HABER/ Didar DEMİRCİ- Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Işık, Ege İhracatçı Birlikleri binasında kuru meyve sektöründeki güncel gelişmeleri değerlendirerek, planlanan projeleri hakkında bilgi verdi. Toplantıya EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, TİM Yönetim Kurulu Üyesi Birol Celep, Ege Hububat Bakliyat ve Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammer Öztürk, Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz katıldı. Toplantıda konuşan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Işık, iklim krizine dikkat çekerek sürdürülebilir üretimin ve ihracatın önemine vurgu yaparak, “Kuru meyve üretimini ülkemizde artırmamız lazım. Sağlıklı nesiller için bu ürünlerin üretimini ve tüketimini desteklememiz lazım” dedi.
2023’te kuru meyvede 1,6 milyar dolar ihracat gerçekleşti
Kuru meyvede Türkiye’nin dünyanın ambarı konumunda olduğunu belirten Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Işık 2023 yılında 500 bin ton kuru meyve ihracatı ile 1 milyar 600 bin dolar ihracat gerçekleştirdiklerini açıkladı. Işık, 1,6 milyar dolarlık ihracatın bir ulusun başarı öyküsü olduğunu ifade ederek, “2023 yılı kendi içinde çok farklılıklar gösterdi. Bizim kuru meyvemizde bilhassa kayısımız daha çok deprem bölgesinin içindeydi. Daha sonra da iklimsel zorluklarla karşılaştık. İklimle mücadele zorlaştı. 2023 yılında yüzde 35 kadar mahsulde bir noksanlık oldu. Bunu üzümde de kayısıda da incirde de yaşadık” dedi.
Rekolte açığını 2022 mahsulü kurtardı
Organik ve konvansiyonel üretimde fiyatların artığını belirten Işık, “Biz şu anda 2023 hasadını satıyoruz. O miktar azlığı fiyat farkıyla çiftçi de memnun oldu. Piyasaya biz 200 bin ton üzerinde ürün göndereceğiz. Bunu nasıl sağladık biz. Devletle birlikte yaptığımız satın alım politikamız. TMO devreye girdi. 100 bin ton ürünümüzü devrettik. rekoltemiz 200 bin tona düşse de elimizde 100 bin ton 2022’den gelen mahsul var. Bu can oldu. İhracatımızı geri çekmedik böylece. Doğru ürün doğru stratejiler. Bunu yapmasaydık, dünyadaki pazarı başkalarına kaptırmış olurduk. Burada doğru politikalarla hem üzüm hem incir hem de kayısıyı yönettik. Şu an satığımız geçen sene 1,5 dolar olan üzüm şu anda 2,5 dolar. Kayısı 7-8 dolarlara çıktı. Şimdi bu özellik çok önemli. Mahsulün çok olduğunda bu sefer tonajını artıraraktan ülkeye döviz girdisini sağlayıp çiftçinin mutlu olmasını sağlıyoruz. Bizim ürünlerimiz çok yıllı bir ürün. Bu nedenle topraklarımızı korumalı, politikalarımızı uzun vadeli ayarlamalıyız” sözlerini kaydetti.
“İhtisas borsacılığı ve lisanslı depolar kurmalıyız”
Tarım ürünlerinde en önemli ihtiyaçlardan birinin ihtisas borsacılığının kurulması ve lisanslı depoların faaliyete geçmesi olduğunu dile getiren Işık, “O zaman kuru meyve tam dünya standartlarında oluşan bir ürün olacaktır. Biz de devletle yaptığımız çalışmada bunun alt yapısını oluşturmaya çalışıyoruz. Malatya’da bir lisanslı depomuz devreye girdi. Aynı şekilde Tariş vasıtasıyla üzümde biz bunu gerçekleştiriyoruz. Bir şekilde ürünün yetişmesi için kendinizi dünya standartlarında güncellemeniz gerekiyor. Bir pandemi tüm dünyanın gıda ve tarım politikasını değiştirdi. Kuru meyvede 115 ülkeye ihracatı olan bir ülkeysek bizim de bu ülkelere göre güncellenmemiz gerekiyor. Şu anda 110 ülkenin standartlarını yerine getirebiliyoruz. Bizim için asıl olan başarı sürdürülebilir bir üretimi sağlamaktır” şeklinde konuştu.
