İzmir Otobüs ve Terminal İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Niyazoğlu, uzun zamandır İzmir kamuoyunun gündeminde olan otogara ilişkin ilk kez konuştu. Niyazoğlu, şu sözleri kaydetti:
“İzmir halkına otogar hakkındaki gerçekleri açıklıyorum; Öncelikle belirtmek isterim ki Sayın Tunç Soyer’in otogar hakkında ve özellikle de benim şirketim hakkında bu güne kadar defalarca söylediği iftiraları üzülerek okudum. Bunu daha önce de yaptı kendisini uyardım gerçekleri halka söylemiyorsunuz diye, geçiştirdi. Şimdi bilmenizi isterim ki söyledikleri tamamen yalan ve iftiradan oluşuyor. Zira bu otogarı 25 sene önce 85 milyon dolara kendi sermayemizle ve borçlanarak biz yaptık belediyenin cebinden tek kuruş çıkmadı. Bu yetmiyormuş gibi sözleşme gereği her sene belediyeye yıllık brüt cironun % 20 sini kar payı olarak ödüyorum. Dikkatinizi çekerim brütten % 20 !!! Sözleşme 1997 senesinde 2 yıl inşaat 25 yıl işletme olarak anlaşıldı. 25 sene 2023 Aralık Ayında bitecekti. Başlangıçta muazzam bir yapı olan otogar yıllar geçtikçe yaşlandı 2008 yılına geldiğimizde tüm otogarın tadilatı için proje yaptırttım belediyeye sundum otogarı yenilemek için belediye kabul etmedi ruhsat vermedi !!! Kendim kısmi tadilatlarla otogarı yaşatmaya çalıştım. Sonra 2018 de tekrar çok kapsamlı bir yeni proje yaptırdım, Belediyeye sundum O zamanki başkan Aziz Bey çok beğendi hemen hayata geçirelim dedi ancak görev süresinin sonuna denk geldi ve aday olmadı. Sayın Tunç Soyer başkan olur olmaz projeyi kendilerine de sundum. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir Şehirlerarası Otobüs Terminali’nin geleceğiyle ilgili olarak kendi içinde yapmış olduğu çalışmalar bakımından; gerek Ulaşım Planlama Dairesinin, gerekse Etüd ve Projeler Dairesinin 2030 yılı projeksiyonlu tasarılarında yer alan tüm hususlar İzotaş tarafından hazırlanan iş bu projede yer almaktaydı. Kendi bürokratları ve benim ekibimin huzurunda aynen “ Sizin tecrübe ve emeğinize saygı duyuyorum. Geç kalmayalım hemen başlayalım” dedi ve 5 senedir beni oyaladı 5 senede toplam 5 kez görüştü benimle ve her seferinde yüzüme güldü arkamdan kuyumu kazacak basın açıklamaları yaptı. Öyle ki, Tunç Soyer tarafından; otogar tesislerinde yer alan kiracılarımıza yazılar gönderilerek şirketimize karşı isyana davet edilmekte, bir yandan özellikle Adliye önündeki ilan panoları ve şehir içerisindeki diğer birçok ilan panosuna mahkeme süreciyle ilgili yanıltıcı bilgiler verilmekte, basında otogar ve mahkeme kararı hakkında kasıtlı olarak yanlış haberler yaptırılmakta, bir yandan ise sosyal medya üzerinden şirketimiz ve şahsıma yönelik itibar zedeleyici nitelikte yalan haber ve ithamlarda bulunulmaktadır. Bir yandan da yine sosyal medya üzerinden otogarın tahliyesine yönelik imza kampanyası başlatmıştır. Bunlarla birlikte son olarak Bornova Kaymakamlığı’na başvurularak otogardan şirketimizin tahliyesi talep edilmiştir. İşte tüm bu söylemler ve eylemler ayrı ayrı olarak Türkiye Cumhuriyeti Mahkemesinin “Türk Milleti” adına vermiş olduğu ve kesin nitelikteki İhtiyati Tedbir kararına rağmen yapılmaktadır. Bu yönüyle Tunç Soyer’in yaptıkları HMK madde 398 kapsamında da ayrıca suç teşkil etmektedir.
