Gündem

Kocasının maaşını beğenmeyenler dikkat: Karar verildi!

Türkiye’de birçok insan ekonomik sıkıntılar yaşıyor. Bu nedenle kimi zaman aile içi tartışmalar yaşanabiliyor. Evli bir çiftin ‘Sen yeterli para kazanamıyorsun’ tartışması için ise mahkeme kararını verdi. Yüksek Mahkeme, kadının bu sözlerinin kocanın kişisel haklarına saldırı niteliğinde ve tazminat sebebi olduğuna hükmetti. İşte emsal niteliğindeki dava hakkındaki detaylar…

Aile Mahkemesi’ne müracaat ederek karşılıklı boşanma davası açan bir çiftin davası binlerce evli çifti ilgilendiriyor. Söz konusu davada, davacı erkek ‘Sen yeterli para kazanamıyorsun’ diyerek kendisini hor gördüğünü, küçük düşürdüğünü iddia etti.

Davalı kadın ise eşinin kendisine şiddet uyguladığını söyledi. Davacı kadın tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verdi. Kadın kararı istinafa götürünce devreye giren Bölge Adliye Mahkemesi, tarafları eşit kusurlu buldu. Bölge Adliye Mahkemesi’nin bu kararını ise davacı koca temyiz edince devreye Yargıtay 2. Hukuk Dairesi girdi.

Kararda şu ifadeler kullanıldı:

“Erkeğe kusur olarak yüklenen fiziksel şiddet vakıasından sonra tarafların barıştıkları ve evlilik birliğinin devam ettiği anlaşılmakta olup bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği ortadadır. Bununla birlikte davacı-davalı kadının birden fazla erkekle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, yeterli para kazanamadığını söyleyerek erkeği aşağıladığı, hor gördüğü, davalı-davacı erkeğin ise kadını kapıcılık yapmaya zorladığı anlaşılmaktadır. Tarafların kusurlu davranışları dikkate alındığında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının erkeğe göre daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davacı-davalı kadın ağır kusurludur. Ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakası hükmedilemez. O halde kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Kadın daha ağır kusurludur. Gerçekleşen kusurlu davranışlar aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Davalı-davacı erkek yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2 koşulları oluşmuştur. O halde davalı-davacı erkek lehine tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile bozulmasına karar verilmiştir.”