Doğrudan 7 milyona yakın çalışanı, dolaylı olarak ise tüm vatandaşları ilgilendiren yeni asgari ücreti belirleme çalışmalarında 1 Aralık’ta başlayan süreç devam ediyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ikinci toplantısını yarın saat 14.00’te Türk-İş’in ev sahipliğinde gerçekleştirecek. Asgari ücret artışıyla ilgili CNN Türk canlı yayınında değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Sefer Şener toplumun beklentisinin 4 bin lira seviyesinde olduğunu vurguladı. Şener konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: Asgari ücretliyi gıda enflasyonunu etkiliyor. Konut ve kira fiyatları yüzde 24 seviyesinde. Diğer taraftan ulaştırma ve enerji yüzde 23 seviyesinde. Enflasyon bu seviyede ancak asgari ücretliyi derinden etkileyen gıda, konut, enerji ve ulaştırmadaki artışa bakmak lazım. İşçi tarafının da öngörüsü bu yöndedir. Bu rakamlardan sonra asgari ücretlinin beklentisi yükselmiş oldu. ” dedi. Peki, asgari ücret beklentileri ne yönde? Yüzde kaç zam bekleniyor?
“Yarın ikinci toplantı yapılacak”
“Asgari ücretlinin ana harcama kalemi bunlardan oluşuyor. Kamuoyunun beklentisi ve çalışanların beklentisi 4 bin liranın üzerinde bir artış gerçekleşmesi şeklinde. Net 4 bin lira gerçekleşmesinin iş verene maliyeti 6 bin lirayı buluyor. Toplumun beklentisi yüksek ama iş veren üzerindeki vergi yükleri, SGK prim paylarının, işsizlik ödeneklerinin bir kısmının devlet tarafından karşılanabilirse biz 4 bin liralık ücretin gerçekleştiğini görebileceğiz. İşveren ve hükümet tarafı da razı, işçi tarafı da bunu kabul etmiş durumdadır. Enflasyondaki bu gelişme seyri bir taraftan üretici fiyatlarının yüzde 54.62 seviyesine gelmesi bunun önümüzdeki aylarda TÜFE’ye yansıyacak olması. Küresel çapta enerji fiyatlarının yansıması oluyor. Kamuoyunda gördüğüm kadarıyla asgari ücret beklentisi net 4 bin lira seviyesine yükselmiş durumda. İşveren tarafı da buna razı durumdadır. Ancak işverenin üzerinde maliyetin de arttığı ortadadır. Ben kayıt dışı çalışmanın ve işten çıkarılmaların artacağını düşünmüyorum.
Yarın ikinci toplantı yapılacak. Toplumun umutları daha da fazla oranda artmaya başladı. Mutlak suretle bu beklentilerin asgari ücretle karşılanması lazımdır. Hem hükümet hem işveren tarafından toplum beklenti içerisine sokuldu. Söylemler de bunu teyit ediyor ve toplumdaki yüksek oranlı beklentinin işveren ve hükümet tarafından karşılanması gerekiyor. Enflasyonist ortamlar en çok çalışanların üzerinde yük getiriyor. Varlıklar enflasyon ortamında değer kazandığı için burada sabit oranda ücret alanlar etkileniyor. Çalışanların etkilenmemesi için 13 milyon 800 bin kişi aileleri ile birlikte saydığımızda toplumun yüzde 60’ını oluşturuyor yani 52 milyona tekabül ediyor. Nüfusun 83 milyon olduğu hesaba katılırsa toplumun büyük bir kısmını ilgilendiren ücretli söz konusudur.
“İşverenler asgari ücretin 3500- 3750 arasında olmasını istedi”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin geçen hafta yaptığı açıklamada asgari ücret ile ilgili çalışmaların devam ettiğini belirterek, “İşçi ve işveren sendikalarının temsilcileri bu yıl bu işi uzatmayalım kısa sürede tespit edelim dediler. Biz de aynı görüşteyiz” diye konuşmuştu. Ankette, işverenlere asgari ücretin en kadar olması gerektiği sorduklarını aktaran Bakan Bilgin, “Burada ağırlıklı olarak toplanan oranın yüzde 33.9’unun 3 bin 500 ile 3 bin 750 lira arasında asgari ücretin olması gerektiği şeklinde bir kanaate sahip olduklarını gördük. 3 bin 750 ile 4 bin lira olanların oranı yüzde 13, ikinci sırada ise 3 bin 251 ile 3 bin 500 lira arasında yer alan işveren grubunu görüyoruz. Asgari ücretin hayat şartlarını nasıl etkileyeceği konusunda yapılan bir değerlendirmede, iyi etkileyeceğini, olumlu etkileyeceğini söyleyenlerin oranı yüzde 42,2. Bu rakamlar iyimserliğin ifadesidir. Asgari ücret ile ilgili artışların hayatı olumlu etkileyeceğine dönük beklentiler ile paralel gittiğini göstermektedir” ifadelerini kullanmıştı.
“İkinci oranın ise 4 bin 500 ile 5 bin arasında yüzde 21 şeklinde”
“Araştırmanın emekçileri kapsayan ikinci kısmında, mikro, küçük, orta ve büyük işletmelerde çalışan 2 bin işçi ile yapıldığını dile getiren Bakan Bilgin, “Bunların yüzde 13’ü aldıkları asgari ücretin dışında bir işte de çalıştıklarını ifade etmişlerdir. Asgari ücret beklentilerinin ne olduğunu sorduğumuzda da ağırlıklı toplanan oranın yüzde 37,3 ile 3 bin 751 ve 4 bin rakamı arasında muhtelif görüşler dile getirdiğini görüyoruz. İkinci oranın ise 4 bin 500 ile 5 bin arasında yüzde 21 şeklinde, diğerinin ise yüzde 13’lük bir oranda toplandıkları görülüyor. Ailenizde başka bir kişi var mı diye asgari ücretle çalışanlara sorulduğu zaman, bunların yüzde 61’inin hayır dediğini görüyoruz. Dolayısıyla yaklaşık yüzde 40’ının ailede tek ücretli olmadığını göstermesi bakımında da ilginç. İşçilerimiz de asgari ücretin artmasının ekonomiyi canlandıracağını düşünmektedir” diye konuşmuştu.
Bir işçinin maliyeti 4 bin 203 lira 56 kuruş
Asgari ücret, halen bekar bir işçi için aylık brüt 3 bin 577 lira 50 kuruş, vergiler ve kesintiler düştüğünde net 2 bin 825 lira 90 kuruş olarak uygulanıyor. Apartman görevlileri için ise normal işçilerden farklı olarak gelir ve damga vergileri kesilmediği için net 3 bin 40 lira 87 kuruş olarak hesaplanıyor. Asgari ücretin işverene toplam maliyeti, bir işçi için 4 bin 203 lira 56 kuruş. Bunun 3 bin 577 lira 50 kuruşu brüt asgari ücret, 554 lira 51 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 71 lira 55 kuruşunu işveren işsizlik sigorta fonu oluşturuyor.