Van’da geçtiğimiz hafta art arda meydana gelen depremlerin ardından vatandaşlarda panik hali oluştu. Meydana gelen depremlerden sonra açıklamalar gelmeye başladı. Uzman isim Dr. Onur Köse yaşanan depremler hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Yeni meydana gelebilecek deprem uyarısı
Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Onur Köse vatandaşları tedirgin edici açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz hafta Van Gölü kıyısında yaşanan depremlerin meydana geldiği fayın kritik bir bölge olduğunu vurgulayan uzman isim “Bu fay uzun süredir kıpırdamıyordu. Fayın tekrar aktivite kazanması, bizleri tedirgin ediyor çünkü bu fayın yıkıcı etkisi büyük olabilir.” açıklamaları ile yeni meydana gelebilecek depremler hakkında halkı uyardı. Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Onur Köse, 100 kilometrenin altındaki fay segmentlerinde depremlerin bu kadar sıklaşmasının, kendilerini de tedirgin ettiğini belirtti. Van Gölü içinde meydana gelen peş peşe depremler; Adilcevaz’ın hemen batısındaki Bahçedere beldesinden başlayarak Van şehir merkezi üzerinden ve Kurubaş Boğazı’ndan geçip, Hoşap’a (Güzelsu) kadar uzanan ve 115 kilometre boyunca uzanan bir fay hattı üzerinde gerçekleşiyor.
“Yıkıcı büyük depremin kökeninde de bu fay yatmaktadır”
Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Onur Köse açıklamalarında:
“Bu fay aslında uzun süredir tedirginlik verici bir şekilde kıpırdamıyordu. Bu nedenle 3.5 ile 3.6 büyüklüğündeki depremlerin oluştuğu fay, genellikle bilinmediğinden daha önce de kendini pek hissettirmemişti. Deprem merkez üstlerinin konumları ve meydana gelen sarsıntıların doğrultuları itibarıyla biz söz konusu depremlerin Kurubaş fayı üzerinde meydana geldiğini düşünüyoruz. Sağ yönlü doğrultu atımlı bir faydır. Van Gölü içinde ve Van kent merkezi yakınında 115 kilometre civarındaki devamlılığı üzerinde morfolojik belirginliğini en yüksek düzeyde ifade eden bir faydır. Olasılıkla 1646-1648 yıllarıyla ilişkilendirilen yıkıcı büyük depremin kökeninde de bu fay yatmaktadır. Bu depremin merkez üssü tam olarak bilinmemekle birlikte, bilimsel çalışmalarda Gürpınar ile Hoşap arasındaki bölgede meydana geldiği öngörülmektedir. Erzincan’dan İran’a kadar Türkiye’nin büyük bir kısmında o günkü Osmanlı coğrafyasında önemli derecede hissedilmiş ve büyük yıkım meydana getirmiştir.” dedi.
“Başka büyük depremlerin meydana gelmesi olağan karşılanmalıdır”
Dr. Köse sözlerine devam ederek: “Adilcevaz’dan Van Merkez ve Kurubaş Boğazı üzerinden de Hoşap’a kadar uzanan Kurubaş fayında böyle bir etkinlik söz konusu olabilir. Dolayısıyla bu fayın tekrar aktivite kazanması ya da etkinlik göstermesi, sismik aktivitelerin bunun üzerinde yoğunlaşması bizleri tedirgin etmektedir çünkü bu fayın yıkıcı etkisi büyük olabilir. Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz hafta Erciş fayı üzerinde 4.2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti. Yine bizi tedirgin eden birkaç gün önce gece saatlerinde Erciş fayının 10 kilometre kadar güneyindeki diğer bir fay segmentinde 5.0 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Bu depremlerin olduğu bütün faylar sağ yöne doğrultu atımlı faylardır. Doğrultu atımlı fayların yıkıcı etkisi bindirme faylardan daha fazladır. 2011 yılından bugüne kadar Van bölgesindeki faylar halen enerjilerini boşaltamadılar. 10 yılı aşkın süredir sismik aktivitelerin kesintisiz devam etmesi ve başka büyük depremlerin meydana gelmesi olağan karşılanmalıdır çünkü Van, Arap ve Avrasya levhalarının çarpışmasına bağlı olarak gelişen sıkıştırmaların aktif olarak devam ettiği bir bölgede yer almaktadır.” ifadelerinde bulundu.
Van depremin en riski bölgesi
Van veya Van Gölü havzası Türkiye’nin en riski deprem bölgelerinden olduğunu belirten Dr. Onur Köse, risk durumu ile ilgili yaptığı açıklamada: “Depremsellik riski ve depremsellik tehlikesi kavramlarına kısaca değinilecek ve risk kelimesi doğru şekliyle ele alınacak olunursa Türkiye’nin hiçbir bölgesi depremsellik veya bir diğer doğal afet türü açısından Marmara Bölgesi kadar riskli olamaz.” sözlerini dile getirdi.
“Van’da insanların depremlere her an hazırlıklı olmasında fayda vardır.”
“Risk, herhangi bir tehlikenin nüfus yoğunluğu ve yaşamsal kaynaklar gibi beşeri, endüstriyel ve finansal kaynaklar gibi ekonomik ve çevresel durumları üzerinde meydana getirebileceği kayıpların toplumsal olasılığıdır. Bölge Arap plakasıyla Avrasya plakası arasında sıkışan ve bu sıkışmalar neticesinde hem bindirme hem doğrultu atımlı hem de normal faylarda etkinlik göstererek yıkımlar meydana getirebilen sismik aktivitelere açık bir bölgedir. Bu hassasiyetle yaklaştığımızda Van’da insanların depremlere her an hazırlıklı olmasında fayda vardır.” dedi.