GenelGündemSağlık

İçtiğiniz çaya dikkat edin: Zehirleniyor olabilirsiniz!

Sakarya Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, her gün tüketilebilen poşet çayların içerdiği mikroplastik tehlikesine dikkat çekti. Yapılan araştırmada denenen 11 markanın tamamının mikroplastik içerdiği ortaya çıktı. İşte detaylar…

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç Dr. Meral Yurtseverr, TÜBİTAK (118Y515) projesi kapsamında poşet çayla demleme yapıldığında çaya poşetten mikroplastik geçip geçmediğiyle ilgili bir araştırma yaptı.

Çalışmasında bazı poşet çaylarda mikroplastiğe rastlayan Yurtsever, AA muhabirine yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Ortalama olarak bir demlik poşetinden 13 bin mikroplastik parçacığın içeceğimize, yani çaya geçtiğini gördüm. Burada benim incelemede kullandığım teknikle 3 mikrometre boyutuna kadar olan mikroplastik parçalarını tespit edebiliyoruz. Yani çaya 3 mikrometreyle 5 milimetre arasında 13 bin kadar mikroplastiğin geçtiğini söyleyebiliriz.”

DÖKME ÇAY KULLANIN

Poşet çay yerine dökme çay kullanılmasını tavsiye eden Yurtsever, “Tüketicinin aslında çok ambalaj içermeyen ürünlere yönelmesi daha doğru olur. Dökme çayları tercih edebiliriz. Poşet çaylar, tamam, pratikliği inkar edilemez ama gerçekten çevreye ve insana etkileri ve yükü olabilir. Sadece mikroplastik kirliliği açısından değil. Poşet çayları düşündüğümüzde o ilave poşet, etiket, zımba ya da yapıştırıcı, pamuk iplik vs. düşündüğümüzde ekstradan çöp üretmiş oluyoruz ama dökme çay kullandığımızda doğrudan onu alıp bir çaydanlıkta demliyoruz.” ifadelerini kullandı.

TAMAMEN BIRAKIN

Yurtsever son olarak tek kullanımlık plastiklerin kullanımının bırakılması gerektiğinin de altını çizerek şunları aktardı:

“Tek kullanımlık ürünlerin tamamen bırakılması gerektiğini düşünüyorum. Hatta şu andan itibaren bırakmamız gerekiyor çünkü mevcut haliyle bile çevremize yeteri kadar plastiği yaydık, saçtık, dağıttık. Bu haliyle bile doğanın kendini temizlemesi imkansız. Uzun vadede düşündüğümüzde şu anki yaptığımız kirliliğin faturası aslında gelecek nesillere kesilmiş vaziyette o yüzden bırakmamız gerekiyor. Plastikler, çevrede yok olan, biten, eriyen çözünen bir şey değil, kalıcı bir şey. O yüzden de birçoğunun doğada yüzyıllar boyunca hiç bozulmadan kalabilme ihtimalleri var. Bırakabildiğimiz kadarını bırakmalıyız. Özellikle tek kullanımlık ürünlerden başlamalıyız.”