Her seferinde şaşırdım politik konuşuyor herhalde dedim ancak artık anladım ki onun derdi otogar izmir halkı falan değil. Şimdi mahkeme meselesinin aslını anlatayım : görüşmeler belediyeyle sürerken Hukukçularım beni uyardı ve sizi oyalıyor olabilir, biz Pandemi mücbir sebebiyle süre uzatım talebimizi yapalım bir yandan dediler. Ve belediyeye dilekçe yazdık hukukçuları önce olumlu konuştu ancak otogardaki tuvaletleri bahane ederek talebimizi reddettiler ben de dünyanın tüm hukuk sistemlerinde mücbir sebep sayılan Pandemi nedeniyle 2,5 yılda 100 milyon brüt ciro kaybım nedeniyle ( ki bu brüt cironun 20 milyonu da belediyeye yatacaktı) sözleşmenin mücbir sebep nedeniyle süre maddesinin uyarlama davasını 1,5 yıl önce açtım. Dava açıldıktan ancak 1,5 sene sonra Mahkeme Tedbir kararını verdi. Zira Tunç Soyer beni buradan Aralık ayında atmaktan otogarı yıkmaktan bahsediyordu. Oysa elinde ne yeni proje ne de bir çözüm vardı. Ayrıca belirtmek isterim ki otogarın bu halinden beni 5 yıldır oyalayan yenileme izni vermeyen projemi onaylamayan belediye sorumludur. Ayrıca dava sürerken Sayın Tunç Soyer beni tekrar çağırdı ve 11 Eylül 2023 tarihindeki görüşmemizde dahi projenizi tekrar sunun Murat Bey dedi. Ben ve ekibim belediye teknik heyetine 13 Eylül günü Fuarda tekrar projemizi en ince ayrıntılarıyla sunduk. Ama bu da bir oylamaymış meğer mahkemeden tedbiri kaldırmayı umuyor ve onu bekliyormuş. İtirazları da reddedilince içindeki nefret ve kini kustu gerçek yüzü ortaya çıktı. Bu itirazlarının reddi kararından sonra çok talihsiz ve üzücü olan açıklamalar yaptı ve yüce tarafsız Türk Yargısına saldırdı onları itham etti. İnanamadım bu nasıl bir nefret, bu nasıl bir başkanlık?
Sayın Başkan elinizde başka alternatif bir alan yok bu alanda yapmayı arzuladığınız yarışma sonucu seçtiğiniz projenin 5 yıldır ortada uygulama projesi yok! otogarı yapacak paranız yok! ( zira otogarın önündeki 800 metrelik güya uçan yol projesini daha 5 yıldır yapamadınız ) işletecek ekibiniz ve yeteneğiniz yok! Tüm bu kusurlarınızla tutmuş beni eleştiriyorsunuz. Ben buraya 85 milyon dolar yatırım yaptım yüzlerce kişiye istihdam sağladım ve şimdi yenisini de yapmaya ve en güzelini yapmaya ve en iyi şekilde işletmeye de gücüm yeter ve talibim de ( yaptığım 85 milyon dolarlık yatırım nedeniyle sözleşmeden doğan öncelik hakkım gereği talibim ) . Benim bağımsız Yüce Türk Yargısına güvenim tam ve sonsuz saygım var, kimseyi de itham etmem. Haklı olduğum hukuka uygun hareket ettiğim hiç aklınıza gelmiyor nedense…
İşte gerçekler böyleyken bu güne kadar belediyeye olan saygımdan sustum diye neden sürekli üzerime yüklendiniz amacınız neydi ben herkesten çok otogarı yenilemek istiyorum projem hazır finansım hazır neden gereğini yapmıyorsunuz.
Şunu belirtmek isterim ki; projemiz hazır, finansımız hazır, sözleşmedeki öncelik hakkımızın da bilinciyle ve daha fazla geç kalmadan sözleşmeyi imzalamak ve bir an önce İzmir halkının hak ettiği modern çağdaş bir aktarım merkezine – otogara kavuşmasını arzu ediyoruz.
Bu süreç boyunca; Tunç Soyer tarafından sergilenen davranışlar ve yapılan açıklamaların tamamını bir Belediye Başkanı sıfatıyla ve sorumluluğuyla uzaktan yakından bağdaştıramadığımız için tüm bunların olsa olsa şahsileştirilmiş bir husumetten ileri geldiğini yorumlayabiliyoruz, fakat anlamakta zorlanıyoruz. Zira, kendisi maalesef bu tutumu sonucunda İzmir Halkını cezalandırmış oldu.
İnanıyorum ki şehrimizin yeni Başkanı sorumlu ve dirayetli bir belediye Başkanı olarak İzmir halkı için önemli bu sorunu öncelikle ele alacak ve İzmir’imize yakışır yeni ve modern Otogarı bir an önce şehrimize kazandıracaktır.
Sözleşmenin süre yönünden uyarlanması davası devam ederken, mahkeme tarafından 15.09.2023 tarihli ara kararıyla verilmiş ve kesin olan İhtiyati Tedbir kararı çerçevesinde; devam etmekte olan iş bu dava dosyası kesinleşinceye kadar tahliye işlemlerinin durdurulmasına yönelik karara karşı sayın Tunç Soyer tarafından yapılan her türlü işlemin, eylemin ve söylemin doğrudan suç teşkil ettiğini ve gerek şirketimiz gerekse şahsıma yönelen bu durum karşısında İzmir halkını doğru bilgiyle aydınlatmak sorumluluğunun bilinciyle ve fakat yapacağımız açıklamanın neticesinde gerek CHP gerekse İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin zarar göreceği düşüncesiyle geciktirdiğimiz konuyu mecbur kaldığımız için öncelikle sizlere iletmek zarureti hasıl olmuştur.
Tüm bu anlattığım hakikatleri ve durumun önemini siz sayın basın mensuplarına ve kamuoyuna saygıyla sunarım.”