İTB’nin ekim meclisi 100 yılın vizyonuna ışık tuttu

HABER/ Didar DEMİRCİ- İzmir Ticaret Odası (İTB) ekim ayı olağan meclisi İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer idaresinde gerçekleşti. İTB’nin ekim ayı meclis toplantısına İzmir Valisi Süleyman Elban da katılım sağladı. Meclis açılışında konuşan Meclis Başkanı Tuncer, Cumhuriyet’in 100’üncü yılına dikkat çekerek, 100 yıl önce uygulanan tarım politikalarına vurgu yaptı. Tuncer, ” Tarım, insanlığın gelişiminde kritik bir rol oynayan ve medeniyetlerin yükselişine katkıda bulunan bir sektör. Günümüzde tarım, dünya nüfusunu beslemeye devam ediyor, ancak bu sürecin sürdürülebilirliği için yeni çözümler ve yaklaşımlar gerekiyor. Artan nüfus, doğal kaynakların sınırlılığı ve iklim değişikliği gibi sorunlar, tarımın sürdürülebilirliği üzerine yeni zorluklar yaratıyor. Bu zorluklarla mücadelede ülke olarak tek ve bir olmak mecburiyetindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği, “Atatürk’ün ülkeyi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma hedefi doğrultusunda, hangi adım atılması gerekiyorsa atmayı sürdüreceğiz” sözüne içtenlikle katıldığımı ve bu yolda üstümüze düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmek için azimle çalışmaya devam edeceğimizi huzurlarınızda bir kez daha belirtmek isterim” dedi.

Toplantıda İTB’nin prestij projeleri hakkında İzmir Valisi Elban’a bilgilendirme yapıldı. İzmir Tarım Teknoloji Merkezi ve Ege Gastronomi Projesi hakkında sunum yapıldı.

Meclis konuşmalarının ardından İTB Onur Üyeliği belgesi almaya hak kazanan meclis üyelerine belgeleri dağıtıldı. Belgeler, İzmir Valisi Süleyman Elban, İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ve İTB Meclis Başakanı Ömer Gökhan Tuncer tarafından üyelere tek tek takdim edildi.

Milli gelirimiz bu yıl itibariyle 1 Trilyon doların üstüne çıkacak

Meclis açılışında konuşan İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli de 100 yaşındaki Cumhuriyet’i gündemine alarak “Bu özel zamanda bugünü daha iyi anlamak ve hak ettiği değeri vermek için 100 yıl öncesinin şartlarına bakmamızın ve aradan geçen bir asrın kısaca muhasebesini yapmamızın çok faydalı olacağını düşünüyorum” sözlerini kaydetti. Cumhuriyetin ilk yıllarından bugüne ihracattan ithalata Türkiye’nin ticari faaliyetlerine dikkat çeken Kestelli, 100 yıl öncesindeki İzmir’in ticari şartlarına değindi. Kestelli, “Cumhuriyetimizin kuruluşunda yaşanan zor şartları bir konuşmaya sığdırmak, o günkü şartları gerçek eşdeğeri ile anlayabilmek mümkün değil. 100 yıl sonra bugüne geldiğimizde Cumhuriyetimizin kazanımlarını ve Cumhuriyetin bu topraklar için ne kadar değerli olduğunu çok daha net görüyoruz. 100’üncü yılımızda ekonomiden tarıma, İzmir’den Borsamıza geldiğimiz nokta için birkaç tespit yapmak istiyorum. Bu yıl itibariyle milli gelirimiz ilk defa 1 trilyon doların üzerine çıkacak. İhracatımız geçtiğimiz yıl ilk kez 250 milyar doları aştı ve 1 milyar doların üzerinde ihracat yaptığımız ülke sayısı 47’ye ulaştı. Tarımsal üretimde 58 milyar dolar değerinde üretim ile Avrupa’nın en büyük, dünyanın onuncu büyük ülkesiyiz. 4 tarımsal ürünün üretiminde dünyada birinci, 4 üründe ikinci, 5 üründe üçüncü ve 6 ürünün üretiminde ise dördüncü sırada yer alıyoruz. Ülke olarak tarımsal ürünler ihracatımız 26 milyar dolar ile düzenli bir artış trendi yakalamış durumda. İzmir olarak milli gelirden aldığımız yüzde 6,5’luk pay ile ülkemizin üçüncü büyük ekonomisine sahibiz. 15 milyar dolar toplam ve 3,2 milyar dolar tarımsal ürünler ihracatımız ile İzmir olarak dış ticarette geçmişte sahip olduğumuz etkinliğimizi devam ettiriyoruz. Süs bitkileri, su ürünleri ve organik tarım gibi katma değerli tarımsal ürünlerin üretiminde öncü ve lider şehir durumundayız.  Yenilenebilir enerjide ülkemizin öncü şehriyiz. Rüzgâr, güneş, jeotermal ve biyogaz olmak üzere 4 yenilenebilir enerji üretimini de gerçekleştiren tek il durumundayız” diye konuştu.

