ManşetSağlık

Psikiyatri hastalarının yatacak yeri yok

ÖZEL/ Didar DEMİRCİ- Ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinin mevcut kapasitesinin düşürülmesi ve hastane sayısının yetersizliği psikiyatri hastalarının tedavi göremez hale getirdi. Özellikle kapalı ve yatarak tedavi olması gereken psikiyatri vakalarının, yatacak yerinin olmaması acil servislerde tıkanıklığa yol açıyor. Konuya ilişkin gazetemize konuşan uzman isimler, hastane ve yatak yetersizliğinin yanı sıra ruh sağlığı yasasının olmayışından kaynaklı da çıkan sorunlara dikkat çekerek, bu durumun toplum güvenliği açısından risk oluşturduğunu kaydettiler.

MANİSA’DAKİ HASTANE KAPASİTESİ DÜŞTÜ

İzmir’den Manisa’daki Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk oranının yüzde 68 artığı yönündeki söylemlere yönelik sorularımızı yanıtlayan Manisa Tabip Odası Başkanı Hasan Semih Bilgin, Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi 11 ile başta İzmir olmak üzere hizmet veren bir hastane olduğunu belirterek, “Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin kabiliyetinde bölgede başka bir hastane yok. Dolayısıyla bu sevk oranları hep vardı” dedi. Sevk sayısının artmasını, hastalığın artığı şeklinde yorumlamanın doğru olmadığının altını çizen Bilgin, bu durumun gerekçesi olarak hastanelerdeki kapasite yetersizliğini işaret etti. Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin yatak kapasitesini 600-700 seviyelerinden 200’e düşürdüklerini belirten Bilgin, “Hastanenin iki büyük servisi de depreme dayanıksız olduğu için kapatıldı. Yıllardır Manisa’da iyi bir ruh sağlığı servisi kurulmasına yönelik bir proje var ama bir türlü hayata geçiremediler. Her sevk edilen hasta kabul edilemediği için İzmir’deki arkadaşlarımız da zor durumda kalıyorlar. Acile bir hasta geliyor, yatakları yok. Manisa’da yer var sanıyorlar, ama Manisa’da da yer olmuyor. Yatak sorunu var. Bu hastaneleri küçültüyorlar, kapasitelerini azaltıyorlar. Kapasitenin azaldığı, ihtiyacın azaldığı anlamına gelmiyor. İhtiyaç var” dedi.

BAHARDA HASTALAR DAHA FAZLA ATAK GEÇİRİYOR

Psikiyatri alanında tedavi gören hastaların durumunun birbirinden farklılık gösterdiğini, sadece bir grup hastanın özel serviste kapalı şekilde yatması gerektiğini belirten Bilgin, “Manisa’ya yatanlar dışarıda durmaması gereken, risk grubu yüksek, kendine etrafına zarar verme olasılığı yüksek hasta grubu ve bu popülasyon da her daim nüfusta var. Önemli olan bu insanlara gerektiği zaman yatarak tedavi sağlayacak fiziksel mekanlar sağlayabilmek. Bunun için de ruh sağlığı hastaneleri ya da servislerinin oluşturulması lazım” dedi. Ailelerin ve toplumun da bu konuda bilinçli olması gerektiğinin altını çizen Bilgin, “Mevsimler bu hastaları etkiler. Özellikle bahar aylarında hastaların atakları alevlenir” diye konuştu.

RUH SAĞLIĞI YASASI YOK!

Türkiye’de ruh sağlığı yasası olmadığına dikkat çeken Bilgin, bu durumun beraberinde birçok sorunu getirdiğini dile getirdi. Bilgin, “Atağa giriyor hasta kendine ve etrafına zarar verme potansiyeli var. siz hastaneye götürüyorsunuz ama hastayı yatıramıyorsunuz. Ben yatmayacağım diyor. Mahkemeden karar çıkması gerekiyor. Böyle bir durum var. Aile mahkemeye gidecek, vesayet kararı alacak, bir sürü prosedürü var” dedi. Hastaların sevk edilmesinde de sorunlar olduğunu aktaran Bilgin, “Hastaların sevki de kolay olmuyor. Normal şekilde bir araçla götürülemiyor. Bu tür hastaların yatarak tedavi ihtiyacı zor. Bu işle ilgili yapılandırılmış servis ihtiyacı açığı var” sözlerini kaydetti. Ruh ve sinir hastalıkları için özel hastane gibi bir seçenek de olmadığını aktaran Bilgin, bu konuda devletin yatırım harcaması yapması gerektiğini belirtti. Bilgin, “Türkiye genelinde sahada olan akut hasta yani yatması gereken insanlar var. İzmir’de ise bu hastaları yatıracak yerler yok. Gidin hastanelere daha yer bulamazsınız. Vuran, kıran kontrol edilmesi gereken profilleri hep Manisa’ya göndermek isterler ama yatak yok” dedi.

