Yaşlı dünyamız can çekişiyor! Bilim insanlarından kırmızı kod uyarısı!

Bilim insanları, 2019 yılında yapılan iklim acil durumu ilanına bir güncelleme getirdi. Yapılan güncelleme, dünyanın yaşamsal belirtilerine yönelik insanlığın ciddi tehditlerle karşı karşıya olabileceğini vurguladı.

Binlerce bilim insanından oluşan bir koalisyon, 2019 yılında yapılan iklim acil durumu ilanını güncelledi ve gezegenin yaşamını sürdürme kapasitesinin tehlikede olduğuna işaret etti.

The Hill’in haberine göre, raporun imzacıları arasında yer alan 15 binden fazla kişi, son dönemde kaydedilen yüksek sıcaklık rekorlarının, gezegenin “yaşamsal belirtileri” üzerinde ciddi tehditler oluşturduğunu belirtti. Bu belirtiler, insan nüfusu ve enerji tüketiminden Brezilya Amazon yağmur ormanlarının kaybına kadar uzanan 35 göstergeyi içeriyor.

2023 yazı kayıtlara geçen en sıcak yaz mevsimi

Rapora göre, bu yaşamsal göstergelerden yirmisi şu anda rekor düzeyde aşırılık gösteriyor. Bilim insanları, 2023’ün kayıtlara geçen en sıcak yaz mevsimi olduğunu ve muhtemelen şimdiye kadar kaydedilen en sıcak yıllar arasında yer alacağını belirtiyor.

Okyanus asitliği, buzul kalınlığı ve Grönland buz kütlesi tüm zamanların en düşük seviyelerine ulaşırken, okyanuslar her zamankinden daha sıcak. Bu durum, deniz yaşamından yoğun tropikal fırtınalara kadar çeşitli etkilere yol açabilir.

Aşırı sıcaklar felaketleri beraberinde getiriyor

Araştırmalar, 2023’te aşırı sıcak hava koşullarının Çin’in kuzeyinde sel felaketine ve Akdeniz’de çoğunluğu Libyalı binlerce kişinin ölümüne neden olan fırtınalara yol açtığını gösteriyor.

Ayrıca, pandemi sonrası fosil yakıt kullanımının hızla arttığına dikkat çekilirken, bazı çevrelerde umutlu bir “yeşil toparlanma” dönemi yaşanmasına rağmen, COVID-19 yasaklarının kaldırılmasıyla fosil yakıtların kullanımının arttığına vurgu yapılıyor.

Ülkemizde de durum hiç iç açıcı değil

Türkiye, iklim değişikliğinin etkilerini giderek daha fazla hisseden bir ülke. Bu etkilerden biri de kuraklık. 2020, 2021 ve 2022 yılları, Türkiye’nin son 20 yılın en kurak yılları olarak kayıtlara geçti. Bu kuraklık, ülkenin birçok bölgesini olumsuz etkiledi.

Kuraklık, tarımdan hayvancılığa, enerjiden turizme kadar birçok sektörü etkiliyor. Tarım, Türkiye ekonomisinin önemli bir parçası ve kuraklık, tarımsal üretimi olumsuz etkiledi. Bu durum, gıda fiyatlarının artmasına ve gıda güvenliğinin riske girmesine neden oldu. Hayvancılık da kuraklıktan etkilendi. Kuraklık nedeniyle meralar kurudu ve hayvancılıkta verim düştü.

Enerji sektörü de kuraklıktan etkilendi. Kuraklık, hidroelektrik santrallerinin üretimini azalttı. Bu durum, elektrik fiyatlarının artmasına neden oldu. Turizm sektörü de kuraklıktan etkilendi. Kuraklık nedeniyle barajlardaki su seviyeleri düştü ve bu durum, su sporları ve balık tutma gibi turizm faaliyetlerini olumsuz etkiledi.

Türkiye’de kuraklık riskini azaltmak için uzun vadeli önlemler almak gerekiyor. Bu önlemler arasında iklim değişikliğiyle mücadele, su verimliliğini artırmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmak yer alıyor.

 

 

Exit mobile version