CHP’nin İzmir sınavı… En şanssız aday Soyer mi!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, son zamanlarda biraz agresif davranıyor. Çünkü haksızlığa uğradığını düşünüyor.
Soyer, adaylığının neden tartışma konusu yapılmasını haklı olarak sorguluyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi başarısız mı?
Ya da asıl mesele başarı veya başarısızlık değil de bazı isimler İzmir üzerinden CHP’de muktedir olma savaşı mı veriyor?
Aslında CHP’nin İzmir adayını tartışmadan önce CHP açısından İzmir’in hakkını teslim etmek gerekmez mi?
Cumhuriyet Halk Partisi, son yerel seçimlerde Ankara ve İstanbul’u kazanmadan önce yıllarca İzmir’den güç devşirdi.
Kaybettiği her seçimin ardından İzmir’deki oy oranlarına bakarak yeniden motive oldu.
Bu konuda anlatılacak çok şey var.
Yani demem o ki aslında CHP’nin İzmir’den alacağı yok aksine İzmir’e ciddi şekilde borcu var.
Dolayısıyla aday adaylarının tartışıldığı, farklı senaryoların havada uçuştuğu bir dönemde CHP üst yönetimine bu hatırlatmayı yapmak gerekiyor.
CHP, yerel yönetim olarak İzmir’de başarısız mı?
Bu sorunun muhatabı elbette öncelikle İzmir halkıdır. Onlar bunun cevabını verecektir ancak bence bu sorunun ikinci muhatabı ise CHP Genel Başkanları ve Genel Merkez yönetimleridir.
Şunun sorgulanması gerekiyor; Cumhuriyet Halk Partisi büyükşehir veya ilçe belediyelerinin başarılı olması için kurumsal bir sistem geliştirdi mi?
CHP Genel Merkezi, seçim gelip kapıya dayanmadan evvel belediyelerini hiç performans testine tabi tuttu mu?
Belediyeleri için belli başarı kriterleri ortaya koyup, bunlara uyulmasını istedi mi? Uymayanlara yaptırım uyguladı mı?
Başarısız olan, şaibeye karışan, seçmene rağmen bir yönetim tarzı dayatan belediye başkanlarına karşı ne yaptı?
Özellikle İzmir’de Urla, Menemen ve Menderes örnekleri gözümüzün önünde yaşanmışken…
Zira muhalefet belediyeleri olarak, iktidar belediyelerinden belirgin bir şekilde daha iyi performans göstermeden seçmen gözünde fark yaratamazsınız. ‘CHP’nin belediyeleri daha başarılı’ algısı oluşturamazsınız.
Avantaj iktidar belediyelerinde olmasına karşın, muhalefet belediyeleri olarak çok daha fazla çalışıp seçmenin bakışlarını ve dikkatini kendi üzerinize çekmek zorundasınız.
İzmir’deki belediye başkanlarına baktığımızda her biri kendi imkanları doğrultusunda hizmet etmeye çalışıyor. Uzun yılların eseri olarak şişirilmiş ve belediye bütçesi üzerinde büyük bir yük haline gelmiş personel giderlerini yönetmek ve onlara karşı yükümlülüklerini yerine getirmek için büyük bir efor sarf ediyor.
Büyük bir kısmı yine geçmiş yıllardan katlanarak gelmiş borç yükünü sürdürülebilir hale getirmeye çalışıyor.
2019 yılında seçilen mevcut belediye başkanlarını; 2020 yılında başlayan pandemiyi ve bu dönemin neredeyse tümüne hakim olan ekonomik krizleri ve İzmir depremini hesaba kattığınızda, net bir şekilde başarısızlıkla itham etmek çok hakkaniyetli olmayabilir.
Öyleyse bugün aday belirlerken CHP Merkez yönetiminin de şapkasını çıkarıp önüne koyması gerekmez mi?
Bu hatırlatmaları yaptıktan sonra İzmir Büyükşehir aday adaylarına baktığımızda aslında çok da sıkıntı yapacak bir durum göremiyorum. Elbette Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nu İzmir Büyükşehir adayı yapma senaryolarını dışarda tutarsak…
Zira aday adaylarının hiçbiri bu görevi yapamayacak vasıfta değil.
Aksine Buğra Gökçe, Olgun Atila, Tacettin Bayır, Atila Sertel, Cemil Tugay, Abdül Batur hepsi de yerel yönetim deneyimleri olan, İzmir’i yakinen tanıyan isimler. Aralarında İzmir’e yabancı ya da çaylak yok.
Burada üç isim üzerinde spekülasyon yapılıyor.
