Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çarpıcı açıklamalar! TRT yayını ile ilgili tüm detaylar…

Alınan son dakika haberine göre; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT ile ortak yayınında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan ekonomiye ilişkin yaptığı konuşmada: “Büyümeyi istikrarsız hale getirmelerine müsaade etmeyeceğiz ve biz bu sarmaldan çıkacağız.” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni ekonomi modeliyle, yüksek faiz verecek sıcak para çekme politikasını elimizin tersiyle itiyoruz. Düşük faizle, üretimi ve ihracatı destekleyeceğiz.” ifadelerini kullandı.  Erdoğan yıl sonu büyüme rakamlarına ilişkin, “Beklentimiz, 10’u bulacağız. Bizim tahminimiz asgari 10 ama üzerine de çıkabilir.” açıklamalarında bulundu.

 

Katıldığı bir televizyon programında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularına cevap veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan , faiz ve enflasyona ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Küresel salgın döneminde Türkiye’nin 3 çeyrekte de farklı bir ayrışım ortaya koyduğunu, yılsonu itibariyle de pozitif ayrışmayı devam ettireceğine inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Türkiye’nin beklentileri de aşarak böyle bir konuma gelmiş olması da özellikle aç kurtlar gibi bekleyenleri de şaşırttı. Biz şaşırmadık. İkinci ve üçüncü çeyrekte aldığımız sinyallerle beklentimiz 10’u bulacağız. Şüphemiz yok. Yılsonu itibariyle enflasyonda da kendisini gösterecek. Faiz sebep, enflasyon neticedir. Faizi düşürüyoruz, enflasyonun da inşallah düştüğünü hep birlikte göreceğiz” açıklamalarını yaptı.

“Kritik dönemde iki önemli destek paketi hazırladık. Bunlardan bir tanesi ilave istihdama destek paketi, diğeri de imalata dayalı ithal ikamesi destek paketidir. Bu girişimcilerimizin hazine destekli kredi garanti fonu kefaleti ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın vereceği 7 puana kadar faiz desteği ile yatırım yapmalarının önünü açıyoruz. Toplam tutarı 10 milyar lirayı bulan bu destekten Hamle programı kapsamında diğer illerimizde faydalanabilecektir. İşletmelerimize girişimcilerimize hayırlı olsun” dedi.

 

Uygulamaya konulan ekonomi modeli hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zengini zengin yapan model faizciliktir. Faiz zengini daha zengin yapar, fakiri de daha fakir yapar. Türkiye ne zaman yüksek faiz kıskacından çıkmak için adım atmışsa döviz kuru üzerinden manipülatif baskı ile karşı karşıya kalkmıştır. Ülkemizin bu yolla bir cendereye sokulmak istenmesi bizim tarafımızdan engellenmiştir. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Bir defa bu kur-faiz spekülasyonu ile karşı karşıyayız. Bu spekülasyonu ancak biz engelleriz. Yüksek faiz kazancı için kısa vadeli olarak ülkeye giren küresel fonlar var, bu sıcak para döviz kurunu geçici olarak düşürebilir. Bu bizim için ideal değildir. Bir süre sonra bu fonlar yüksek faiz kazancını alıp düşük kurdan tekrar dövize dönerken kur yeniden yükselir. Yükseler kuru düşürmek için her seferinde daha yüksek faiz vermek gerekir. Sürekli tekrarlanan bu süreç ülkenin kaynaklarını küresel sermayeye aktaran ve ekonomiyi bağımlı hale getiren bir kısır döngüdür. Şuanda bunu yaşıyoruz. Kur-faiz-enflasyon sarmalana böyle sokulduk. Biz de diyoruz ki, kur-faiz-enflasyon sarmalında yaşamayacağız. Yatarımı, üretimi engellemelerine müsaade etmeyeceğiz, büyümeyi istikrarsız hale getirmelerine müsaade etmeyeceğiz. Biz bu sarmaldan çıkacağız. Bu tezgahın bozulmasını istemeyenler kur manipülasyonu ile bizi yeniden bu oyuna çekmek istiyorlar. Küresel finans çevreleri ve içerideki işbirlikçileri bunu başaramayacaklar. Özellikle maliyet enflasyonu denilen bir tez var, sıkıntı bu değil mi? Sanayicinin, yatırımcının en önemli engeli maliyet enflasyonudur. Maliyetler ne kadar yükselirse, onun yatırımdaki gücü de o kadar azalır. Biz tam aksine istiyoruz ki, yatırımda gücünü artıralım, uluslararası ihracatta o yatırımcı yarışa güçlü bir şekilde girsin. Türkiye’nin temel göstergeleri ekonomide çok güçlü. Bunu dışarıdan birileri zayıf göstermenin gayretine giriyor. Bizim ekonomik göstergelerimiz gayet iyi durumda. Ülkemiz artık bu kısır döngüyü kırma noktasına gelmiştir, biz buradan geriye dönmeyeceğiz. Salgın sonrasında dünya ekonomisinde oluşan yeni dengeler bu süreci hızlandırmıştır. Bu olay sadece ülkemizde mi var? Amerika’da var, Almanya’da, İngiltere’de, Hollanda’da var. Hepsi de bu kısır döngü içinde kıvranıyor. Bunlardan Türkiye olarak biz büyük oranda sıyrılmış vaziyetteyiz. Türkiye’nin güçlü ekonomik dinamiklerine güvenen yabancı yatırımcılar için uzun vadeli yatırımların artık zamanıdır. Türkiye ekonomisinin sunduğu bu fırsatları gören önemli yabancı yatırımcıların büyük ölçekli yatırımlar için harekete geçtiğini görüyoruz. Türkiye’ye uzun vadeli yatırım yapanlar her zaman kazanmıştır, bundan sonra da kazanacaktır.” açıklamalarını yaptı.

