HABER/ Didar DEMİRCİ- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 2019’da yerel seçimlerden bugüne geçen 4,5 yıllık görev sürecini değerlendirdi. İsmet İnönü Sanat Merkezine CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve ilçe başkanları ile partililer katıldı. Toplantının açılış konuşmasını organizasyonun sahibi CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu yaptı. Aslanoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e hizmetlerinden dolayı teşekkürlerini sunarak, “Bizimkilere sahip çıkmak bizim işimiz. İzmir bir kez daha sosyal belediyecilik diyevek. Bu başarı hepimizin olacak” dedi.
ASLANOĞLU: KİM NEYİN PEŞİNDE GÖRÜYORUZ
CHP İzmir İl Başkanı Aslanoğlu, “Bizim örgütümüzden başka dayanacak gücümüz yok” diyerek sözlerine başladı. Aslanoğlu, “Güzel işler yapmak bizimkilerin göreviydi; bu güzel işleri dosta düşmana anlatmak bizim işimiz. Yani 4.5 yıldır vatandaşın dertlerinin yanında olan bizimkiler. Sosyal belediyeciliğin ne olduğunu halkımıza gösteren yoldaşlarımız onlar bizimkiler. Bugün bizimkiler ne yapmış detaylıca dinleyeceğiz ve vatandaşa eksiksiz anlatabilelim. Hz. Mevlana, ‘Birini tanımadıysan kimin ve neyin peşinde olduğuna bak, anlarsın’ demiş. Madem tanımaya çalışıyorlar anlatayım bizimkiler neyin peşinde, Tunç Başkan neyin peşinde bakalım anlayalım” diye konuştu. Sözlerinin devamında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in tarımdan sosyal yardımlara, kültür sanattan eğitime ve kentin alt yapıdan üst yapısına kadar yapılan tüm önemli çalışmalara değinerek, AK Partili belediyeleri eleştirdi. Aslanoğlu, “15 yıldır Avrupa’nın her toplantısında var olan büyükşehri belediye başkanımız var. İzmir’in dünya gençlik başkenti olması için çırpınan bir belediye başkanımız var. Onların hayallerine bile göremeyecekleri bir koltuğun başkanı… Avrupa Bölgeler Meclisi Başkanı bir belediye başkanımız var. Kısaca onlar neyin peşinde biz neyin peşindeyiz, tüm vatandaşlarımız görüyor” sözlerini kaydetti.
BAŞKAN SOYER: İZMİR 5 YILDIR CUMHURİYET İLKELERİYLE YÖNETİLİYOR
AK Parti iktidarın eleştirilerini sıralayarak konuşmalarına başlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tun Soyer, “Bu nedenle İzmir Büyükşehir Belediyesi başkanı olarak görev yaptığım beş yıl boyunca yalnızca CHP’nin, Cumhuriyetin değerlerine inanmakla yetinmedim. Aynı zamanda bu değerleri geliştirmek için çok sayıda icraat yaptık. Çünkü devrimler yapılınca bitmiyor. Onların yaşaması için daima canlı kalmaları, yenilenmeleri ve çağın gereklerine göre güçlendirilmeleri lazım” diye konuştu.
“Yüz yaşındaki Cumhuriyetimiz bizler için birçok anlam taşıyor” diyerek Cumhuriyetin önemine dikkat çeken Soyer, “Yaklaşık beş yıldır İzmir’i bu ilke ve ruhla yönetiyor, İzmirlilerin karar mekanizmalarına doğrudan katılabilmeleri için somut araçlar ve imkanlar yaratıyoruz. Bu imkanlar sadece oy verme hakkına sahip hemşerilerimizi değil, sandıkta söz hakkı olmayan çocukları, gençleri ve doğayı da kapsıyor. Çünkü demokrasi sadece sesi çok çıkanlara değil, herkese aittir. Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. İzmir’in Çocuk Belediyesi’ni ve Gençlik Belediyesi’ni işte bu nedenle kurduk. İşte bu yüzden Kent Konseyimiz ve içindeki meclisler bizim yol göstericimiz. İzmir’in her bir muhtarı bu nedenle benim ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin en değerli rehberleridir. Bu yüzden bugün burada hep birlikteyiz, beraberce düşünüyor ve geleceğe yön veriyoruz” dedi.
GELECEK BEKLENMEZ İNŞA EDİLİR
Soyer, konuşmalarını şu şekilde sürdürdü:
“Cumhuriyet bizim için aynı zamanda bir iktisadi bağımsızlık seferberliğidir. Mustafa Kemal Atatürk kuruluşumuza, yani iktisadi bağımsızlığa giden yolu İzmir’de, İktisat Kongresi’nde ülkenin her bölgesinden gelen çiftçiler, işçiler, sanayici ve tüccarlarla birlikte belirledi. Geçtiğimiz Mart ayında Cumhuriyetin iktisadi ayağını oluşturan bu mirasa sahip çıkmanın gururunu yaşadık. Sekiz ay süren uzun bir hazırlık sürecinin ardından 15-21 Mart’ta İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde bir araya geldik. Bir Fuarlar kenti olan İzmir’in bu vizyonunu beş yılda fersah fersah ileriye taşıdık. On bir uluslararası iktisat fuarını üç katına çıkardık. Çünkü şunu çok iyi biliyoruz… Gelecek beklenmez, inşa edilir.”
