Günümüzde özellikle de Y ve Z kuşağı tarafından izleme tercihleri değişti ve her şey çabuk tüketilir hale geldi diyebiliriz. Peki geleneksel medyaya kıyasla Netflix, Blutv, Exxen gibi platformlar neden daha çok tercih ediliyor?
Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de Netflix, BluTV ve puhutv gibi çevrimiçi yayın platformlarına ilgi büyüyor. İstanbul Ekonomi Araştırma (İEA) çevrimiçi platformları kullananlardan 2 bin 262 kişinin katıldığı anket düzenledi.
Anket sonuçları, Türkiye’de bu platformları kullananların yüzde 49,9’unun haftada 8 saatten fazla yabancı içerik izlediğini ortaya koyuyor. Ankete katılanların yüzde 55’i Türkiye’de daha fazla paralı çevrimiçi yayın hizmeti olmasını istiyor. Katılımcıların yüzde 93,3’ü bu platformları tercih etme sebepleri arasında içerik zenginliğini, içerikleri istedikleri zaman izleyebilmelerini ve reklam olmamasını gösteriyor.
Fotoğraf: İstanbul Ekonomi Araştırma
Hem araştırma sonuçlarını incelediğimde hem de bir medyacı olarak konu üstünde düşündüğüm zaman, reklamsız seyir keyfi, içerik zenginliği ve zaman yönetiminin kişinin inisiyatifinde olması göz ardı edilemeyecek temel nedenler diyebilirim. Ancak Y ve Z kuşağının da yoğun ilgisini çeken bu platformlar için atlanmaması gereken ayırt edici özellik sansür uygulanmaması.
Geleneksel medyaya baktığımız zaman, “gençlerin ahlakını olumsuz yönde etkilediği” gerekçesiyle sınırlandırılan çok fazla sahne var. Genellikle dizilerde birer örnek teşkil edebilecek idealize edilmiş karakterleri görüyoruz. Öyle ki bu kişiler alkolden uzak duran adını bile anmayan, sigara nedir bilmeyen ve asla küfür etmeyen yüce gönüllü insanlar oluyor. Öte yandan hemen hemen her dizide bulunan kadına şiddet sahnelerine denk geldiğimizde kafalar karışmıyor değil..
Gençler özgür ve doğal olduğu için tercih ediyor
Netflix, Exxen, Blutv gibi dijital platformlara baktığımız zaman ise tam tersi bir atmosferde buluyoruz kendimizi. Her şey doğal, karakterler gerçek hayatta da olduğu gibi hem iyi hem kötü özelliklere sahip. Bu belki de hem inandırıcılığı hem de samimiyeti artırıyor. Üstelik insanlar genellikle kafa dağıtmak, boş vakitlerini değerlendirmek için bir şeyler izlemeyi tercih ediyor, ahlak dersi için değil.. Zaten Y ve Z kuşağının kısa sürede yoğun ilgi gösterdiği ‘Konuşanlar’ programı da bunun kanıtı gibi. Ben seyirciyi sansürden uzak doğal tavırları ve samimiyetiyle yakaladığını düşünüyorum.
Diğer yandan herkesin rekabet içinde olduğu ve her şeyin hızla tüketildiği bir dönemden geçiyoruz. Yine bu nedenden ötürü en az bir buçuk saatlik dizileri izlemek ve kısır döngü senaryolara mahkum kalmak yerine, 30-40 dk süreyle izlenen senaryosuyla ilgi çekmeyi başaran internet işlerine yöneliyor insanlar. Tüm bunları söylerken sadece yabancı yapımları kastetmiyorum. Türk dizilerinin de çok başarılı olabileceğine inananlardanım. Geleneksel medya için de örnekleri var ancak dijitalde sansür ve süre baskısı olmayışı bu başarıyı daha da artırıyor.
EGE HABER/CEYLİN ÇAĞATAY