İzmir gündeminde uzun süredir yer bulan İnciraltı Planlarına ilişkin geçtiğimiz mayıs ayında Ziraat Mühendisleri Odası, planlara verilen tarım dışı izin belgesinin iptali için dava açmıştı. Söz konusu davaya ilişkin süreci katıldığı bir programda değerlendiren Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Hakan Çakıcı, “İnciraltı’nda yapılaşmanın olduğu değil, tarımla ilgili bir proje ve plan beklerdik” dedi. Çakıcının sözlerini ve İnciraltı Planlarının onaylanmasını sağlayacak tarım dışı izin belgesinin iptaline yönelik açılan davayı İnciraltı Gelişim Derneği (İNDEGER) Başkanı Tayfun Karabulut gazetemize değerlendirdi.
HAKAN HOCA AĞZINDAKİ BAKLAYI ÇIKARAMIYOR
İnciraltı Planlarına verilen tarım dışı izin belgesinin iptaline yönelik açılan davaya bölgedeki toprak sahipleri ve muhtarlarla beraber müdahillik dilekçesi verdiklerini belirten Karabulut, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Hakan Çakıcı’nın açıklamalarını, “Hakan Hoca ağzındaki baklayı çıkaramıyor” diyerek eleştirdi. Karabulut, “İnciraltı’nın tarım vasfını yitirdiğinin artık kendisi de farkında ama bulunduğu konum ve makam itibariyle ağzından baklayı çıkaramıyor. Daha önceden bazı kötü ve çirkin açıklamaları olmuştu Hakan Hocamızın. İnciraltı Planları mayıs ayında askıya çıkmasıyla beraber ilk açıklamalarında ‘İnciraltı Talan ediliyor’ gibi bir ifadesi olmuştu. İnciraltı talan ediliyor dediğin yerin yüzde 99’u sahipli. Bu açıklamayla yanlış yerlere doğru sürüklenmişti. Bölgedeki tarım vasfının yitirildiği konusundaki bilgileri kendisi de veriyor ama yapılacak olan planlamada da en azından tarımsal yapının kollanarak yeni plan yapılması gerektiğini söylüyor. Ama ağzındaki baklayı çıkarmamasının sebebini de bizler de anlıyoruz. Bunun altının boş olduğunun kendisi de farkında” sözlerini kaydetti.
1930’LU YILLARDAN BERİ TURİZM İÇİN PLANLANIYOR
Karabulut, İnciraltı’nın geçmişten beri turizm alanı olarak planlandığı, hatta 1938 tarihli Akşam gazetesinin haberinde de bölgeye turizm faaliyetlerine yönelik yatırımların yapılmasının beklendiğinin göze çarptığını aktardı. Karabulut, “Bu bölgenin geçmişinde zaten turizm var” dedi. İnciraltı’nın tarım vasfına yönelik tartışmaları da değerlendiren Karabulut, “Tarım dediğimiz konu evde saksıya da koysan domates çıkartırsın. Hiçbir zaman sıfır tarım diye bir şey olmaz. Bölgede lokal olarak yüzde 5 de olsa tarım var. Bunu tamamen sıfır diye hiçbir rapor diyemez. Çünkü bölgede toprak var. Ama verimlilik var mı? Yok. Bölgede marjinal tarım yoğunlukta yani kısmi de olsa tarım yapılıyor. Ancak bu tarımın yapılmasının sebebi de arsa vergisi ödememek için. Mesela arazisinde serayı kaldırırsa arsa vergisi ödeniyor. Serayı kaldırmazsam normal tarla vergisi üzerinden dönüyor. O nedenle de arsa sahibi kiralama yöntemiyle orayı seralara kiralıyor. Yıllığına 50 bin TL alıyor. Aylık 3 bin TL gibi bir rakam. Birisi gelsin yapsın derdindeler. Yapıyormuş gibi gözüksün” açıklamalarını yaptı.
ALTIMIZDAN SANDALYEYİ ÇEKMEYE ÇALIŞIYORLAR
İnciraltı Planlarının sonuna kadar kanuna ve nizama uygun olduğunun altını çizen Karabulut, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer’in planlara ilişkin itirazlarını da gündemine aldı. İnciraltı Planlarının eylül ayında onaylanmasının beklediklerini aktaran Karabulut, “Büyükşehir planlara dava açacağını söylemişti. Ancak planlar daha onaylanmadığı için dava açacak aşamaya gelinemedi. Ziraat Mühendisleri Odası’nın açtığı dava ise Tarım ve Orman Bakanlığı’nın planlara verdiği tarım dışı kullanım izin belgesiyle ilgili… Planların onaylanması için o belgenin alınması şart. O nedenle tarım dışına kullanım izin belgesine açılan davayı Oda kazanırsa, bir nevi altımızdan sandalyeyi çekmiş olur. Plan değil tarım belgesi ama tarım belgesi olmadığı için planları yürürlüğe koyamıyorsun. Şimdi bu insanlar da bizi kıskaca getirmek için diyor ki; tarım dışı izin belgesini iptal ettirdim mi İnciraltı planları zaten düşer diyor” diye konuştu.
İZİN BELGESİNİN İPTAL EDİLMESİ SERMAYEYE YARAR
Ziraat Mühendisleri Odası’nın açtığı davayı kazanmasının sermaye sahiplerine yarayacağını belirten Karabulut, “Bu belgenin iptal olması demek bölgede 100-200 tane daha arazi sahibinin bıkkınlıkla, yılgınlıkla, ‘lanet olsun’ diyerek, ‘ben bunu artık beklemeyeceğim’ diyerek yine sermayeye arsalarını satmaları demek. Sonra ne olacak 3 ay sonra bununla ilgili istinaftan arsa sahibinin lehine karar çıkacak. Ama o sırada arsasını satana olan olacak. Bunlar hep büyüklerin oyunu. Ama biz inanıyoruz ki idare mahkemesinin ilk kararında Ziraat Mühendisleri Odası’nın aleyhine karar verecektir. Çünkü, her şeyimiz kanuna nizama uygun… Gerçekten hükümet bu süreçte vatandaş odaklı gerçekten samimi hareket ediyor. Bizi sermayeye yem etmemek için hükümetimiz yanımızda durdu” mesajını verdi. Karabulut, “Bu sefer sarı öküzü kaptırmayacağız” dedi.
HABER/ Didar DEMİRCİ