 

 

Türkiye’deki sermayenin temsilcisi konumunda olan STK’nın kendilerine cevap vermesinin çok olası olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer kredi istiyorsanız kamu bankaları kredi vermeye hazır. Bizim derdimiz var, bizim derdimiz, kur-faiz sarmallı değil, yatırımı yapacak güçlü yatırımcıları arıyoruz. Biz yeni ekonomi modeli ile yüksek faiz verecek sıcak para çekme politikasını elimizin tersi ile itiyoruz. Düşük faizle yeni yatırımları, üretimi ve ihracatı destekleyeceğiz. Özellikle kamu bankalarının yöneticilerine hep onu söylüyorum, siz özel sektör bankaları ile faiz noktasında yarışa girmeyeceksiniz. Tam aksine düşük faizle yatırımcımızı teşvik edeceksiniz. Biz şuanda ihracatta gayet iyi bir konumdayız. 215-220 milyar dolarlara çıktık. Yılsonuna kadar 220’nin üzerine çıkacak” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, “Benim de yakın çevremde birçok insan bunları geçmişte de savunmadılar. Biz ‘6 sıfırı atıyoruz’ dediğimiz zaman ‘Taksim Meydanı’nda anırırım’ diyenler vardı. En yakınımda olanlardan bile, şuanda o da siyasette ‘kurmayacağım’ dediği halde bir parti kurdu. Daha sonra 6 sıfırı atacağız dedim ben, Başbakanım çünkü. Şimdi de onunla övünüyor. ‘biz 6 sıfır attık’ diyor. Ne sen attın. Başbakan olarak talimatı verdim ve 6 sıfırı attık. Ondan sonra onlar övünmeye başladılar. Benzer birçok ekonomik kararların altında benim imzam var. Sen benim bir bakanımsın, karar merci değilsin ki. Şimdi bir yere geldik. Artık cari açık verip bu açığı dış borç ile finanse eden değil döviz kazanıp cari fazla veren bir ekonomi olma hedefiyle hareket ediyoruz. Bu hedefe de çok yakınız. Döviz kurunda kalıcı istikrar, yüksek faiz ile kısa vadeli ödünç döviz çekerek değil, ihracat, turizm ve diğer hizmet gelirleri ile döviz kazanarak mümkün olabilir. Faizleri artırmanın çözüm olmadığını defalarca gördük, yüksek faiz ile sıcak para çekerek döviz kurunu baskılayıp ithalatı ucuzlatmak enflasyonla mücadele değildir. Bize dayatılan yük ek faiz politikası yeni bir olay değil. Yerli üretimi yok eden, üretim maliyetlerini artırarak yapısal enflasyonu kalıcı hale getiren bir modeldir. Bu model sıcak para her çıktığında kur artışı ile enflasyonun yeniden tetiklendiği ve yeni faiz artırımlarının gündeme getirdiği sonu olmayan bir sarmaldır. Biz bu sarmala son veriyoruz. Bugün geldiğimiz noktada ihracatımızın, bu oran önemli, ithalatımızı karşılama oranları yüzde 90’lara ulaştı. Turizmde toparlanma süreci içindeyiz. Yıllık cari açığımızı aydan aya azaltıyoruz. Önümüzdeki sene yıllık bazda cari fazlaya geçeceğimiz anlaşılıyor ve buna da inanıyorum” şeklinde ifade etti.

“Türkiye ekonomisi güçlüdür.”

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ekonomik gelişmelerin MGK’da görüşülmesine gösterdiği tepkinin konusu geçmesi üzerine Erdoğan, “Ekonomik güvenlik, ulusal güvenliğin bir parçasıdır. Türkiye ekonomisi güçlüdür. Makro göstergelerimiz ve son dönemdeki ekonomik performansımız gayet iyidir. Döviz kurunda gördüğümüz son hareketliliğin ekonomik temeli olmadığı açıktır. Üretimi, yatırımı, istihdamı, ihracatı ve bununla birlikte gelişen politikalarla ülkemizin giderek güçlenmesi ve bağımsız politikalar izleyecek konuma gelmesi bazılarını rahatsız ediyor. Ana muhalefetin başındaki kişi bundan ciddi manada rahatsız oluyor. MGK bu konuların görüşüldüğü yer olamazmış. Bu kişi siyaseti anlamış değil, siyaseti bilmiyor, hala aynı yerde. SSK’yı batıran o kafa hala aynı yerde. Sen zaten SSK’yı batırdın. Sen değil misin SSK hastanelerinde insanların morglarda öldüğü dönemin sorumlusu? Hiç umurunda değil. Sorumlusu sensin. MGK’da bunları görüşmeyeceğiz de nerede görüşeceğiz? MGK bu işlerin en hassas noktada görüşüldüğü ve görüşüleceği yerdir. Türkiye eski Türkiye değildir. Türkiye finans piyasaları üzerinden, ekonomik tehditlere pabuç bırakmaz, geçti onlar. Reel ekonomimiz bu tehditleri boşa çıkartacak güç ve kabiliyettedir. Bu tehditlere karşı rahatlıkla durabiliyoruz. Algı operasyonları ile bizi zayıflatmak ve engellemek artık mümkün değildir. Bu tehditlerin farkında olduğumuzu, tehditler karşısında gereğini yapacak güçte ve kararlılıkta olduğumuzu MGK’da teyit etmiş olduk” diye konuştu.

“Benim tek başıma bu tür kararı almaya yetkim yok”

“Kur baskısı ne zaman ve nasıl kırılır?” sorusunu yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benim normal vatandaşım faiz sarmalı altında inim inim inler. Ana muhalefetin başındaki zat ‘indirin bire, biz destekleriz’ diyor. Ben aksini söylemiyorum. Benim tek başıma bu tür kararı almaya yetkim yok. Ben dikkat edilirse başından beri ilgili mercilere, hatta kendileri ‘merkez Bankası bağımsız değil’ diyor. Merkez Bankası bağımsız değil de sen bağımsız olmayan Merkez Bankası’ndan randevu talep ettiğinde Tayyip Erdoğan bunu engelledi mi? Gidip Merkez Bankası’nı ziyaret ettikten sonra yaptığın açıklamalar belli, işin ahlaki boyutu da yok. İnsan böyle bir ziyareti yaptıktan sonra dışarıda tam aksi, Merkez Bankasını yıpratacak açıklamalar yapar mı? Bunları yaptı. 2016’dan bu yana bunları tekrar tekrar söyledi. Yanındaki sözcü olan zat da iyi bir faizcidir. Kendisi bu işlerden zaten anlamaz. Biz inşallah seçim öncesine kadar ciddi manada faizin düştüğünü, kuru tetikleyen yüksek faizin düşüşü sebebiyle kurda olumlu iyileşmenin olduğunu hep birlikte göreceğiz, buna enflasyon da dahil. Tabi ki takvim veremem ama muhalefetin faiz indirimi konusundaki itirazları bizim doğru yolda olduğumuzun teyididir. Demek ki bu noktaya geldiler. Hemen çark ederler mi onu bilemem. Ben tezimin savunucusuyum” şeklinde konuştu.