İZMİR’DE ACİLLERİN 3’TE 1’İNİ DOLDURUYORLAR

Ruh ve sinir hastalarının yatacak yerleri olmadığı için İzmir’de hastanelerin acil servislerinde atak süreci geçene kadar bakıldığını açıklayan SES İzmir Şube Eş Başkanı Erkan Batmaz, “Biz zaten psikiyatri hastalarının yatırılması konusunda maalesef yer bulamıyoruz. Ama son süreçte Manisa sürekli dolu. Bizim klinikler dolu. Acilde en az 1 hafta en fazla 4 hafta hasta kalabiliyor. Biraz o atak dönemi rahatlamış oluyor ve eve yollanabiliyor. Acil servis içinde kalırken hastalara doğru ve yeterli psikolojik tedavi uygulanamıyor. Yataklar tamamen dolu. İzmir’de, Manisa ruh ve sinir hastalıkları gibi dal hastanesinin olmayışının yükünü acil servisler çekiyor” dedi. Ayrıca acil servisin yatarak tedavi görmesi gereken psikiyatri vakalara yönelik bir yer olmayışından dolayı hastaların kaçma eğilimi olduğunu belirten Batmaz, bu durumun acil servisin kitlenmesine yol açtığını belirtti. Batmaz, “Acilin iş yükü ve kırmızı, sarı kodlu hastaların yatak bekleme süresini artıran süreçler yaşıyoruz. Psikiyatrı hastalarının bahar aylarında atakları artıyor. Yoğun bakımın neredeyse 3’te 1’i psikiyatrı hastalarıyla doluyor. Bu durum diğer hastaları da rahatsız ediyor. Gidiyorsun acil servis yoğun bakımı orada psikiyatri hastası atak geçiriyor. Kaçmasın kimseye zarar vermesin diye bu sefer yoğun bakım yataklarını doldurmuş oluyor. Bu durum acillerin tıkanmasına ve iş yükünün her geçen gün artmasına ve onlara kaliteli tedavi sürecini bir türlü başlatamıyoruz” sözlerini kaydetti.

TOPLUM GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDİYORLAR

Hastanelerdeki duruma ilişkinde psikiyatri doktorlarından elde ettiğimiz bilgilere göre; yatarak tedavi görmesi gereken psikiyatri vakalarının sevk işlemlerini zorlu geçiyor. Kendisine ve çevresine zarar verebilecek durumda olan ve tedavi görmesi gereken hastalar; sevk sisteminin işlememesi ve yatak bulunamaması nedeniyle sokaklarda aramızda gezmek durumunda kalıyor. Ayrıca bu hastaların ve ailelerinin diğer insanlar gibi kendi hakkını aramak için hiçbir devlet kurumuna başvurmamasından kaynaklı yaşanan sorunun gün yüzüne çıkmadığına da dikkat çeken uzmanlar, yatarak tedavi edilmesi gereken ve alt yapı yetersizliğinden dolayı tedavi edilemeyen hastaların toplum güvenliğini de riske attığını belirtiyor. Psikiyatri doktorlarının ruh sağlığı yasası olmaması nedeniyle yatması gereken hastayı kendi inisiyatifiyle yatıramadığını, bu nedenle çoğu vakanın çevresine, kendisine zarar vermesiyle karşılaşıldığını aktarıyorlar. Toplumun ve hastaların güvenliği için psikiyatri uzmanları ruh sağlığı yasasının acilen çıkartılmasını istiyor.