Türkiye-ABD-NATO ilişkilerinde gelinen nokta!

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Türkiye-ABD-NATO ilişkilerinde gelinen noktaya değindi. ABD’nin bir taraftan teröre destek verirken bir taraftan Türkiye’yi müttefiki olarak sınıflandırmasını, buna karşın yaptırım kararı alması, Türkiye’nin NATO’da ki işlevselliğimize rağmen devre dışı bırakılmaya çalışılmasını meclis gündemine taşıdı. İktidarın dış politikalarını eleştiren CHP’li Çakırözer, ABD Başkanı Donald Trump’ın geçmiş dönemlerde Türkiye’ye karşı gösterdiği küstah tavırlarından dolayı AK Parti yönetiminin ABD’ye karşı yeterli dik bir duruş sergilemediğini savundu.

Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer konu ile ilgili şu flaş açıklamaları yaptı;

TÜRKİYE’NİN NATO’YA KATILMASI

Türkiye Afganistan’ın istikrara ve güvene kavuşturulması, uluslararası teröre verilen desteğin sona erdirilmesi için BM Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde oluşturulan daha sonra NATO komutası ve eş güdümüne geçen Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti’ne de baştan itibaren katıldı. 2015’ten itibaren de yine, NATO bünyesindeki Kararlı Destek Misyonu’nun aslî unsuru olmaya devam ettik. Güvenlik Yardım Kuvveti’nin iki dönem liderliğini üstlenen Türkiye, kardeş ülke Afganistan’ın güvenlik ve diğer alanlarda kalkınması için çok büyük katkıda bulundu, bulunmaya da devam ediyor. Bu noktada, NATO’nun Afganistan’daki en kıdemli sivil temsilcisi olarak görev yapan Meclis Eski Başkanımız Sayın Hikmet Çetin ve Büyükelçi İsmail Aramaz da dâhil orada yaptıkları olağanüstü hizmetlerle yüzümüzü ağartan asker-sivil tüm görevlilerimize saygı ve minnetimizi ifade etmek isterim.

TÜRKİYE AFGANİSTAN’A ÖNEMLİ KATKILAR SAĞLADI

Türkiye’nin Afganistan’da üstlendiği sorumluluğun temel nedeni kardeş Afgan halkının zor gününde yanında olmaktır. Bu süreçte Afganistan’ın istikrarı ve yeniden kalkınması için Türkiye önemli katkılar sağlamıştır, bundan sonrada sağlamaya devam etmelidir.

Türkiye’nin Afganistan’da bulunmasının bir başka önemli gerekçesi daha var. Oradaki varlığımız, bölgesel ve küresel krizlerde NATO ittifakının askerî ve siyasi etkinliğinin korunmasına verdiğimiz önemin bir işaretidir. NATO’daki müttefiklerimizden Amerika Birleşik Devletleri’ne yönelik tarihte örneği görülmemiş bir terör saldırısına karşı süratle ortaya koyduğumuz dayanışmanın da önemli bir parçasıdır oradaki varlığımız. Hâl böyleyken aradan geçen yirmi yılda Türkiye kendi terörle mücadelesinde maalesef yalnız kalmıştır, yalnız bırakılmıştır. Bizim terörle mücadelemizde NATO’yu yeterince yanımızda bulduğumuz söylenemez.

NATO TÜRKİYE’NİN ARKASINDA DURMAMASININ SEBEBİ

Tabii ki ittifak içindeki bazı müttefiklerin çifte standartlı tavırları vardır ama bugün tezkereyi önümüze getiren iktidarın Türkiye’nin terörle mücadelesinde NATO’nun ülkemizin yanında durmasını sağlayacak iş birliğini geliştirememiş olması çok büyük bir eksikliktir. Aynı şekilde, binlerce vatandaşını kaybettiği 11 Eylül terör saldırıları sonrasında tam dayanışma gösterdiğimiz ABD’nin de terörle mücadelede yıllardır müttefiklik ruhuna uygun bir destek vermediği ortadır. Üstüne üstlük şimdi Türkiye’ye yaptırım uygulama noktasına gelen bir müttefikten bahsediyoruz. Bu bağlamda, ABD’nin dengesiz Başkanı Trump’ın, küstah ve saygısız Dışişleri Bakanı Pompeo’nun da etkisiyle savunma sanayisi alanında Türkiye’ye yaptırım kararı alması müttefiklik ilişkisiyle asla bağdaşmaz, bunu kınıyorum. Benzer biçimde, üretim ortağı olduğumuz yeni nesil savaş uçaklarının üretimi projesinde de yine ABD’nin Türkiye’yi ve proje ortağı millî savunma sanayisi üreticilerimizi dışlayan, parasını verdiğimiz uçaklara dâhi el koyan tutumu dostluk ve müttefiklikle bağdaştırılamaz.

TÜM OLANLARA RAĞMEN TRUMP’A ÖZEL TEŞEKKÜR EDİLİYOR

Unutmayalım, yaptırımların en büyük zararını halklar görmektedir. Milletvekili olmaktan büyük gurur ve onur duyduğum Eskişehir’imizde savunma sanayisi firmaları, şu anda 500 milyon dolarlık ihracat kaybından bahsetmektedir. Peki, dostluğa ve müttefikliğe sığmayan bu yaklaşımlar karşısında Türkiye Cumhuriyetini yönetenler ne yapmıştır? Hangi karşılığı verebilmiştir? Hiçbir şey. Bırakın tepki vermeyi, tam tersine yaptırımlardan kısa sıra önce Ankara’dan Trump’a gönderilen veda tebriğine bakar mısınız? Devletin en tepesinden ne deniyor: Türkiye ABD ilişkilerinin gelişmesi için ortaya koyduğu samimi ve kararlı vizyon için Trump’a özel teşekkür ediliyor. “Her zamanki sıcak dostluğunuz için içtenlikle teşekkür ederim.” deniyor. Soruyorum size: Nerede ortak çıkar, nerede sıcak dostluk? Liyakatsiz, beceriksiz kadrolarla yönetmediği beceremediğiniz ekonomimizi daha da sarsan Trump’ın ayıplı “tweet”inin neresi sıcak dostluk? Devlet arşivimizde, tarihte örneği olmayan hakaretlerle dolu üslupsuz mektubu mudur samimiyet? Yoksa sınırımızın dibinde terör örgütlerine artarak devam eden destekleri mi? Hangi ortak çıkardan, hangi sıcak dostluktan bahsediyorsunuz?

Değerli milletvekilleri, her hafta telefonla konuşmakla övündüğünüz ABD Başkanı “Dostum Trump”ın attığı bu kazıklar özellikle saray iktidarına bir ders olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti gibi bir ülkenin dış politikası sadece kişisel ilişkilerle yürütülemez. Meclisimizin, Dışişleri Bakanlığının, güvenlik ve istihbarat birimlerinin, ekonomi ve iş dünyası kuruluşlarının karşılıklı kurumsal ilişkilerinin devreye sokulması şarttır. Eğer bunu yapmazsak sadece Amerika’yla değil, dış politikamızın her alanında daha çok mevzi kaybetmeye devam edeceğiz.

 

Exit mobile version