Özlale: İdeolojilerle yerel seçime girmek İzmir’e bir şey kazandırmaz
İzmir'de basın mensuplarıyla bir araya gelen İYİ Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ümit Özlale, ulaşımdan alt yapıya kadar İzmir'in sorunlarına getirmeyi planladıkları projelerine değinerek, "İdeolojilerle yerel seçime girmek İzmir'e bir şey kazandırmaz" dedi.
HABER/ Didar DEMİRCİ- İYİ Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ümit Özlale, partisinin il binasında basın mensuplarıyla bir araya geldi. İYİ Parti İzmir İl Başkanı ve İYİ Parti Teşkilat Başkanı Tuncer Kılıç’ın da katıldığı toplantıda basın mensuplarının siyaset ve kentle ilgili sorularını yanıtladı.
İzmir’in sorunlarına ilişkin konuşan Özlale, İzmir Milletvekili olmadan önce de İzmir’in sorunlarını gördüğünü, bildiğini belirterek, “En çok gözüme çarpan problem, alt yapılar oldu. İzmir’e dışarıdan gelen birisi Alsancak Kordon’dan ibaret zannediyor ama İzmir’in orada yaşayan kesimi yüzde 10. Arka mahallelere gittiğimizde en çok problemin orada olduğunu görüyoruz. İnsanların orada sıkışıp kaldığını görüyoruz. Ve çarpık kentleşme. Bana kokuyla ilgili soracak olursanız. Ben kokuyu İzmir’in ilk 5 problemi arasına koymuyorum. Bu önemsiz olduğu anlamına gelmiyor. İzmir’in daha öncelikli sorunları var. Örneğin İzmir afetlere dirençsiz bir kent” dedi.
İzmir’de büyükşehir belediye başkan adaylarının hala daha netleşmemiş olmasına karşın basın mensuplarından gelen “CHP’den en zorlu rakibiniz kim?” sorusuna Özlale, “CHP bence İzmir’de aday çıkarmamalı, bunu İzmir’in menfaati için yapmalı. Ben bunu ısrarla vurgulayacağım. Bana göre İzmir’i bilen İzmir’in sokaklarında büyümüş, İzmir için dertlenen insanların belediye başkan adaylığında yarışması gerektiğini düşünüyorum. Hem CHP’den hem de AK Parti’den” sözlerini kaydetti. Öte yandan Özlale, şu ana kadar sahada bir anket çalışması yapmadıklarını belirterek, “Şu ana kadar anket yaptırmadık, çünkü adaylar belli değildi. Adaylar tanınana kadar beni tüm İzmir’in tanımasını sağlamaya çalışıyoruz. Daha mikro bazlı problemlere, mahalle mahalle daha fazla hakim oldum. Ben 1. Bölge milletvekili adayıydım. 2. Bölgeye gitme şansım olmadı. Belki fark ettiyseniz ikinci bölgeye daha çok ağırlık veriyorum. Bir tek orada Kınık kaldı. Çeperdeki ilçelerin problemlerine daha fazla vakıf oldum. Bir de üzücü olan şey de şu benim çocukluğumda, gençliğimde İzmir neyse hala aynı” sözlerini kaydetti. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 2019 yılında söz verdiği vaatlerin yüzde 87’sini tamamladığına dair söylemlerine katılıp katılmadığının sorulması üzerine Özlale, “Katılmıyorum. İzmir’in problemleri çok önceden başladı. Geçmiş dönemde de İzmir’de bir imar problemi vardı. Gecekondulara ruhsat verildikten sonra İzmir’in görünüşünün kötüleşmesi vardı. Ben Tunç Beyden daha iyi bir belediye başkanı olacağımı söylüyorum ama buranın problemleri son 5 senede çıkmadı. Tüm Türkiye çarpık kentleşirken İzmir bundan en olumsuz etkilenen şehir oldu. 90’lı yıllarda bir sel felaketinde burada onlarca insan hayatını kaybetti. Belediyecilik son 5 senede kötüleşmedi çok daha eskiye dayanacağını düşünüyorum” diye konuştu. Özlale, “İzmirli adaylar belli olduktan sonra seçim atmosferine girer. Ben de İzmirliye kendimi daha yeterince tanıtamadım. Ama iyi yönde gidiyoruz. Biraz daha hevesli, biraz daha tempoyu artıracak şekilde ilerlemek gerekiyor” dedi.
SOYER’DEN BENİ AYIRAN “EKONOMİST” OLMAM
Soyer ile Özlale arasındaki farkın ne olduğunu yönündeki soruya Özlale, “Birkaç sebebi var. Bunlardan birisi benim ekonomist olmam. Özgeçmişime bakabilirseniz görürsünüz. İkincisi benim Tunç Beyle İzmir’e bakışım farklı. Tunç Bey Seferihisar’dan aldığı vizyonla İzmir’i yavaş şehir olarak tanımladı. Ben buna itiraz ederim. Bir kitap var ‘Levante’ diye orada 3 tane liman şehrinden bahseder. Burada anlaşmalar ideolojilerden önce gelir. İktisadi faaliyetler çok hızlı olmuştur yıllarca. O bakımdan ben buranın yavaş, insanların emekliliklerini geçirmek için geldikleri bir yer olmasını istemiyorum. İzmir çok yaşlı bir şehir. Emekli olan sayısı İzmir’de çalışan sayısından daha fazla. Ben İzmirli gencin buradaki okullarından mezun olunca, burada kariyerine devam etsin istiyorum. İzmir maalesef gençlerin hayallerini gerçekleştirme fırsatı sunmuyor. Burası hızlı, ticaretin zenginleştiği bir cazibe merkezi olmalı. Benim temel itiraz noktam bu” mesajını verdi.
