririz. Ve şimdiden söylüyorum: Bu yasayı çıkarmak çok zor olabilir, işte, biz 600 milletvekili gerçekten milletin vekiliysek gerçekten milletimize hizmet etmek istiyorsak bu yasayı çıkarmalıyız. Biz bu memleketi çok seviyorsak sevdiğimizi öldürmemeliyiz. Tuncel Kurtiz’i rahmetle ve sevgiyle anıyorum.

Exit mobile version