İTB 100 yılda çok yol aldı

Öte yandan Kestelli, İTB’nin 100 yılın sonunda geldiği noktayı da ele alarak, “100 yıl önce sadece işlem salonları ile üyelerine hizmet veren Borsamız temel borsacılık işlemlerinin yanı sıra birçok projesi ile tarım sektörüne ve topluma önemli hizmetler sunmaya başladı. Son 20 yılda VOB, ELİDAŞ ve İZLADAŞ gibi ülkemizde ilk olan yatırım projelerini hayata geçirdik. Şimdi de İzmir Tarım Teknoloji Merkezi ile bu yatırımlarımıza bir yenisini ekliyoruz. Bölgemizde sürdürülebilir tarımı temin etmek amacıyla Gastronomi Projemizi hayata geçiriyoruz. Bu önemli iki çalışmamızla ilgili olarak arkadaşlarımızın birazdan yapacağı sunumlar ile sizi bilgilendiriyor olacağız. Dijitalleşme her alanda olduğu gibi Borsa olarak da bizim de hizmetlerimizin odağında yer alıyor. Tescil işlemlerinde başladığımız e-tescil uygulamalarına, bir süre sonra salon işlemlerimize de dijitalleşmeyi ilave ediyor olacağız” dedi.

Kestelli, İTB’nin ikinci yüzyıl adımlarını sıraladı

Cumhuriyetin ikinci yüzyılında İTB’nin 10 önceliğini sıralayan Kestelli, şu şekilde konuştu:

“Toprak ve su gibi doğal kaynaklarımız tarım için vazgeçilmezdir. Bu kaynakları hem koruyacak hem de etkin bir şekilde kullanımını temin edecek her türlü tedbir amasız ve fakatsız alınmalıdır. Bu konuda yeni teknolojiler geliştirmek için her türlü ARGE çalışmalarını desteklemek başta Devletimiz olmak üzere hepimizin asli faaliyetleri arasında da yer almalıdır.
-Tarımın bir diğer zorunlu unsuru çiftçilerimizdir. Çiftçi ailelerimizi kentlere göçmekten vazgeçirecek her türlü sosyal, kültürel yaşam altyapısı kırsalda oluşturulmalı, köylerimiz refah düzeyi yüksek yaşam alanları haline getirilmelidir.
-Ölçemediğiniz şeyi yönetemezsiniz ilkesinden hareketle tarımdaki verilerin derlenmesi, analiz edilmesi ve yayınlanmasında bilgi teknolojilerinden azami derecede faydalanılmalı, elde edilen veriler araştırma çalışmaları için sektörü temsil eden tüm taraflarla şeffaf şekilde paylaşılmalıdır.
-Tarımsal üretim planlaması için son dönemde atılan adımlara kararlılıkla devam edilmeli; planlama faaliyetleri müdahaleden uzak bilimsel gerçeklere göre yapılmalıdır.
-Destekleme sistemi tümden yenilenmelidir. Bu kapsamda 5 yıllık planlamalar yapılmalı, sistem garanti fiyat uygulaması üzerine tesis edilmeli ve üreticilerimize gelir garantisi sağlayacak mekanizmalar mutlaka kurulmalıdır.
-Teknolojik uygulamalar tarımın vazgeçilmez unsuru haline gelmeye başlamıştır. Bu kapsamda tarımsal teknolojilerin geliştirilmesi, kullanımının yaygınlaştırılması ve kırsalda teknoloji altyapısının geliştirilmesi için gerekli çalışmalar etkin ve hızlı bir şekilde yapılmalı, bu alanda fayda sağlayacak her türlü girişim ve yatırım azami ölçüde desteklenmelidir.
-Organik Tarım, İyi Tarım Uygulamaları gibi sürdürülebilir tarım sistemlerinin yaygınlaştırılması için AB’de olduğu gibi somut ve kalıcı hedefler konulmalıdır.
-Katma değerli ürün geliştirme, markalaşma ve etkin bir piyasa ve pazarlama sistemi oluşumunun teşviki için yenilikçi uygulamalar geliştirilmeli ve desteklenmelidir.
-Tarımsal Ar-Ge çalışmalarına ayrılan kaynaklar yüksek oranda artırılmalı, projelerin seçiminde sahada uygulanabilirlik ve sürdürülebilirlik en önemli kriter haline getirilmelidir.
-Tarımda çalışan işçilerimizin çalışma koşulları için insana yakışır iş prensibi ile gerekli düzenlemeler mutlaka yapılmalı ve denetim mekanizmaları arttırılmalıdır.”

Vali Elban: Yeni yüzyılda tarımla ilgili yeni şeyler söylemek gerek

İTB ekim ayı meclis toplantısına katılan İzmir Valisi Süleyman Elban, tarım sektörü özelinde önemli mesajlar verdi. Konuşmalarının başında Cumhuriyetin 100. yılına ilişkin tebrik mesajını ileten Vali Elban, “Şanslı nesilleriz. Cumhuriyetin 100. yılına şahitlik ettik. Ben sizden daha şanslıyım. Kuruluşun ve kurtuluşun şehri İzmir’de vali olarak göreve teşrif ettim” dedi. Ülkece kalkınmanın sadece tarım ve sanayi ile olmayacağını buna sosyal ve kültürel her alanda topyekün mücadele ile olacağını belirten Elban, İTB’nin çalışmalarını takdir etti. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında artık yeni şeylerden bahsetmek ve yeni hedeflere doğru yürümek gerektiğinin altını çizen Elban, “Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar elde etmemiz mümkün değil” dedi. Tarımdaki sorunlara dikkat çeken Elban, “Tarımdaki en büyük sorunlardan birisi çiftçi tanımı yok. Kim çiftçi dediğimizde kişi hem sarraf hem çiftçi, hem sanayici hem çiftçi… Dolayısıyla bir çiftçi tanımımız yok. O nedenle çiftçilere verilecek destekler konusunda da sorunlar ortaya çıkıyor. Destekler verilse bile yerini bulamıyor. Yine sanayileşme, şehirleşme, nüfus artışı aynı zamanda tarım arazilerini tehdit ediyor. Tarım arazilerini sürekli daraltıyor. Çok yanlış bir şekilde tarım arazileri üzerinde büyümeyi garip bir şekilde tercih etmiş durumdayız. Bir de tarımın en önemli sorunlarından birisi su meselesi. Su kullanımıyla ilgili mutlaka en modern en ileri teknolojileri kullanmak zorundayız. Bir diğer tehdit de kirlilik. Tarım toprakları hem kullanılan gübreler, hormonlar ve ilaçlarka hem de bir çok dış etkenler nedeniyle sürekli bir kirlilik tehditti altında. Tüm bu şartlar altında tarım yapmak gerçekten güç iş. Bu zor şartlarda tarımda yeni yüzyılda yeni şeyler söylemek gerekiyor. Bu konuların altını tam çizmek ve netleştirmek gerekiyor” diye konuştu.

Exit mobile version