İZMİR’İ DEMİR AĞLARLA ÖRDÜK
Başkan Soyer, “Cumhuriyetimizin kurucusu bize diyor ki ‘Her fabrika bir kaledir’” sözleriyle konuşmasını şu şekilde devam ettirdi:
“Biz bu sözden yola çıkarak dört yılda dört fabrika kurduk… Bayındır Süt Fabrikası, Şaşal Su Fabrikası, Geri Dönüşüm Fabrikası ve Ödemiş Et Entegre Tesisi.
Köylerde de zeytinyağı fabrikaları kurmaya devam ediyoruz.
Cumhuriyet bize diyor ki “Bu ülkeyi demir ağlarla öreceğiz”.
Biz de İzmir’i beş yılda demir ağlarla ördük.
Değerli arkadaşlar, hafızamızı biraz yoklayalım.
Bu şehirde ne zaman üç metro hattı aynı anda inşa edildi?
Narlıdere Metrosunu yüzde 12 seviyesinde aldık. Finansmanını bulduk. İmzaları atsınlar diye saray erkanıyla mücadele ettik. Ve tamamladık. Şubat’ta açıyoruz.
Çiğli Tramvayını sıfırdan başlattık. Temelini attık. Finansmanını bulduk. Ve tamamladık. Onu da Şubat’ta açıyoruz.
Buca Metrosunu ise tüm engellere, atılmayan imzalara, açılan davalara, yaratılan spekülasyonlara ve ekonomik krize rağmen Buca’ya getirdik. Temelini attık ve dün itibarıyla dev köstebek TBM’leri toprağın altına indirdik.
Vaat ettiğimiz günde, vaat ettiğimiz biçimde, önümüzdeki dönemin ortalarında Buca Metrosunu da açacağız. Bu anlattıklarım Avrupa’da dört başı mamur bir şehirde yaşanmadı. Burası Tunç Soyer’in başkanı olduğu İzmir. Burası, bizim şehrimiz. Burası, İzmir.”
MAZERET ÜRETMEDİK, DAİMA İCRAAT ÜRETTİK
Partililerine seslenen Soyer, icraatlarını şu şekilde sıraladı:
“Biz pandemiye, iki büyük depreme, yangınlara, sellere, tsunamiye ve hatta denizin taşmasına rağmen asla mazeret üretmedik. Daima icraat ürettik. Her geçen gün çirkinleşen, sertleşen acımasız bir iktidarın karşısında dimdik durduk. Ekonomik krizin bileğini büktük. Demokrasi mücadelesinde daima en önde yürüdük. Zehirli gemileri evine gönderdik. Buca’nın kalbinde eski cezaevi alanının Bucalı nefes alsın diye yeşil alan olmasını sağladık. Çeşme’yi katledecek bir rant projesini durdurduk. Kentin rantını yemeye çalışan hiç kimseye izin vermedik. Her şeye rağmen sosyal yardımları beş kat artırdık. 30 Ekim depreminden sonra çadırda kalan her bir İzmirliye sadece bir ay içinde sıcak bir yuva bulduk. İzmir’de bir daha kimsenin yüreğine sevdiğinin acısı düşmesin diye her şeyden önce güvenli yaşam dedik. Başlattığımız kentsel dönüşüm seferberliği ile depreme dirençli ve güvenli bir yapı stoğunu odağımıza aldık. İzmir’in 30 ilçesine yayılan bu hareketle şehrimizdeki binlerce yapının deprem karnesini çıkardık. Tek bir İzmirli’nin ahını almadık. Onların rızasını alarak 6 bölgede toplam 248 hektar alanda kentsel dönüşüm çalışmalarımızı kooperatifçilik modeliyle buluşturduk. Meslek Fabrikası birimimizin çalışmalarıyla 36 kurs merkezinde, 224 farklı branşta binlerce kişiye ücretsiz mesleki ve teknik kurslar verdik. Ekmeği aslanın ağzından aldık, emekçiye teslim ettik. Şehrimizi temiz enerjinin başkenti haline getirdik. Eylem planlarımızla 377 şehir arasından Avrupa Birliği’nin İklim Nötr ve Akıllı Şehirler Misyonu’na seçildik. Yeşil alanları beş senede yüzde 60 artırdık. Sokak toplayıcılarını istihdam edebilen ve bunu kamu kaynaklarını kullanmadan yapan ilk belediye oldu. İzmir tarihinde yapılmış yağmur suyu kanalını 4 yılda yüzde 5o artırdık. 642 kilometrede aldık, 945 kilometreye çıkardık. Göreve geldiğimde koku bu şehrin en büyük sorunuydu. Bunu asla bitiremezsin dediler. Tamamen ortadan kaldırdık. Çökmüş, çürümüş bir altyapı devraldık. 3090 kilometre içme suyu hattı döşedik. 1500 kilometre kanalizasyon hattı yaptık. Bozulmuş, perişan, bakımsız bir arıtma tesisi devraldık. Arıtma tesisinin bozuk olan üç fazını sıfır kilometre ayarlarına taşıdık. 10 yıldır yapılamayan dördüncü fazın temelini attık ve bugün itibarıyla inşaatı yarıladık. Kemeraltında elimizi değil gövdemizi taşın altına koyduk. 100 yıldır dokunulmayan, sürekli halının altına süpürülen alt yapı sorunlarını çözmeye karar verdik, sokakların altına yer altı nehirleri yaptık, ilk iki etabı yılbaşına tamamlıyoruz. Yeni yılı Kemeraltında karşılamaya hepinizi davet ediyorum.