Gelişmiş ülkelerden büyüme oranları ve enflasyon rakamları hakkında örnekler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim derdimiz yatırımları ve yerli üretimleri desteklemek ve artırmaktır” açıklamasında bulundu.

“Stokçuluğa cezai müeyyide”

Stokçuluk yapanlara ilişkin konuşan Erdoğan, “Stokçuluğun cezai müeyyidesi bir puan. Bunu yeniden düzenleyip cezai müeyyidesi artması yazım. Stokçuluk dinimizde yeri olmayan bir konudur. Stokçuluk bir nevi, ‘spekülatif hareketler’ deniyor ama hırsızlıktır. Fahiş fiyatlarla mücadele noktasında ilgili bakanlarımıza dedik ki, bu adımları atacaksınız, bununla ilgili gerekirse bir yasan düzenleme yapıp bu fahiş fiyat artışına gidenleri tespit edelim, stoklama yapmak suretiyle malı piyasadan çekenleri yakaladığımızda bunlara gerekli müeyyideleri uygulayalım” dedi.

Erdoğan, “Biz kamu maliyesindeki imkanlarımızı kullanarak başta enerji olmak üzere küresel fiyatlardan kaynaklanan maliyet artışlarını vatandaşlarımıza yansıtmamak için gerekenleri yapıyor. Bugün gelinen noktada geçici olacağı öngörülen küresel kaynaklı bir enflasyon artışı söz konusu, yılsonu itibariyle fırsatçıları da defederek olumlu neticeler alacağız” diye konuştu.
Özellikle enerjide ve doğal gaz da Avrupa ile mukayese edilemeyecek derece fiyatların ucuz olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bu gerçeği muhalefet görmek istemiyor. Avrupa’da fiyatlar bizimle mukayese edilemeyecek derecede pahalı. Biz ise bu kadar ucuz fiyatla doğal gazı verirken, enerjiyi verirken yalan yanlış her türlü haberleri uyduruyorlar. Biz yalancı ile nereye kadar bu şekilde yarışacağız? Biz hanelere doğal gazi dörtte bir, elektriği ise yarı fiyatına veriyor. Sen ne dersen de onlar buna inanmıyorlar. Biz vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz” ifadelerinde bulundu.

“Babayiğitlik bize yakışır”

Asgari ücret ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asgari ücret konusunda 2002 yılından itibaren ülkemiz adına önemli kazanımlar elde edildi. 2002 yılı sonunda bekar ve çocuksuz bir işçinin eline geçen net asgari ücret 184 lirayken, 2021 yılında bu tutarı 2 bin 825 liraya biz çıkarttık. Asgari ücret 2002’den bu güne kadar nominal olarak 15,3 kat arttı. Asgari ücretin reel oranı yüzde 131 olarak gerçekleşti. Asgari ücretin reel değerinin artması işçilerimizin satın alma gücünün arttığının bir göstergesidir. Uluslararası verilere göre asgari ücretin işçiye bulunduğu ülkede sağladığı satın alma gücüne bakıldığında Avrupa ülkeleri ve Amerika’nın yer aldığı endekste 2002 yılında 14. sırada olan ülkemiz, 2021 yılında 10. sıraya ilerledi. İşçilerimizin satın alma güçlerini yükseltmeyi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

Erdoğan, “Bu asgari ücret çalışmasında işçimizi enflasyondan, fiyat artışlarının olumsuz etkilerinden koruyacağız. Babayiğitlik bize yakışır. Biz de babayiğitliğimizi inşallah gerek ilgili bakanım, gerekse heyeti, gerekse çalışma arkadaşlarım hep birlikte geniş bir istişare yapmak suretiyle fazla uzatmadan kararımızı vereceğiz.” dedi.

