Yerbilimciler, 1642 yılında Hollandalı denizci Abel Tasman tarafından keşfedilen ve tam 375 yıldır kayıp olarak kabul edilen Zelandiya kıtasının, yapılan yeni araştırmalarla yeniden bulunduğunu açıkladılar. Bu önemli keşif, Zelandiya’nın dünyanın 8. kıtası olarak adlandırılmasını sağladı.
Zelandiya, yaklaşık 500 milyon yıl önce Gondwana adlı süper kıtanın bir parçası olarak ortaya çıkmış ve Batı Antarktika ile Doğu Avustralya’nın büyük bir bölümünü kapsamıştır. Ancak Zelandiya’nın çoğu su altında olan yaklaşık 5 milyon kilometrekarelik bir alanı kapsadığı bilinmektedir.
Kıta olma şartlarını taşıyor
1642 yılında Abel Tasman tarafından keşfedilen Zelandiya, 375 yıldır üzerinde yapılan araştırmalarla göz önünde bulunmamış ve kayıp kabul edilmişti. Yapılan yeni araştırmalar, Zelandiya’nın jeolojik tarihine ve kıtaların evrimine dair önemli bilgiler sunmaktadır. Zelandiya’nın sınırları, kapladığı alanın 1 milyon kilometrekareden büyük olması, denizel kabuğa sahip olması ve denizel kabuğundan daha kalın olan kıtasal kabuğa sahip olması gibi kıta olma şartlarını karşılamaktadır.
Çoğu su altında
Yapılan açıklamalara göre, Zelandiya’nın çoğu su altında olsa da araştırmacılar bu kıtanın çekilme sürecinde olduğunu ve bu konuda henüz tam olarak anlaşılamayan bir süreç yaşandığını belirtiyorlar. Zelandiya’nın keşfi, bu benzersiz kıtanın diğerlerinden farklı özellikler taşıdığını ortaya koymakta ve dünya coğrafyasının daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamaktadır.
Jeofizikçi Bruce Luyendyk tarafından 1995 yılında ortaya atılan “Zelandiya” terimi, Yeni Zelanda ve Gondvana’dan kopmuş, su altında kalmış yerkabuğu parçalarını ifade etmek için kullanılmaktadır. Bu keşif, Zelandiya’nın sadece 3 bölgeye ev sahipliği yapmasıyla diğer kıtalardan ayrıldığını ve dünya coğrafyasının karmaşıklığını daha iyi anlamamıza yardımcı olmaktadır. Bu anlamda, Zelandiya’nın keşfi, bilim dünyasında önemli bir dönemeç olarak kabul edilmektedir.
-
-
-
-
-
-
