Koronavirüs aşısıyla ilgili önemli açıklama! Aşı da HES kodu gibi zorunlu mu olacak?
Koronavirüsle mücadele devam ederken, tedbirsizlik vaka sayılarının artışına neden oldu. Salgın yayılmayı sürdürürken aşıyla ilgili gelişmeler de yaşanıyor. Bilim Kurulu üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, yakın zamanda uygulanması beklenen koronavirüs aşısıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Kayıpmaz, “Dünyada vaka sayıları Covid-19 sebebiyle 63 milyonu geçmiş durumda. 1 milyon 65 bin insan bu hastalık sebebiyle hayatını kaybetti. Ülkemizde her gün açıklanan yeni vaka sayısıyla Avrupa genelinde zirveye oturmuş bulunuyoruz. Ne yazık ki dün itibariyle 185 can kaybımızla, hastalığın başladığı zamandan bu yana en fazla vefat sayısına ulaştık. Aynı zamanda 5011 ağır hastamız oldu. Hasta sayımız da 6 binin üzerinde görülüyor. Salgının geldiği bu noktada insan hareketliliğini azaltmak en önemli önceliğimiz olmalıdır. Aşı çalışmaları tüm dünyada hızlı bir biçimde devam ediyor. Burada üç ana sınıfta aşı ile ilgili çalışmalar yürütülüyor.” dedi.
KORONAVİRÜS AŞISIYLA İLGİLİ ÖNEMLİ AÇIKLAMA
Aşıları üç sınıfta gruplandırabiliriz diyen Kayıpmaz sözlerine şöyle devam etti; “Birincisi viral vektör aşılardır. Bunlar, gen teknolojisiyle virüsün genetik materyalinin bir kısmını başka bir virüs içine yerleştirilmesi ve insan vücuduna enjekte edilmesi prensibine dayanır.”
En güvenilir aşının klasik yöntemle hazırlanan inaktive aşıların olduğunu söyleyen Kayıpmaz. “İkinci grup inaktive aşılardır. İnaktive aşılarda virüs hastalık yapıcı etkisini kimyasal veya fiziksel bir yöntem kullanarak etkisiz hale getirilir. Sonrasında ise, insan vücudunda buna bir bağışıklık yanıtı geliştirmesi denir. Burada inaktive aşılar eskiden de kullanılan klasik bir yöntemdir. Yeni metotlara göre daha fazla tecrübe sahibi olduğumuz türlerdir. Güvenlidir. Yeterince güçlü bir bağışıklık yanıtı için ikinci bir doz yapılması da gerekir.” dedi.
KORONAVİRÜS AŞISININ YAN ETKİSİ VAR MI?
Aşıları yan etkilerine göre de değerlendiren Bilim Kurulu üyesi Kayıpmaz, “Üçüncü grupta mRNA aşıları vardır. Burada virüsün genetik kodunu taşıyan RNA kişiye enjekte edilir. Enjekte edilen kişinin hücreleri bu genetik kodu kullanarak bir protein üretir ve bağışıklık sistemi de bu proteine karşı harekete geçer. Burada aşıların hepsinin şu ana kadar çalışmalarda etkinliği beklenen düzeyde çıkmıştır. Yan etki açısından baktığımızda aşıların önemli bir yan etkisinin olmadığı gözlenmiştir.” dedi.
AŞININ KORUYUCULUĞU NE KADAR SÜRER?
“Koronavirüs aşıları vücutta bağışıklık kazanmaya yönelik aşılardır. Bu aşıların etkinliği en iyi ihtimalle altı ayla bir yıl kadar sürecekti. Bu aşılar yapıldığı esnada aşı yapılan bölgede, aşı yapılan bölgede ağrı, baş ağrısı gibi hafif etkiler görülebilir. Şu ana kadar yapılan çalışmalarda ciddi yan etkiler görülmedi. Uzun dönemli etkiler ise bu tarz aşılarda görülmemektedir. Yani koronavirüs aşısını vuruldunuz bu aşı sebebiyle 5-10 yıl sonra ciddi rahatsızlıklara yakalanmanız mümkün değildir. Kısa süreli hafif etkiler görülecektir.”
AŞI DA HES KODU GİBİ ZORUNLU OLACAK MI?
Aşı uygulamalarıyla ilgili en merak edilen soruların başında zorunlu olup olmayacağı geliyor. Aşı çalışmalarının zorunluluğuyla ilgili kişisel fikirlerini aktaran Kayıpmaz, “Aşı uygulamalarındaki zorunluluk hakkında kişisel kanaatim; aşı ülkemize geldikten sonra risk gruplarına göre kademe kademe aşılamanın yapılmasıdır. Risk grubundaki kişiler için bu aşı zorunlu olmalıdır.” dedi.
“HES kodunuzla sizin hasta veya taşıyıcı riskli, temaslı olup olmadığınız görünüyor. Kişisel olarak aşı olmayı tercih edemeyebilirsiniz ama örnek veriyorum aşı olmazsanız uçak yolculuğu yapamayabilirsiniz. Aşı olmadıysanız, otobüs yolculuğu yapamayabilirsiniz. Bence, aşı olmayanlar içinde HES kodu gibi bir uygulama yapılarak aşı olmayan kişilerin kalabalık alanlara, toplu taşıma kullanmalarına bu gibi toplum içindeki tüm alanlara girmesi engellenebilir.”
mRNA AŞILARI VÜCUTTAKİ DNA YAPISINI BOZABİLİR Mİ?
“Bu aşıların DNA yapısını bozduğuna dair görüşler doğru değildir. Bu aşıların arasındaki en büyük fark; birisi klasik yöntemdir diğerleri ise yeni modern yöntemlerdir. mRNA aşılarını kısa sürede üretebilirsiniz ancak bunların da saklama koşulları -20’den -70 dereceye kadar değişen bir soğutucu gerektirir. İnaktive aşılarda bu sorun yoktur. +2 ila +8 derece arasındaki sıcaklıklarda güvenle saklanabilir. Bu da aşıyı insanların kullanımına sunmak anlamında aşıyı daha erişilebilir kılar. Yıllardır bilinen metotlarda yapıldığı için daha güvenilirdir.”