Emekliler için bu zamana kadar yapılanlardan bahseden Erdoğan, “Emekliler bizim önceliklerimiz arasında yer aldı, bundan sonra da aynı şekilde olacak” ifadelerinde bulundu.

“Üretimi yaptıkça doğal gazı milletimizle paylayacağız”

Türkiye’nin doğal gaz arama çalışmaları ile  bilgi veren Erdoğan, “Biz iktidara geldiğimizde kiralama yöntemi ile bu işi yürütüyorduk ama para vermiyorduk. ‘Bulursanız doğal gazı bunu yüzde 50, yüzde 50 paylaşırız’ diyorduk. Sondaj çalışmaları, sismik çalışmaları yapılıyordu ama bir sonuç alınamıyordu. Biz kendimiz bu adımı attık. Berat Bey’in Enerji Bakanı olduğu dönemde 2 tane sismik araştırma gemisi ve sondaj gemileri aldık. Gemilerimizin sayısı 5’e çıktı. Şimdi 6. gemimize sondaj gemisi olarak kavuştuk. Bunlarla Karadeniz, Akdeniz’de çalışmalarımızı yoğun ve özgüvenli yapmış olacağız. Bu birilerini rahatsız ediyor. 2022 yılı içinde tüm kuyularda üretim öncesi tamamlama operasyonlarının bitmesini planlıyoruz. Hedef bu. Bir taraftan da deniz tabanı üretim sistemleri ile kara tesislerinin malzeme temini ve inşaat çalışmaları hızla devam ediyor. Dağıtım hattının deniz tabanına yerleştirilmesi için tüm çalışmaları 2022 yılının ilk yarısında başlatmayı öngörüyoruz. Bu çalışmaların tamamlanmasıyla 2023 yılı Ocak ayı itibariyle Sakarya Gaz Sahası’nda ilk gaz üretimine geçmeyi hedefliyoruz. Sakarya Gaz Sahası’nda ilk fazda 10 kuyudan günlük 10 milyon metreküp üretim yapmayı planlıyoruz. İkinci fazın tamamlanmasının ardından açılacak kuyu sayısına bağlı olarak bu rakam 40 milyon metreküpe çıkacak. Yeni müjdeler için ekiplerimiz hem arama hem de sondaj faaliyetleri ile bölgede yoğun bir çalışma yürütüyor. Olumlu netice aldıkça müjdeleri milletimizle paylayacağız. Üretimi yaptıkça doğal gazı milletimizle paylayacağız” dedi.

“Devlet olarak söz verdiğimiz gibi vatandaşlarımızın yanında olduk”

İzmir depreminin ardından yapılan konutlarının bahsi geçmesi üzerine Erdoğan, “Devlet olarak söz verdiğimiz gibi vatandaşlarımızın yanında olduk. Bu güzel binaları inşa ettik. Depremzedelerin yarasını sarmak için Elazığ, Malatya ve İzmir’de toplamda 35 bin 28 konut, 4 bin 104 köy evi ve 353 işyeri inşa ediyoruz. Elazığ’da 23 bin 677 konut ve 2 bin 515 köy evi, Malatya’da 6 bin 287 konut ve bin 555 köy evi yapıyoruz. Bir yıl geçmeden konutları teslim etmeye başladık. İzmir depreminin ardından Bayraklı’da yerinde bin 391 konut ve 302 işyeri ve rezerv alanda 3 bin 649 konut ve 511 işyeri inşa etmek için harekete geçti. Bornova Eğridere’deki 34 köy evi ile birlikte İzmir depreminin ardından toplam 5 bin 74 konut ve 353 işyeri yapma kararı aldık. Bu evleri de bir yıl içinde teslim etme sözünü verdik” ifadelerini kullandı.

Exit mobile version