Ögür Özel: milletin hakemliğine başvurmak dışında seçenek kalmamıştır!
Ekonomi krizin şahlanışı ülkeyi tersten uçurdu. 230 gram ekmeğin 2,5 lira, 1 litre benzinin 8,7 lira, bir 50 kg’lık torba gübrenin 500 lira, doların 12 lira, en basit bir otomibilin 300 lira, en köhne ev kirasının 1,500 lira olduğu bir dönemde iktidar, ülke ekonomisinin Almanya’dan bile daha iyi olduğuna vatandaşı ikna etmeye çalışıyor. Ülke sorunlarını görmezden gelen bu hükümetin bu akılalmaz tutumu, erken seçim söylemlerinin sesini yükseltti sosyal medyada ”erken seçim” çığlıkları yükseldi. Vatandaşın sesine kulak olan muhalefet bu konuyu meclis gündeminde dile getirdi. CHP sözcüsü Özgür Özel, çok acil bir şekilde erken seçim olması talebini yenilerken, ekonomide ki son gelişmeler doğrultusunda ”milletin hakemliğine başvurmak dışında seçenek kalmamıştır” dedi.
Neden erken seçim olması gerektiğine dair bir takım veriler paylaşan ve çarpıcı yorumlarda bulunan Özgür Özel, şu açıklamalarda bulundu;
Para Politikası Kurulu bugün toplandı ve telkin edilen kararı verdi. Dün, Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanı grup toplantısında faizin indirilmesi gerektiğini, bugünkü şartlarda içlerindeki faizcilerin nasıl olduğunu anlayamadığını, faizin yükseltilmesini savunanlarla yolları hemen ayıracağını, kendisinin dışındaki dünyadaki bütün ekonomistler “Kötü yönetimin sonucu faiz.” derken “Faiz sonuç değil sebeptir.” demesini ve dünyadaki bütün ekonomistlerle birlikte Maliye Bakanının da faizin bir sonuç olduğunu bir gün önce söylemesinden sonra ona had bildiren konuşmasını bütün salonun alkışlayıp Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın iki eli birbirine kavuşmuş hâlde, endişeli gözlerle kendisini takip etmesini hep birlikte izledik.
Buradan sonra Para Politikası Kurulu toplandı. Zaten dün sorulan soruya Sayın Erdoğan müstehzi gülerek “Merkez Bankası bağımsız değil mi?” derken “Merkez Bankası aldıkları eğitimden bağımsız, mesleki birikimlerinden bağımsız bir tek bana bağlı, ben ne dersem onu yaparlar yoksa kafalar gider.” dedi zaten. Bugün de toplanmışlar yeni bir karar aldılar. Aldıkları karar Recep Tayyip Erdoğan’ın telkinine uygun ama ekonomideki yangın sürüyor, dolardaki yangın sürüyor, mutfaktaki yangın sürüyor. Bu yangını söndürmenin yolu derhâl seçimdir, hızlı bir şekilde başvurulacak erken seçimdir, milletin hakemliğine başvurmak dışında seçenek kalmamıştır.
Beceriksizlerin, yeteneksizlerin ya da onların emir kumandasındaki emir erlerinin elinden ekonomi yönetimini almadan mutfaktaki yangın bitmez, cüzdandaki yangın bitmez.
Sayın Başkanım son olarak, dün Türkiye’de 227 kişi daha hayatını kaybetti Covid’den. Geçen hafta hepimizin yüreği ağzına geldi Malatya’daki bina çökmesinde. Allah’tan kaybımız yok ama 20 kayıp verebilirdik, televizyonlar on iki saat canlı yayındaydı. O gün 220 kayıp verdik zaten Covid yüzünden. Covid’in üzerindeki dikkatin dağılması, tedbirlerin gevşemesi, aşısızların sebep olduğu ölümlerin “aşılı-aşısız ölümleri ve vakaları” diye ayrı ayrı yayınlanmasını talep ettiğimiz listenin yayınlanmaması ve uygulanan tek tedbir, sadece, on ikiden sonra canlı müzik yasağı.
Salgını on ikiden sonra canlı müzik yasağıyla yenmeye çalışan bir yönetim anlayışı. Bugün Türkiye’de her gün bir uçak düşüyor, 220 kişi ölüyor. İki günde bir, bir Soma faciası yaşanıyor Sayın Başkan. Sözümüze kıymet veren herkese aşılarını olmasını, eksik dozları tamamlamasını; kurallara, tedbirlere uymasını, kamu yönetimindekilere sorumluluklarının bir an önce farkına varmalarını… Bu memleketin her gün kaybettiği 220 kişi, rakam değil, sayı değil; ana, baba, kardeş, eş, çocuktur. Herkesi vicdana ve sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyorum.