Türkiye’de korku filmlerine konu olmuş, efsanelerde dolu mekanlar..

Dizi veya film izlerken tanık olduğumuz tüyler ürpertici ortamlar, perili köşkler ülkemizde de birçok farklı mekanda var diyebiliriz. Bu hikayelerin bir kısmı söylentilerden ibaretken bir kısmı gerçeklik barındırıyor.

Molla Zeyrek Camii

İstanbul Fatih’te bulunan Molla Zeyrek Camii, İstanbul fethedildikten sonra bir kilisenin camiye çevrilmesiyle ortaya çıkmış. Caminin şimdilerde park alanı olan arazisine bakan sokakla ilgili pek çok ürpertici söylenti mevcut. Bölgede yaşayan insanlar, park alanının öncelerde bir ahır bölgesi olduğunu söylüyor. Ahırın içinde ürkütücü bir kuyu varmış, altında ise bir mahzen olduğu iddia ediliyor. Ahıra hayvanlarını bırakanlar akşamları oraya gitmekten korkarlarmış, bunun nedeni ise çığlık sesleri duymalarıymış. Ahırın altındaki mahzenlerin derin bir tünele ev sahipliği yaptığı söylentileri de varmış. Günümüzde park olan bölgeden hala çığlık sesleri duyduklarını söyleyenler var.

129 No’lu Apartman

İddiaya göre 2009 yılında meydana gelen olayda ODTÜ’de okuyan iki kız öğrenci, gece yarısı 01:00 sularında mumlarla bir takım satanist ayinler yaparlar. 129 no’lu apartmanın en üst katında kalan öğrenciler o gece dairelerinde gizemli bir şekilde ölürler. Apartman sakinlerine göre öldükleri gece şiddetli bir deprem olmuştur ve tüm apartmanda eşyalar sağa sola savrulup camlar kırılmıştır. Bu olay üzerine apartman anında terk edilir. Daha sonra ise içeri girme cesaretinde bulunanlar, tarif etmesi zor kokular duyduklarını ve camların kendi kendilerine kırıldığını gördüklerini söylerler.

Cemil Molla Köşkü

Kuzguncuk’tan Beylerbeyi’ne doğru gittiyseniz tünele girmeden hemen önce sağda kalan bir beyaz yapı dikkatinizi çekmiştir. O beyaz yapı Cemil Molla Köşkü’nün restore edilmiş hali. Oldukça büyüleyici duran yapı, eskiden de oldukça büyüleyiciymiş; ancak biraz daha farklı anlamda. Nitekim eskiden insanlar yanından arabayla geçmeye bile korkarlarmış. Mahmud Cemil Efendi tarafından 1885’te yaptırılan 130 yıllık bu köşk, yıllarca restore edilmedi. Bunun nedeni olarak köşkün perili olduğu, gelen işçilerin birkaç güne kalmadan işi bırakıp kaçtıkları gösterilmiş.

Havran’daki Esrarengiz Mağara

Bu mağara ülkemizin en ürkütücü hikayelerine konu olan yerlerinden biri. Büyüklüğüyle dikkat çeken mağaranın etrafının insan kemikleriyle dolu olduğu söyleniyor. Giren koyunlar bir daha çıkmıyor, koyununun peşine giden çoban olursa ondan da haber alınamıyormuş. Eğmir, Dereören ve Hallaçlar köylüleri, Madra Dağı eteklerinde Kaya Tepe diye anılan bölgede bulunan mağaraların esrarengiz olduğunu, hayvanlarını otlatırken bile mağaraların bulunduğu bölgeden geçmediklerini söylemiş. İçeride ne olduğu tam bir muamma.

Kastamonu’daki Esrarengiz Türbe

Bu türbenin hikayesini türbe üzerinde araştırmalar yapan Güntekin Caymaz adlı bir araştırmacının kendi ağzından dinleyelim:

“1981 yılındaki Anadolu gezim sırasında Kastamonu yakınlarındaki bir türbenin öyküsü dikkatimi çekti. Türbenin yakınındaki gecekondulara yol açmak için bir buldozer getirtmişler. ‘Türbeyi yıkıp başka bir yere daha iyisini yaparız’ demişler. Buldozerin türbeye her yaklaşışında motor durmuş. Aracı bir türlü çalıştıramamışlar. Ardından insan gücünü denemişler. Kazma­larla işe girişmişler. Kazmalar toprağa saplanıp kalmış. Bir türlü çıkarılamamış. zor­layınca da sapları kırılmış. Türbenin civarında geceleri garip ışıklar görülüyormuş. Korkmuş­lar ve işi bırakmışlar… Ben inançlı biri olduğum için gidip orayı ziyaret ettim. Dua okudum. Niyetim türbenin fotoğraflarını çekmekti. Birçok fotoğraf çek­tim. Bir de kendimi türbenin önünde çekeyim dedim. Ankara’ya döndüğümde çektiğim fotoğraf film banyo edildi. Hayretle gördüm ki kendimi çektiğim fotoğ­rafta çevremde yaygın bir ışık alanı oluşmuştu (1 no’lu fotoğraf). İkinci gidi­şimde de aynı durumu yaşadım, hala bilimsel açıklamasını bulamadım.

Siccin 2’ye konu olan Issız Cuma Mezarlığı

Çanakkale’nin Yenice ilçesine bağlı Seyvan ve Çakıroba Köyleri arasında bulunan ‘Issız Cuma’ cami mezarlığında yaşandığı söylenen sır dolu olaylar tüyler ürperten cinsten. 1335 yılında yapılan caminin etrafında başka bir yapı bulunmadığı için ‘ıssız’ adı verilmiş. Cami avlusunda bulunan mezarlık ise 680 yıllık.

Mezarlığa defnedilen bir anne ve bebeğinin birbirinden ayrı yapılan mezarları, tanıklara göre her seferinde yeniden birleşmiş.  52 yıl önce bir kız bebek dünyaya getiren Hatice E., doğumun ardından kısa süre sonra hayatını kaybeder. ‘Ayşe’ adı verilen minik bebek de doğumdan 20 gün sonra hayata gözlerini yumar. Ayşe bebek, annesinin bulunduğu mezarlığa defnedilir. Birkaç gün sonra ziyarete giden yakınları, iki mezarın birbirine birleştiğini görünce şok olur.

Mezarları ayıran aile fertleri, bir sonraki ziyarette mezarların tekrar birleştiğini görür. Bu olay birkaç kez tekrarlandıktan sonra, yakınları anne ve kızın mezarlarını olduğu şekilde bırakmaya karar verirler. Mezarlığı ziyaret edenler de bu ilginç olay karşısında şaşkına dönüyor. Bu olay, Siccin 2 adlı filme de konu edilmişti.

Exit mobile version