Küresel ısınmaya dikkat çeken Işık, özellikle Aydın bölgesindeki incirler için ormanlara gölet projesini hatırlattı. Kuraklığa karşı tedbirlerin alınması gerektiğinin altını çizen Işık, “Kayısıyı, inciri, üzümü kurutursak yerine koyamayız. Tek yıllık bir bitki değil bu” sözlerini kaydetti. Ege İhracatçı Birlikleri’nin (EİB) yaptığı çalışmaların önemine vurgu yapan Işık, “Burada yaratılan sinerji ile EİB çok büyük başarılara imza atıyor. Şu an geldiğimiz nokta kuru meyvede baktığınızda yüzde 40 AB’ye kaldı. Yüzde 60 diğer ülkelere kaldı. AB oranını daha da düşürmek ve dünyanın geri kalan ülkelerine daha çok ürün satmak ve ürün çeşitliliğini sağlamak” dedi. Öte yandan Işık, Turquality Projesiyle ihracattaki başarının daha da artırıldığına dikkat çekti.
Son olarak 2024 yılında mevcut durumu korumaya çalıştıklarını aktaran Işık, “1,8 milyar dolar ihracat hedefi var ama hedefimiz kendimizi korumak. Tabi ihracatı artırırsak da iyi olur” dedi. Ayrıca AB Yeşil Finansmanına Işık, yeşil finansmandan yararlanmak ve ihracata devam etmek için projeler üretmek gerektiğini dile getirdi.
Jak Eskinazi: Çin Sanal Pazarını kurmak için çalışıyoruz
EİB politikaları hakkında kısa bir bilgi veren Eskinazi, şu şekilde konuştu:
“Lisanslı depoculuk ve ihtisas borsasından bahsetti. Bu iki konu çok önemli. Bizim senelerdir üzerinde durduğumuz konuların başında geliyor. Çünkü lisanslı depoculuk, aradaki tefecileri komisyoncuları kaldıran bir sistem. Buraya teslim edilen bir mal bankada kredi haline geliyor. Üreticimiz ürettiği malı paraya çevirme imkanı buluyor. İhtisas borsası da bizim mallarımız 3 yıl sonrasında bizim fiyat verebilme şansını veriyor. Bunlar hem ihracatçılar için hem de üreticiler için çok önemli konular. Hem ihracatçıların hem de üreticilerin mallarını değerinde satmış olacağız.
Su sorunu çok önemli bir konu. Hepimizin çok dikkat etmesi bir konu. Dünya olarak artık vahşi sulamadan vaz geçmemiz gerekiyor. Özellikle damlama sulamayı tüm arazilerimizde yerleşik hale getirmemiz gerekiyor. Turkish Tastle programı başarılı bir program. Şöyle bir avantajı var, bir malı satarken o ülkenin mutfaklarına bu malı sokamadığınız zaman bunun bir anlamı yok. Biz Türk ürünleriyle o mutfaklarda neler yapılabileceğini gösterdik. Dünyada bizim kitabımız sayesinde yeni lezzetler de ortaya çıkabiliyor. Bizim için önemli olan dünyada literatüre sokabilmekti. Bu kullanıcıların artık o ürünleri orada bulabilmesi için bunları oralara sokmaya başlıyoruz. bu da bu programın ikinci kısmında yürürlüğe girecek.
Çin pazarı çok önemli. Biz bir Çin sanal pazarını kurmak için çalışıyoruz. Birliklerimizin ve firmalarımızın bu sanal pazarda yerlerini almayı sağlayacağız. PTT AVM’de bunun lojistiğini sağlayacak. Çin’de alım satım işleri elektronik ortamda yapılıyor. Bunu da organize ediyoruz.”
Birol Celep: Türkiye markası için çalışıyoruz
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Yönetim Kurulu Üyesi Birol Celep, Türkiye’nin önündeki en önemli sorunun ekonomi ve sonrasında iklim değişikliği olduğunu ifade ederek, “Kolay olmayan bir süreçte bir çok işi birlikte yürütmeye çalışıyoruz” dedi. TİM çalışmalarına da değinen Celep, “TİM olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Burada olayın ana teması şu TİM tarım kurulunu tüm Türkiye’de özelleştirerek Türk markasını bir çatı altında götürmek istiyoruz. Devletimiz proje bazında 270 bin dolar gibi bir yardım yapıyor. Bu Türkiye stant algısını götürecek bir çatı yapıyoruz. Şu anda Cumhurbaşkanlığından onaylanıp çıkmasını bekliyoruz” diye konuştu.