Bunlardan bir tanesi Buğra Gökçe… Deniliyor ki ‘Ekrem İmamoğlu’nun CHP’ye ve İzmir’e hakim olma operasyonu mu?
Bu konuda parti içinde ve dışında çok fazla senaryo konuşuluyor. O senaryolara girmeyeceğim. Ancak Buğra Gökçe, İzmir Büyükşehir Belediyesinde yıllarca Genel Sekreter olarak görev yaptı. Oldukça da etkili bir genel sekreter olarak, Büyükşehir’e ve bürokrasisine fazlasıyla hakim bir isim…
İkinci isim Cemil Tugay… Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, değişimin konuşulmaya başlandığı ilk günden beri değişimcilerin yani şimdiki Genel Başkan Özgür Özel’in net olarak yanında durdu. Tavrı hep netti. Bundan hareketle kulislerde ‘Özgür Özel torpili olacak mı’ diye merak ediliyor. Burada bence Tugay’ın torpili değil, Karşıyaka’daki performansı olumlu veya olumsuz anlamda tartışma konusu yapılmalıdır.
Üçüncü isim ise mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer… Rakipleri Tunç Soyer’i sanki çok başarısızmış gibi göstermeye çalışıyor.
Birinci hizmet dönemi için bütçe kullanım veya yatırım tercihleri bakımından zaman zaman sorgulasam da Soyer’le önceki Başkan Aziz Kocaoğlu’nun ilk dönemlerini kıyasladığımızda, rahat bir şekilde ‘evet başarısız’ diyemiyorsunuz. Neyi ne ile kıyasladığınız önemlidir.
CHP’nin İzmir’deki seçmenleri kızgın, yılgın hatta küskün olabilirler.
Ancak bunun tek nedeni Büyükşehir veya ilçe belediyelerinin performansı değil. Bunun en büyük nedeni CHP’nin seçmenine vaat ettiği, umutlandırdığı seçim başarılarını elde edememesidir.
Yıllardır umudunu CHP’ye bağlamış ve CHP’yi de omuzunda taşımış İzmirli seçmenin öfkesinin de mutsuzluğunun da hayal kırıklığının da çok yönlü çok çeşitli nedenleri var.
Bu hatırlatmaları yaptıktan sonra elbette kulislerden yansıyan bilgi ve iddialara dayanarak yazıyorum. Evet, favori görülen aday adayları var. Ancak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayları arasında en şansız isim Tunç Soyer değil.
O noktada çok ciddi bir mücadele var. Bana göre Soyer, adaylık ipini göğüslemeye en yakın iki isimden biri olmayı sürdürüyor.
Bir başka açıdan baktığınızda ise CHP Genel Merkezinin, uluslararası ilişkileri bu kadar güçlü bir ismi harcama planları yapmak yerine bu donanımından faydalanması daha mantıklı olmaz mıydı?
Gerekçesi ne olursa olsun İzmir için farklı bir adayınız varsa, Soyer’i başarısızlıkla lekelemek yerine Genel Merkez’de bir göreve getirerek hem partinin uluslararası ilişkilerine ve dış politikalarına katkı sağlarsınız hem de yıllarca partinize hizmet etmiş bir ismi kolayca harcama yoluna gitmediğinizi tüm parti emektarlarına göstermiş olursunuz.
Bu arada Alaattin Yüksel, aday adayı olmamasına karşın CHP kulislerinde konuşulan bir isim… CHP’nin İzmir örgütleri mevcut aday adayları üzerinden sıkı bir tartışmaya girmişken, torbadan Alaattin Yüksel çıkarsa da şaşırmayın derim.
Ancak hazır bir yerel seçim sürecinin tam da ortasındayken, lobi kapışmalarını, isimler üzerindeki tartışmaları biraz öteye itekleyerek, CHP’nin yeni yönetiminin yerelde standart üstü yatırım ve hizmet üretmek için ne tür bir mekanizmaya ihtiyaç duyduğunu oturup çalışmasında fayda var.
2023 genel seçimleri çok yönlü tartışılması gereken bir konu olsa da 14 ve 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, CHP’nin yerel yönetim performansının ortalamaya olumsuz etki yaptığını düşünenlerdenim. İstanbul ve Ankara’daki seçim sonuçlarını detaylı analiz ederseniz, bu tezin haklılığını daha net görürsünüz.
Yazının son sözü olarak da şunu yazıp kapatayım; CHP’de isimlerin çok ötesinde kurumsal bir yenilenmeye ihtiyaç var.
Mevlüt DAĞDEVİREN
mevlutdagdeviren@gmail.com