Çalışan milyonlarca vatandaşı ilgilendiren çok önemli bir karar alındı. Yargıtay tarafından alınan karar emsal niteliğinde kayıtlara geçti. İş Mahkemesi’ne başvuran özel sektör çalışanı, 1989 – 2013 yılları arasında hak ettiği fazla çalışma ücretlerinin ödenmesi talebiyle dava açtı. Davalı şirket avukatı ise zamanaşımı iddiasında bulundu. Davacının her gün ve teftiş döneminde 09.00 ila 22.00-23.00 saatleri arasında çalışmasının kabul edilemeyeceğini dile getirdi. Davacının tabi olduğu yönetmelik gereğince yıllık 270 saatlik fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğunu ve davacıya 2011-2014 yıllarına ilişkin yıllık 270 saati aşan fazla çalışmasının karşılığı ücretlerin davacıya ödendiğini beyanla, davanın reddini savundu. İşte Yargıtay tarafından alınan kararın detayları…
Yargıtay’ın Kararının Detayları
“Davacının çalıştığı şubeden, çalıştığı dönemler itibariyle kullandığı bilgisayarların açılış kapanış saatlerini gösterir kayıtlar tespit edilmeli. Gerektiğinde bilirkişiye yerinde inceleme yapma yetkisi de verilerek, işyeri giriş çıkış ile bilgisayar kayıtları, varsa mesai formları ve emsal dava dosyalarındaki tespitlerle örtüştüğü noktada davacı tanıklarının beyanları ile birlikte değerlendirilmeli. Yeniden rapor alınmalı ve sonucuna göre usuli kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek bir karar verilmesi gerekir.
Raporun hazırlanması esnasında log (bilgisayarın açılış kapanış saatleri) kayıtlarının dosyada bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkemece daha sonra alınan 05.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda ise 28.01.2011-03.12.2013 tarihleri arasında log kayıtlarının dosyaya getirildiği, log kayıtlarının bulunduğu dönemlerde log kayıtlarına göre, 24.12.2010-27.01.2011 tarihleri arasında ise log kayıtlarının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Bu halde mahkemece 05.01.2021 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda log kayıtlarına göre hesap yapılan dönem yönünden herhangi bir indirim yapılmaksızın, tanık beyanlarına dayanan dönem yönünden ise uygun bir indirim yapılarak hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde log kayıtları incelenmeksizin hazırlanan rapor doğrultusunda karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”