Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pek çok sektörü olduğu gibi eğitim sektörünü de olumsuz etkiledi. Hem okullarda yüz yüze eğitimin başlayamaması hem de öğrencilerin yeni döneme adapte olamamaları bir taraftan çözülmesi gereken sorunlar olurken, Yaşar Üniversitesi Kütüphane ve Bilgi Merkezi Müdürü Gülsevil Ağca, Covid-19’un kütüphaneleri de etkilediğini belirterek, “Yeni dönem ile birlikte kütüphane kullanımı, kütüphanecilerin yeni normale hazırlanmaları, kullanıcı isteklerinin karşılanması, kullanıcı eğitim seminerlerinin verilmesi gibi yeni iş biçimleri ve politikalar ortaya çıktı” diye konuştu.
Üniversite ve Araştırma Kütüphanecileri Derneği (ÜNAK) ve Yaşar Üniversitesi Kütüphane ve Bilgi Merkezi işbirliği ile ‘Akademik Yayıncılık, Açık Bilim ve Kütüphane(ci)ler’ temalı çevrimiçi sempozyum düzenlendi. Pandemi döneminde önemi daha da artan açık erişim ve uzaktan eğitim gibi konuların tartışıldığı sempozyuma, Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden katılımcılar destek verdi. Covid-19 salgınının eğitimden ulaşıma, yayıncılıktan bilimsel etkinliklere, ekonomiden ulusal ve uluslararası işbirliklerine kadar her alanı etkilediğine dikkat çeken Yaşar Üniversitesi Kütüphane ve Bilgi Merkezi Müdürü Gülsevil Ağca, “Covid-19 sürecinde üniversitelerin eğitim faaliyetlerini uzaktan devam ettirme kararı almasıyla birlikte kütüphaneler de birçok hizmeti evden devam ettirmeye yöneldi. Bu kapsamda üniversite kütüphanelerinin yüz yüze kullanıcı hizmetlerini askıya alması, tamamen kapatması veya bazı sınırlamalar getirmesi ile kütüphaneler için de yeni bir dönem başladı. Bu yeni dönem ile birlikte kütüphane kullanımı, kütüphanecilerin yeni normale hazırlanmaları, kullanıcı isteklerinin karşılanması, kullanıcı eğitim seminerlerinin verilmesi gibi yeni iş biçimleri ve politikalar ortaya çıktı” dedi.
KÜTÜPHANELERDE YENİ SİSTEMLER GELİŞTİRİLMELİ
Kütüphaneciler olarak üniversitelerin akademik arşivlerini kurup açık erişimli bilimsel yayınlarını desteklediklerini vurgulayan Gülsevil Ağca, “Sempozyumla birlikte akademik yayıncılık ve açık bilim konularında farkındalık sağlamayı hedefledik. Bilimsel araştırmaların kalitesini artırma, mevcut araştırmaların yeniden kullanılmasını sağlama potansiyeli sunan açık erişim akademik yayıncılık için bir fırsattır. Biz de kütüphaneciler olarak üniversitelerimizin akademik arşivlerini kurup açık erişimli bilimsel yayınlarını destekliyoruz” sözlerine yer verdi.
EVDEN BİLGİ OKUR-YAZARLIĞI
Son günlerin en çok tartışılan konularından, “Evde eğitim mi okulda eğitim mi” konusunu; “Evde ya da üniversitede olmak fark eder mi” özelinde değerlendiren İstanbul Bilgi Üniversitesi Kütüphane ve e-Kaynaklar Direktörü Sami Çuhadar, evden bilgi okuryazarlığı hizmetlerinin zorluklarına değindi. İstanbul Bilgi Üniversitesi Kütüphane ve e-Kaynaklar Referans Kütüphanecisi Esra Yüksel ve Süreli Yayınlar Kütüphanecisi Ece Tufanyazıcı ile birlikte gerçekleştirilen sunumda şunlara değinildi:
“Evden bilgi okuryazarlığı hizmetlerine baktığımız zaman, ev ortamının çalışma ortamına uygun olmaması, teknolojik altyapı eksikliği, Türkçe elektronik kaynak içerik eksikliği, e-kaynakların pahalı olması, açık erişimli kaynakların azlığı gibi konularda sorunlar yaşandığını görüyoruz. Bu nedenlerle etkin bilgi okuryazarlığı için e-kaynaklara yatırımın daha fazla yapılması ve teknolojik altyapının geliştirilmesi gerekmektedir. Katılımı artırmak ve etkin bir bilgi okuryazarlığı için paydaşlarla birlikte çalışılması şart. Ayrıca kütüphaneye gelen sorular sistemlerde tutularak analiz edilmeli ve sonuçları değerlendirilmeli. Yayıncıların telif hakkı ve adil kullanım sınırlarının genişletilmesine izin verilmeli. Tüm bunlar göz önünde bulundurularak iyileştirilmenin sürekli kılınması sağlanmalı.”