İzmir’de çeşitli kurum ve üniversitelerden oluşan 62 kişilik ekip deprem üretme potansiyeli olan sismik kaynakları araştırıyor.
İzmir Seferihisar’da meydana gelen ve 117 kişinin yaşamını yitirdiği büyüklüğü 6.6 olan depremin üzerinden bir sene geçti.
Yaşanmış olan depremin ardından İzmir fay hatları daha da ayrıntılı ve geniş bir şekilde incelemeye alındı.
ODTÜ öncülüğü ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce başlatılmış olan projede çeşitli üniversitelerden akademisyenler “İzmir İli Depremsellik ve Mikrobölgelendirme Araştırma Projesi” için bir araya geldi.
Fay hatlarında hendekler açıldı
Ekip, İzmir’in deprem yapısı geçmiş depremlerin izleriyle potansiyellerinin değerlendireceği projede karadaki fay hatlarında hendekler açarak depremin izlerini araştıracak. Ekip, İzmir Körfezi tabanın da karot alıyor. Çalışmaların 2,5 senede bitirilmesi düşünülüyor.
Dünyada ilk olacak
Proje, değişik iş paketlerinin eş güdümü ve bütünselliği düşünüldüğünde dünyada ilk olma özelliğine de sahip olacak.
“Bilinenden fazla fay hattı var”
Yapılan projenin temel maksadının İzmir’in depremselliğini ortaya koymak olduğunun altını çizen Bozkurt, şu ifadeleri kullandı:
“Projemiz kapsamında İzmir metropolünü referans alan 100 kilometre çapındaki bir dairesel alan içinde kalan tüm fayları ayrıntılı bir şekilde haritalandıracağız ve bu fayların deprem üretme potansiyellerini, eski deprem kayıtlarını, depremlerin tekrarlanma aralıklarıyla ilgili ayrıntılı çalışmalar yürüteceğiz. Bu alan içinde şimdiye kadar tanımlanmış 40`tan fazla fay var. Biz ilk çalışmalarımızda bu fay sayısının bilinenden daha fazla olduğunu gördük. Bu konuda da ayrıntılı çalışmaları yürütmekteyiz.”
Binlerce test ile sondaj yapılacak
Coğrafyanın hangi zemin koşullarına sahip olduğunun depreme hazırlığa ilişkin büyük bir önem arz ettiğini ve projede hidrojeolojik, jeoteknik ve jeofizik içeriği olan birçok araştırma gerçekleştiğini kaydeden Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu kapsamda binlerce sondaj açılacak, gerek arazide gerekse laboratuvarda yüzbinlerce deney ve test yapılacak. Bunlara ilaveten, bölgede toplum sağlığı için risk oluşturabilecek jeolojik oluşumların tespit edilmesi, toplumu ve ilgilileri bilgilendirerek gerekli önlemlerin alınmasında öncü rol üstlenmek için ayrıntılı tıbbi jeoloji çalışmalarına da başladık.”
Yapılan çalışmaya 12 üniversite ve 2 kamu kurumu da katkı verirken, çalışma neticesinde 2500-3000 sene öncesine ait deprem tarihçesi ortaya koyulmuş olacak.