İzmir hak ettiğini alamıyor söylemlerine de değinen Özlale, “İzmir için bir proje oluştururken tüm paydaşlarla beraber oluştururuz. İkincisi İzmir’in menfaatine olan bir şey varsa ben Ankara’da kamu kurumlarının önünde yatarım. Almadan gelmem. Şundan da sızlanmayacağım. Evet İzmir üvey evlat muamelesi görüyor ama İzmir kendi bütçesini yatarabiliyor mu? Evet İzmir hak ettiği bütçeyi alamıyor olabilir ama o para iyi değerlendiriliyor mu? Ben tüm bunları iktisatçı kimliğimle çözeceğim” dedi.
“İZMİR’İN İDEOLOJİ REKABETİNE DEĞİL, HİZMETTE REKABETE İHTİYACI VAR”
Özlale, “CHP ile görüşümü daha önce de açıkladım. Atamızın kurduğu 100 yıllık koca çınar. Benim itirazım o çınarın altında tembellik yapanlar. Onun dışında benim partinin kurumsal kimliğine sonsuz saygım var. Ben nasıl CHP’li çok değerli siyasetçileri rencide eden bir söylemde bulunmadıysa bundan sonra da bulunmayacağım. Bu seçim kampanyasında sadece CHP’yi değil, diğer partileri de rencide eden hiçbir söylemde bulunmayalım. İzmir uzun yıllardır CHP ve AK Parti üzerinden doğru belediyecilikten ziyade ideolojilerin çarpıştığı bir şehir haline geldi. Ben de bu noktada ortaya çıkıyorum. Eğer bu yorumlar bir süre sonra iftiraya varırsa bunlara da kibar bir dille karşılık veririz. Rencide edici bir açıklama gelirse ona aynı şekilde karşılık veririz demeyeceğim. En azından İzmir’de makul bir siyaset tutumu sergilersek, bu İzmir’in tüm siyasi atmosferine yansır ve hizmet üzerinden bir rekabet oluşur. Tamamen bir ideoloji üzerinden yerel seçime gitmek İzmir’e bir şey kazandırmaz” dedi.
SADECE ANKARA’YA BEL BAĞLAYAN BİR BÜTÇEYLE OLMAZ
Büyükşehir’in ekonomik anlamda daha iyi yönetileceğini belirten Özlale, İzmir ulaşımının ve su bedellerinin pahalı olmasına yönelik gelen sorulara, “Ulaşımda körfezi çok daha etkili kullanmamız gerekiyor. Bazı köylerde hatta şehrin merkezine yakın köylere otobüs seferi yok. O köylere gittiğim zaman insanlar imece usulü şehre iniyor. Mesela Karşıyaka’da birkaç kişiyle konuştuğumuzda onlardan çok haklı bir talep geldi. Siz gece 12’den sonra İzmir’de toplu taşıma yok. O yüzden seferlerin sayılarını sıklaştırmak lazım. Bazı hizmetleri zarar etse de oraya belediyecilik anlayışından dolayı koymanız gerekiyor. Belediyenin zarar verdiği diğer kalemlere bakarsanız oradan elde edilecek zarar hiçbir şey değil. Ben bütçenin çok daha etkili bir şekilde kullanılabileceğini düşünüyorum. Sadece Ankara’ya bel bağlayan bir bütçe olmaması gerektiğini düşünüyorum. Ulaştırmayla ilgili de 120 dakikanın mutlaka ücretsiz olması gerekiyor. Bir başka noktada su çok pahalı. Türkiye’nin en pahalı suyunu kullanıyoruz. Yağmur hasadı belediye daha yeni başladı. Hem güneş enerjisinden yararlanabiliyorsun, hem de yağmur suyunu arıtıp şebekeye verebiliyorsun. O sistemleri çatıya taktıranlardan atıksu bedeli almayacak şekilde kampanya yaparsak biz su faturalarını yüzde 30-40 düşebileceğini gördük. Esnaf devasa bir atık su bedeli ödüyorlar. O bakımdan bunun yöntemi bu yağmur suyu hasadını çok daha etkili yapmaktır” diye konuştu. İzmir Körfezi’nin de etkin kullanılmadığının altını çizen Özlale, “İzmir körfezini çok daha iyi kullanmalıyız. İzmir’i cazibe merkezi haline getirmeliyiz. Cumhuriyetin 100. yılı bitiyor. Bu yılda daha sonra insanların dışarıdan gelip madem dışarıdan gelenler için bir simge yapı yapılmadı. İzmir, Ege medeniyetlerinin beşiği dünyaca ünlü müzesi yok. Senfoni orkestrası burada nerede konser verecek. Bugün kültür ve sanatı bağrına basacak bir şehrin övüneceği bir kongre merkezi, bir konser salonu yok. İzmir ölü sezonunu yaşıyor. İzmir 12 ay canlı, hem ticaretin hem de kültür sanatın olduğu bir şehir yapmak istiyorum” diye konuştu. Özlale, “İzmir, Ankara ve İstanbul’un pazarlık konusu olamayacak kadar büyük bir şehirdir. Bana hayalindeki büyükşehir belediye başkanı kimdir derseniz Behçet Uz derim. Burası zamanında Paris’le yarışan bir şehir. İnsanların yaşamak istediği bir şehir. Ben İzmir’in yavaş, üçüncü büyükşehir olmayı kabullenmesine itiraz ediyorum. Belediyecilik işini yaparız ama bence biz zihniyeti değiştirmeliyiz. Bir iddia ortaya koymalıyız” dedi. Öte yandan trafik sorununa da değinen Özlale, “Bizim kentleşmeyi doğru kentleşmeyi kasıt alarak, kenti doğru planlamalıyız” dedi.