İYİ Parti Kadın Politikaları Başkanlığı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında şu noktalara dikkat çekildi:
“Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Ve ne yazık ki Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız bu yıl da kadına karşı şiddetin daha da arttığı, daha da içleri acıttığı ve kadını daha da umutsuzluğa sevk ettiği bir yıl oldu. Kadın evde, sokakta, okulda, iş yerinde, toplu taşıma araçlarında hülasa var olduğu her yerde şiddete, tacize uğruyor ya da katlediliyor. Ve bu büyük ayıp şiddetini gittikçe artırıyor durmuyor, durdurulamıyor.
Günümüzde kadın, sadece fiziksel değil; ruhsal, sosyal, cinsel, ekonomik ve dijital şiddete maruz kalıyor; acı çekiyor, özgüven sorunu yaşıyor ve onuru zedeleniyor.
Türk kadını; kadim Türk tarihinde de yakın tarihte de her daim erkekle birlikte mücadele etmiş, Türk devletlerinin yaşamasını, gelişmesini ve güvende olmasını sağlamıştır. Kurtuluş Savaşımız bunun en yakın ve en çarpıcı örneklerinden biridir. Türk kültürü ve geleneklerinden uzaklaştıkça, kadına karşı şiddetin arttığı çıplak gözle görülen/yaşanan bir gerçektir. Günümüz iktidarının 21 yıldır yarattığı marazlı siyasi iklimde, Türk ulusu kimliğinden uzaklaştırılmakta; kadın eve kapatılmaya, değersizleştirilmeye, nesnelleştirilmeye başlanmıştır. İktidar, Türkiye’yi selefileştirme yolunda hızla ilerleyebilmek için bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmiş, 6284 sayılı Kanunun da kaldırılmasını isteyecek kadar şuurunu yitiren odakları cesaretlendirmiş, şiddet yanlıları karşında kadının açık hedef hâline gelmesine neden olmuştur. Medeni haklarımız dahi tehlike altındadır.
Hanımlar, beyler, özellikle de beyler!
Bunlar Türk kadınınca kabullenilebilecek şeyler değildir! Hiç olmadı, bundan sonra da olmayacak! Biz İYİ Parti olarak; “Kadını yaşat ki devlet yaşasın” düsturu ve Türk kadınının sarsılmaz iradesinden aldığımız ilhamla; ezilmiş, hırpalanmış, yoksullaştırılmış, ötekileştirilmiş tek bir kadın kalmayıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz. Kadın ve erkeğin eşit ve mutlu olduğu, sağlıklı nesillerin yetiştiği zengin bir Türkiye için var gücümüzle çalışıyoruz. Ve biz; “Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın” diyen Atamızın izinde, Türk kadınını hak ettiği yere getireceğimize söz veriyoruz.”