İzmir Tarımı Programı’yla kuraklığa ve yoksulluğa savaş açtık. Başka Bir Tarım Mümkün dedik. Küçük üreticimize alım garantisi verdik. Aldığımız ürünleri “İzmirli” markamızla dünyaya ihraç ettik.
Şehrimizin bereketine, üreticimizin alın terine, geleceğimize sahip çıktık. Refahı ve adaleti büyüttük.
Küçük üreticimiz doğduğu yerde doyabilsin diye her fırsatta kooperatifçiliği destekledik. Bu yolda önümüze taş koyanlar olsa da, üretenin örgütlü gücünü hiç kimsenin yenemeyeceğini gösterdik.
Kadınıyla çocuğuyla, genci ve yaşlısıyla 4 buçuk milyon İzmirli’nin hepsini kucakladık. Çalmadık kapı, gidilmedik mahalle, sokak, yol bırakmadık.
İzmir’i bir dünya kenti yapacağız demiştim. Bugün Lonely Planet’te dünyada ziyaret edilmesi gereken 10 şehir arasına girdik.
İzmir’e direkt uçuşlar iki kat arttı. Kurvaziyerler yeniden limanımıza gelmeye başladı.
Şehrimize gelen turist sayısı tarihin rekorunu kırdı. Bir buçuk milyondayken aldık, pandemiye rağmen bugün neredeyse üç milyona çıkardık.
Avrupa Konseyi’nin bölgeler Meclisi Başkanı artık İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer. Böylece hem tabi olmak zorunda kaldığımız mevzuata müdahale gücünü sağladık, hem de fon ve hibe kaynaklarından daha çok yararlanmanın anahtarını elimize almış olduk.
Avrupa Ödülünü tarihte ilk defa İzmir’e getirdik.
Tüm bunlar ne demek biliyor musunuz arkadaşlar? İzmir, Türkiye’nin yeni parlayan yıldızı, herkesin gıpta ettiği, mutlaka gelip görmek istediği, mümkünse hayatının geri kalanını geçirmek istediği bir kent oldu.”
‘YOLDAŞLARIMA GÜVENİYORUM’
Soyer, “Siyaset bir bayrak yarışıdır. Siyaset bir ekip işidir. Siyaset kişilerin değil, değerlerin ve hedeflerin yarıştığı bir meydandır. Siyasetin yegane sathı sine-i millettir. Onu kapalı kapıların ardından, menfaat çetelerinin ve popülizmin elinden kurtaracak tek bir güç var. O da biziz. Cumhuriyet Halk Partimiz. Bu zorlu yolda ben en çok siz yoldaşlarıma güveniyorum. Bu ülkede içinde güvenle yaşanan şehirleri ancak biz inşa edebiliriz. Refahın büyümesini ve adil paylaşımını ancak biz sağlayabiliriz. Demokrasiyi yerelde ve tüm Türkiye’de en güçlü şekilde bizler yüceltebiliriz. Gençlere, şiddet gören kadınlara, engellilere ve toplumun tüm dezavantajlı kesimlerine ancak biz sahip çıkabilir ve hiç kimseyi geride bırakmadan sosyal gelişimi sadece biz var edebiliriz. Doğayla uyumu, geçmişten öğrenmeyi ve geleceğin inşasını ancak biz sağlayabiliriz. Bu ülkede bizi birbirimizden ayıran sebeplerden çok bizi birleştiren değerlerimiz var. Cumhuriyet ve Cumhuriyet Halk Partisi işte bu değerleri korumaktır. Onları hiçbir taviz vermeden yaşatmaktır. Bunu hep birlikte, el ele, omuz omuza, büyük bir coşku ve kararlılıkla başaracağız. Üstelik bu büyük ihtiyaç, tıpkı yüzyıl önce olduğu gibi bugün de çok namüsait bir mahiyette ortaya çıkmış olabilir. Bizlerin kutuplaşmasından medet umanlar olabilir. Bunların hiçbiri bizi yıldıramaz. Hiç kimse bizi yüz yıllık CHP yolculuğundan geri döndüremez. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılının ve önümüzdeki yerel seçimlerin bu uğurda tarihi bir mihenk taşı olacağına tüm kalbimle inanıyorum. Zaman bölünme, parçalanma değil, bu zorlu mücadelede Genel Başkanımız Özgür Özel’e ve birbirimize güç verme zamanıdır” diye konuştu.