Üzüm üreticileri hastalıklara karşı korumasız kaldı

Üzüm üreticilerinin 2023 üretim sezonunda yaşadığı zorluklara dikkat çeken Çiftçi Sen Genel Merkez yetkilileri, üzüm üreticilerinin yaşadığı sıkıntıların telafi edilmesi için çağrıda bulundu. Çiftçi Sen Genel Merkez’den yapılan açıklamada, iklim değişikliği nedeniyle üzüm üreticilerinin beklediği sonucu alamadığına dikkat çekilerek, üretimde yaşanan kayıpların giderilmesi için önlem alınması istendi.

Çiftçi Sen Genel Merkezden yapılan açıklamada şu noktalara dikkat çekildi:

“Tarımsal girdi fiyatlarının giderek yükselmesi, ürün fiyatlarının baskı altında tutulması yetmiyormuş gibi yaşanan İklim Krizi üretim sürecinde ciddi olumsuzluklara neden oldu. Bitkisel üretimi düzensiz yağışlar, aşırı sıcaklar olumsuz etkiledi. Önemli bir ihraç ürünü olan üzümü üreten, geçimini üzümden sağlayan binlerce aile iklim krizi karşısında çaresiz kaldı. Kışın gecikmesi, baharın erken gelmesi, üzüm asmalarını kış uykusunu bile yaşamadan açmak zorunda bıraktı. Asmaların ani soğukların yol açtığı don ve ayazın olumsuz etkileri ile karşılaşmasına neden oldu. Ardından sürekli yağan yağmurlar ve birçok bölgedeki dolu yağışları çiçekteki asmaları vurdu, üzüm doğuşları olumsuz etkilendi. Yağışların düzensiz olarak devam etmesi nedeniyle oluşan aşırı nem yüzünden asmalarda bir mantari hastalık olan Mildiyö (Pornos), külleme gibi hastalıkları yaygın olarak ortaya çıkardı. Üreticiler kimyasalların aşırı sıcakta nasıl bir etki yaratacağını bilmeden geçmiş yıllardan çok daha fazla kimyasal girdi kullanmayı çare olarak gördüler. Şaraplık, sofralık üzüm bağları ayrımı olmadan üzüm bağlarında ciddi ürün kayıpları ortaya çıktı. Öyle ki bazı bağlardaki kayıplar yüzde 70- 80’i buldu. Bu nedenle de kg başına üretim maliyetleri arttı. Hasat dönemine kadar yaşanabilecek olumsuz iklim olayları da ürün kaybını yükseltebilecek, rekolteyi daha da düşürebilecektir. Bu hastalıklar Tarım Sigortası kapsamında da değil. Kaldı ki birçok üretici maliyeti yüksek olduğundan ürününe sigorta dahi yaptıramamaktadır. Olağanüstü iklim olayları üreticilerin sağlıklı üretim planlaması yapabilmesini, kâr veya zararı önceden hesaplayabilmesini gün geçtikçe daha da imkansızlaştırıyor. Ekonomik kriz üreticileri, yoksulları vuruyor.”

ÜZÜM FİYATLARI ÜRETİCİSİNİ KURTARMIYOR

Çiftçi Sen Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada, “Üretim sürecinde yaşanan sıkıntılar, kalite düşüklüğü ve verimlilik kayıpları bilinmesine rağmen, hasat döneminin yaklaştığı bu günlerde TMO stoğundaki kuru üzümleri geçen yılın fiyatlarıyla piyasaya sürerek piyasayı tüccarlar ve şirketler lehine düzenlemeye devam ediyor” denildi. Üzüm üreticisinin yaşaması ve üretime devam etmesi için gerekli olan şartları sıralayan Çiftçi Sen Genel Merkezi, açıklamanın devamında şu noktalara dikkat çekti:

“Üzüm üreticilerinin insanca yaşayabilmesi ve üretimlerini devam ettirebilmeleri için en azından (tesis masrafları amortisman payı ve çıplak arazi değerinin faizi hesaba katılmadan oluşan) kuru üzüm maliyeti olan 52,50 TL’nin üzerine yüzde 25 kar payı+ yüzde 25 insanca yaşam payı (asgari yıllık enflasyon oranının çok altında bir hesaplamayla) eklenerek fiyat belirlenmelidir. Bu hesaplamaya göre referans taban fiyatın en az 82,00 TL olması gerekir.

Gerek Uluslararası sözleşmelerden gerekse de Anayasa’dan gücünü alan çiftçilerin sendikal örgütlenmesi fiyat belirlemelerinde sürece dahil edilmelidir. Kuru üzüm fiyatlarında maliyet, kar payı ve insanca yaşama payı gözetilerek sendikamızın referans fiyatları üzerinden TARİŞ tarafından destekleme alımı yapılmalı, hükümet bu konuda desteğini vermelidir. TMO piyasayı şirketler lehine düzenlemekten vazgeçmelidir.

Ziraat Odaları, Birlikler, kooperatifler vb. çiftçi örgütleri de demokratik yapılara kavuşturulmalı,4572 sayılı kooperatif yasasının şirketler lehine olan hükümleri kaldırılmalı, TARİŞ, üretimden pazarlamaya kadar olan zincirin her halkasında, yönetim organlarında, üreticilerin söz ve karar sahibi olacağı şekilde yeniden yapılandırılarak kuru üzüm alımında devreye sokulmalıdır.

Afet bölgesi ilan edilmeli ve desteklenmeli

İklim krizinden aşırı etkilenen bölgeler “Afet Bölgesi” ilan edilmeli, üreticilere devlet tarafından telafi edici ödemeler yapılmalıdır. Üzüm üreticilerinin bankalara ve kamuya olan borçları en az bir yıl faizsiz ertelenerek taksitleri yıllara bölünmelidir.

Verimlilik kaybı yüzde 30 ve üzeri olan üreticilere, üretimleri sürdürebilmeleri için faizsiz kredi verilmelidir.

Şaraplık üzüm üreten üreticilerin üzümlerini işleyip satabilecekleri yasal düzenlemeler yapılmalı ve ürünlerini işleyerek satmaları konusunda teşvikler verilmelidir. İklimi ve üretimi olumsuz etkileyen enerji ve madencilik faaliyetlerine tarımsal alanlarda izin verilmemeli, faaliyette olanlar da kapatılmalıdır.

Tarım Sigortaları Yasası şirketlerin kazancını artırmak için değil, üzüm üreticilerine zor günlerinde yardımcı olmak amacıyla yeniden düzenlenmelidir.

Kullanılan kimyasalların, değişen iklim koşullarında (aşırı sıcaklar vb.) bağları olumsuz etkileyip etkilemediği, hastalıkların artmasında rolünün olup olmadığı kamu eliyle araştırılmalıdır.

Üreticilerin üretimleri sürecinde zirai kimyasallardan ve şirketlere bağımlı girdilerden kurtulmaları için Hükümet ve yerel yönetimler agroekolojik üretime ilişkin araştırmalara yönelmeli bu konuda üreticilere eğitimler vermelidir.”

Exit mobile version