Gündem

Songül Öden’den kadın cinayetlerine farklı yaklaşım! Lal Hayal!

Senaryosunu Sevilay Saral’ın yazdığı Lal Hayat’ı Songül Öden’in yüksek performansıyla sergilemesi izleyicilerden tam not aldı. 7 ayrı karaktere hayat verdiği oyunun yönetmenliğini beyaz perdenin ünlü isimlerinden Ezel Akay ve Aysel Yıldırım yapıyor.

Oyunun, kadına şiddetin sürekli gündemde olduğu bu günlerde izleyenleri sarsan bir konusu var.

Oyun, babasının uyguladığı şiddet nedeniyle annesinin ölümüne şahit olan Hayal’in hikayesi üzerine kurulu. Ne kadar tanıdık değil mİ?

Hayal’in babası gözlerinin önünde annesini öldürür. Ve küçük kız Lal olur. Yani dili tutulur, susar, konuşamaz, anlatamaz. Korkudan, ürkeklikten, çaresizlikten susar. Kendisiyle birlikte sustukları da içinde büyüdükçe büyür.

Senaryonun devamı daha da çarpıcı. Peki bu ölüme sessiz kalanların hiç mi suçu yok? Annesini ölüme götüren şiddeti görüp bilenlerin o güne kadar susmalarının nedeni ne? Bunca haksızlık karşısında susmasalardı minik Hayal’in annesi sadece hayallerinde kalır mıydı? Susan kadınlar birlik olsalardı bir şeyler değişir miydi? Şiddet engellenir miydi?

Oyunun senaryosu kadar akışı da çok iyi. Ama bunların hepsinin ötesinde Songül Öden’in performansı izleyenlerin hepsini çok etkiler nitelikte. Oyun soluksuz izleniyor. Bir an olsun oyundan kopamıyorsunuz.

Birbirinden farklı kadın figürlerinin yolu çözülmeye muhtaç polisiye bir hikayenin geriliminde buluşuyor. 16 yaşındaki hip-hop’çı, 70 yaşındaki Nişantaşı hanımefendisi, komşu kadın, üniversite öğrencisi, Allah’a yakaran babaanne, Sütlüceli kuaför, koç burcu bir jinekolog olarak farklı yaş ve statüden 7 ayrı kadına hayat veren Öden, tiyatro sahnesinden tüm kadınların sesi oluyor.

Oyunu çarpıcı kılan bir başka konu ise son repliği. Kadın cinayetlerinin son kurbanlarından Emine Bulut’un “Ölmek istemiyorum...” cümlesi.
 

Bir yanıt yazın