Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun önerisi doğrultusunda İzmir’deki binaların beyaza boyanması ve rüzgar geçişlerini sağlamak için kentsel düzenlemelerin yapılması gündemde. Kaliforniya modeli olarak bilinen bu yaklaşım, sıcak hava dalgalarıyla mücadelede önemli bir rol oynayabilir.
Prof. Dr. Kadıoğlu, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, sıcak hava dalgalarının sessiz bir afet olduğunu vurguladı. Küresel ısınmanın sadece İzmir’i değil, tüm dünyayı tehdit ettiğini belirten Kadıoğlu, “2100 yılına kadar sıcaklıkların 4-7 derece arasında artacağını öngörüyoruz” dedi. Kadıoğlu, bu duruma uyum sağlamanın kaçınılmaz olduğunu belirterek, şehirlerin yeniden planlanması gerektiğini söyledi. Los Angeles ve Kaliforniya’da uygulanan yolların beyaza boyanması gibi İzmir’de de binaların beyaza boyanmasının, ısıyı düşüreceğini belirtti.
Sıcak Hava Dalgalarına Karşı Kalıcı Çözümler
Kadın ve çocuklar başta olmak üzere sıcak hava dalgalarının en savunmasız gruplar üzerinde yıkıcı etkiler oluşturduğunu ifade eden Kadıoğlu, “Sıcak hava dalgası, günümüzde birçok ölümün kök nedenidir. İzmir gibi büyük şehirlerde denize dik caddeler inşa edilmesi ve beyaz renkli binalar kullanılarak sıcaklık etkisinin azaltılması mümkündür” dedi.
Türkiye’nin su stresi yaşayan ülkelerden biri olduğuna dikkat çeken Kadıoğlu, su kaynaklarının korunması ve verimli kullanılması gerektiğini belirtti. Ege ve Akdeniz bölgelerinde yağışların %50 oranında azalabileceğini belirten Kadıoğlu, “Deniz seviyesindeki yükselme 60 santimetreye ulaşabilir. Bu da kıyılardan uzak durmamız gerektiğini gösteriyor” şeklinde konuştu.
Gelecek İçin Sürdürülebilir Şehirler
İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu ise üniversitelerin bu değişim sürecinde lider bir rol üstlenmesi gerektiğini belirtti. Sürdürülebilir bir yaşam için yaratıcı çözümler üretmenin önemine değinen Abacıoğlu, Prof. Dr. Kadıoğlu’nun önerilerinin bilimsel temeller üzerine kurulu olduğuna dikkat çekti.
İzmir’in sıcak hava dalgaları ve kuraklık gibi afetlerle başa çıkabilmesi için önerilen bu çözümler, şehrin geleceği için hayati öneme sahip. Kentsel planlamada iklim değişikliğini göz önünde bulundurarak hareket etmek, İzmir’in daha yaşanabilir bir şehir olmasına katkı sağlayacak.