GenelGündemSağlık

Koronavirüste büyük tehlike! Süper taşıyıcılar

Koronavirüs salgınında en büyük tehlikelerden olan semptom göstermeyen süper taşıyıcılar kimler? İşte detaylar...

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi ile mücadele devam ediyor. Ülkeler bir yandan aşı çalışmalarına devam ederken bir yandan da mevcut vakaları tedavi etmeye çalışıyor. Fakat salgındaki en büyük tehlike bulaşma oranı.

Virüsle enfekte olan bazı kişiler, diğer enfekte olanlara kıyasla, daha çok insana taşıdığı virüsü bulaştırabiliyor. Uzmanlar semptom göstermeyen “süper bulaştırıcılar”ın ise daha tehlikeli olduğuna dikkat çekiyor.Yeni tip koronavirüs ve yol açtığı koronavirüs hastalığı ile ilgili araştırmalar derinleştikçe virüsün nasıl yayıldığına ilişkin yeni bulgular da gün ışığına çıkıyor.

Yeni bulgular, özellikle de “süper bulaştırıcılar” ve “süper yayıcı etkinlikler” hakkında elde edilen yeni bilgiler, salgınla daha etkin ve sonuç odaklı mücadele edebilme umudunu artırıyor.

SÜPER BULAŞICI KİŞİLER KİM

Bir virüsle enfekte olan bazı kişiler, enfekte olan diğer kişilerin büyük bir bölümüne kıyasla, daha çok insana bu virüsü bulaştırabiliyor. Salgın hastalıkları ve tedavilerini inceleyen bilim dalı olan epidemiyoloji, bu kişileri “süper bulaştırıcı” olarak nitelendiriyor.

Neden bazı insanların süper bulaştırıcı olduğuna ilişkin farklı teoriler gündeme getirilse de nedenleri kesin olarak bilinmiyor.

Ama semptomları henüz ortaya çıkmadığı için virüsü taşıdığından, hatta süper bulaştırıcı olduğundan haberdar olmayan bu kişilerin kalabalık bir yerde bulunmaları, virüsün eş zamanlı olarak çok sayıda kişiye bulaşmasına yol açıyor.

SÜPER YAYICI ETKİLERİ NEDİR

“Süper yayıcı etkinlikler” olarak adlandırılan bu durum, koronavirüs salgınında da tespit edilebildi. Göttingen’deki büyük aile kutlaması, Frankfurt’ta bir kilisedeki ayin, Heinsberg’deki karnaval kutlamaları, Almanya’dan sadece birkaç örnek.

Yine Seul’deki bir Zumba dans dersinin, Avusturya’nın ünlü kayak merkezindeki bir barın ve yine bazı kruvaziyer gemilerinin bu tür “süper yayıcı etkinliklere” sahne oldukları biliniyor.

Enfekte olmuş az sayıda bir kaç kişinin, çok fazla sayıda kişiye bu virüsü bulaştırıyor olması kulağa ürkütücü gelse de, bu aynı zamanda salgının daha etkin kontrol altına alınmasına da imkan tanıyor.

VİRÜSÜN BULAŞMA YOLLAR NELER

Süper yayıcı etkinlikleri mercek altına alan uzmanlar, virüsün hızla yayılmasını kolaylaştıran dikkat çekici bazı bulgulara ulaştı. Kapalı alanlarda enfekte olma riski, açık havadaki etkinliklere kıyasla daha yüksek. Çünkü agresif bir virüs olan koronanın, havadaki küçük virüs parçacıkları yoluyla da bulaşabildiği yönündeki bulgular güçlendi.

Ve bu minik parçacıklar, dar ve kötü havalandırılan kapalı mekanlarda, daha uzun süre havada asılı kalabiliyor. Ayrıca araştırmalar bar, disko, spor salonları, kiliseler veya koralar gibi sesli konuşulan, bağırılan ya da şarkı söylenen yerlerde havada asılı kalan bu parçacıkların, virüsün daha hızlı yayılmasına yol açtığını ortaya koyuyor.

RİSK HESABI NASIL YAPILIYOR

Koronavirüs önlemlerinin ne denli kısıtlayıcı olması gerektiği yeni enfeksiyon oranlarına bağlı. Belirleyici olan da R değeri, yani virüs bulaştırma katsayısı. Bu veri, enfekte olmuş bir kişinin ortalama kaç kişiyi enfekte ettiğini gösteriyor. Virüsün yayılmasını önlemede hedef, enfekte olan kişinin mümkünse hiç kimseye, en fazla da sadece bir kişiye virüsü bulaştırması.

Ancak bilim insanları R değeri kadar, K yani yayılma katsayısının da dikkate alınması gerektiği görüşünde. Çünkü bu katsayı hastalığın nerede hangi yoğunlukta kümelendiğini, yayılma alanını gösteriyor. Bu katsayı ne kadar düşükse, yayılmanın daha küçük bir gruptan kaynaklandığı anlaşılıyor.

Yapılan araştırmalarda koronavirüsün yayılmasında, süper bulaştırıcıların, süper yayıcı etkinliklerin çok etkili olduğu yönündeki bulgular arttı.

Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Fakültesi’nden Akira Endo, Adam Kurcharski ve Sebastian Funk’ın araştırmasına göre, koronavirüsteki K değeri sadece 0,1 oranında. Bilim insanlarının ulaştıkları bu sonuç doğrulanması halinde bu enfekte olanların sadece yüzde 10’unun, toplam enfeksiyonların yüzde 80’ninden sorumlu olduğu anlamına geliyor.

Bu sonuç, Berlin’deki Charite Hastanesi’nden virolog Christian Drosten’ın enfeksiyonların yüzde 80’ninden, virüsü taşıyanların sadece yüzde 20’sinin sorumlu olduğu sonucuna ulaştığı araştırmasıyla örtüşüyor.

MEVCUT STRATEJİLER YETERLİ Mİ

Strateji değişikliğine mi gidilecek? Sadece az sayıda kişinin enfeksiyonun büyük bir bölümünden sorumlu olması aslında mücadelenin daha kolay olacağı umudunu beraberinde getiriyor. Süper bulaştırıcıların tek tek tespit edilememesi ise bu umudu gölgeliyor.

Ama en azından, aşı ya da koronavirüsün yol açtığı Covid-19 hastalığını etkili bir şekilde tedavi edebilecek ilaç bulunana kadar süper bulaştırıcının virüsü çok sayıda kişiye bulaştırmasını sağlayan süper yayıcı etkinlikler önlenirse virüsün yeniden hızla yayılması engellenebilir.

Özellikle kapalı alanlarda çok sayıda insanın katılımıyla yapılacak etkinlikler yasak olmaya devam eder, hijyen ve mesafe kurallarına uyulursa, virüsün yayılması daha kolayca önlenebilir.

Yaz aylarında mesafe kurallarına uymak daha kolay. Havalar yeniden soğumaya başladığında bazı etkinlikler yeniden kapalı alanlara taşınacağından süper yayıcı etkinliklere karşı uzmanlar uyarıyor.

Bunun salgının yeniden ivme kazanmasına yol açmaması için de bu etkinliğe katılanların hemen tespit edilerek izole edilmeleri, testlerinin de hızlıca yapılması gerekecek.