Günaydın, toplumsal bilinç ve dayanışmanın şiddetle mücadelede kilit rol oynadığını vurgulayarak, “Şiddete seyirci kalma” çağrısını yineledi. KADEM’in “Medyada Kadına Yönelik Şiddet ve İzleyici Farkındalığı: Yerli Diziler Üzerine İnceleme” başlıklı araştırmasının sonuçlarını paylaşan Günaydın, şiddetin yalnızca fiziksel olmadığını, medya aracılığıyla evlere de sızdığını ifade etti. Bu durumun, kadına yönelik şiddeti normalleştirebileceğine dikkat çekerek, dizilerin, senaristlerin ve medya kuruluşlarının bu konuda sorumluluk alması gerektiğini belirtti.
“Şiddetle Mücadele Hepimizin Görevi”
Arzu Günaydın, şiddetin yalnızca kadın derneklerinin mücadelesiyle önlenemeyeceğini, tüm toplumun bu sorumluluğa ortak olması gerektiğini dile getirdi. “Dizi yapımcıları, senaristler, kanallar ve reklam verenler, toplumsal şiddet algısını değiştirmek için daha duyarlı olmalı. Şiddeti bir kurgu unsuru olarak göstermek yerine, şiddet karşıtı bir mesaj vermeyi hedeflemeliler,” diye konuştu.
KADEM’in 11 Yıllık Mücadelesi
11 yıldır kadına yönelik şiddetin her türüne karşı çalışmalar yürüten KADEM, bu kapsamda farkındalık kampanyaları ve toplumsal projelerle dikkat çekiyor. Günaydın, şiddetin ortaya çıkmasını önlemek için güçlü bir kamuoyu oluşturmayı amaçladıklarını ve şiddet mağdurlarını koruma çabalarını sürdüreceklerini ifade etti.
KADEM’in çağrısı, yalnızca kadınların değil, toplumun her kesiminden bireylerin şiddetle mücadelede rol alması gerektiğini hatırlatıyor. Medya, eğitim, aile ve iş dünyasında farkındalığı artıracak adımların önemini vurgulayan bu çağrı, kadınların daha güvenli bir geleceğe kavuşması için önemli bir adım olarak öne çıkıyor.
-
-
-
-
-
-
